_______Ekim
Selam Frank. Düşünmekten kafayı yediğim bir gece yine. Biliyorsun düşünmeden edemiyorum. Beni düşünmeye itiyorsun ve düşünüyorum. Sonra bir bakmışım bir çıkmaz sokakta veya dipsiz karanlık bir kuyudayım. Arada bir ışık geliyor olduğum yere (düşünmeyi bıraktığım zamanlar veya dikkatimin dağılması) sonra tekrar bakıyorum ve her şey aynı. Hâlâ çıkmayı becerememişim o kuyudan.
Her neyse Frank. senin bana yaptığın gibi sana yapmayacağım. Kafanı şişirmeyeceğim. En azından şimdilik. Sonuçta, her şeyin bir karşılığı olmalı degil mi? Neyse, neyse.
İnsanlar çok kırıcı Frank. Beni gören sadece sensin. Ama bana tam anlamda iyi davranmıyorsun. Ve onlar bazen başımın ağrıtıyor, dengemi bozuyorlar. Hatta çoğu zaman. Ölmekten beter hale geliyorum, en azından ruhum öyle hissediyor. Nefret ediyorum bundan Frank. Beni bu hale getiren senden de. Hatta en çok senden. İnsanlar beni görmüyor ve evet bu canımı yakıyor, ama daha can yakıcı bir şey var; görüp bile bile görmemiş gibi davranmaları. Gözümün içine intikam alırcasına bakarak.
Aslında Frank. abartıyorsun dediğini hissedebiliyorum. Her zaman yaptığın gibi. Ve evet bence de abartan benimdir belki de. İlk başlarda inanmıyordum sana ancak yavaş yavaş senin tarafına geçeceğim gibi. İnsanlar bana bu şekilde geldikçe senin yanına gelmek istiyorum. Biliyor musun Frank? Bazen tanrı'ya dua ediyorum. "Tanrım, lütfen beni bu karanlık kuyudan kurtar..yoksa kurtarmazsan rusya'daki uyku deneyinde birbirini yiyen mahkumlar gibi yiyip bitireceğim kendimi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Frankin'e notlar...
Non-FictionBiliyor musun frank? Bazen tanrı'ya dua ediyorum. "Tanrım, lütfen beni bu karanlık kuyudan kurtar.."