3. BÖLÜM • GÖRÜŞECEĞİZ ZATEN •

788 64 22
                                    

Onu aydınlatmak için tekrar konuştum. "Avukatım ben" dedim. Bu dediğimi duyunca yüzünde hiç bir şaşırma ifadesi belirmedi. Aksine rahat bir tavırla "biliyorum" dedi. Kabul bu sefer ben şaşırmıştım. O zaman neden yüzüme böyle bakıyordu ki ? Bende ona , bana baktığı gibi dikkatli bir şekilde bakmaya başladım. Bakışmamızı bölen şey silah sesleriydi.

Silah sesleri havada uçuşuyor ve insanların çığlık sesiyle ortam çok karışmıştı. Adını bilmediğim adam da beni korumak için önüme atlamış ama karnıma yediğim kurşuna engel olamamıştı...

3. BÖLÜM

Tanımadığım adamın kollarına düşmüştüm. Onun endişe dolu koyu gözlerine bakmak yaşadığım olayı unutturmuştu. Endişeli sesi ile kendime geldim. 

"İyi misin?"

Konuşmasıyla karnıma bakmıştım. Her hangi bir kanama falan yoktu. O da bir şeyimin olmadığını anlayınca beni yerden kaldırdı. Şoför ve diğer adam, bize ateş açan adamı yakalamıştı. Büyük ihtimalle korkutmak için düzenlenmişti. Zaten bunu yapan kişinin yüzünü gördüğümde de anlamıştım. Bu kişi bugün toplantı yapacağım kadının eşi olacak adamdı. Ona baktığımı anlayınca sinirle konuşmaya başladı.

'Her şey senin yüzünden ! Hayatını bitireceğim . Bu işe bulaştığın güne lanet edeceksin! Karımın aklına sen soktun değil mi sürtük! ' demesiyle yüzüne yumruk yemesi bir oldu. Tanımadığım adam , ona yumruk atmıştı. Ardından , şoförümle tartışan adamına dönüp "Götürün" demişti. Bende iyice kendime gelmem ile şoförüme dönmüş ve "Toplantıya geç kalacağız." dedim. Şoförümde son kez hasar alıp almadığımı kontrol etmek için beni süzmüş ardından da "Adamı bırakacak mıyız Bayan Manobal ? Yanına mı kalacak yaptığı şey. Size bir şey olabilirdi." dedi sitemle. 

Ben ise  yüzüme , kendimden emin bir gülümseme yerleştirip kafenin sahibi olan ve adını bilmediğim adama dönmüştüm. "Kamera görüntülerini alabilir miyim? Benim için çok önemli olan bir davada ihtiyacım olacak " dedim. Adamın yüzünde büyük bir gülümseme oluşmuş ardından da "Bana bir konuda yardım ederseniz tabi ki " dedi. Bu sırada onun adamı , bize saldıran adamı bir yere götürmüştü. Adamla konuşurken nereye götürdüklerini görememiştim.

"Tabi ne istersen yaparım . Bu dava benim için çok önemli . Ama şimdi gitmem lazım . Bir toplantım var. Görüntüleri bana atar mısınız?"

" Atarım . Sana istediğim şeyi yapacağın konusunda güveniyorum. İstediğim şeyi ise sana ısmarladığım yemekte söyleyebilirim. Senin için uygun mu ? "

Hiç düşünmeden "Uygundur. O zaman görüşürüz " deyip arabama yöneldim ve şoförümün kapımı açmasıyla bindim. Hareket etmemizi beklerken camımın tıklatılmasıyla camı açtım. Yine o adamdı. Bana bir kart uzattı.

"Hey , telefonumu almadan bana nasıl ulaşıp videoları alacaksın." dedi ve bu halime güldü. Tamam , yine rezil olmayı başarmıştım.

"Doğru , kusura bakma . Dalgınlıkla unutmuşum . Teşekkürler , görüşürüz " dememle yüzünde yine bir sırıtış oluştu ve bana göz kırptı. Camımı kapatırken  "Görüşeceğiz zaten" demesini görmezden gelmeye çalıştım. Arabanın hareket etmesiyle gözümü bana verdiği karta çevirdim. 

JEON JUNGKOOK

İsmi Jeon Jungkook'tu. İçimden bir ses bu ismi hayatım boyunca unutamayacağımı söylüyordu ve ben içimdeki sese hep inanırdım...

... 

Kısa bir sürenin ardından buluşma alanına varmıştım. Karnım biraz ağrımaya başlamıştı ama bunu sorun etmedim. Şoförümün kapıyı açmasıyla hızlı adımlarla kafeye ilerledim zaten geç kalmıştım. Kafeye girdiğimde masada oturmuş beni bekleyen manevi annemi yani Bong Cha'yı görmüştüm. Beni görmesiyle ayağa kalktı . "Hoş geldin  Lisa " dedi. Yanına gidip sarıldım.

"Hoş buldum. Kusura bakma biraz geç kaldım." dememle oturmam için elini kaldırdı. Oturmam ile " Hayırdır umarım kızım , ne oldu ? " demesiyle şimdi söyleyeceğim şeyin onu çok üzeceğini tahmin edebiliyordum.

"Eşin olacak adam , az önce bana saldırı düzenledi . O yüzden geç kaldım." dememle yüzü düştü. Eliyle ağzını kapattı. "Bir yerine bir şey olmadı değil mi kızım " dedi endişeyle.  Başımı iki yana sallayıp "Hayır , hayır bana bir şey olmadı. Bu yaptığını mahkemende ona kullanacağım. Son bir hafta kaldı diye  etekleri tutuştu büyük ihtimalle. O yüzden böyle bir şey yaptı."

"Şimdi nerede?"

Evet güzel bir soru . Şuan neredeydi? Adının Jungkook olduğunu öğrendiğim adamı tanımamama rağmen ona bırakmıştım.

"Bir arkadaşım ilgileniyor onunla. Sen merak etme . Biz şimdi toplantıyı konuşalım. Haftaya itibariyle o adamdan boşanmış olacaksın. Çocuğun ve senin güvenliğin için uzaklaştırma kararı da aldıracağım. En fazla iki hafta içinde tamamen hayatından çıkmış olacak. Bugün yaptığı şey de onun aleyhine olacak." diye açıklama yapmam ile gülümsedi. 

" Sana güveniyorum kızım " dedi. Bir süre daha konuşup toplantı hakkında bilgi verdim.

BUNLAR YAŞANIRKEN JUNGKOOK

Kafemde gördüğüm kızı tabi ki de tanıyordum. Bütün ülke onu konuşuyordu. Bende bu kızı lehime kullanacaktım... Şimdi bu adamla ilgilenmem gerekiyordu. Derdi kim bilir neydi?

Başında olduğum örgütün depolarından birinde sandalyede bağlı olan adama yaklaşıp yüzüne bir yumruk geçirdim. Zaten güçsüz biri olduğu gözüküyordu. Aldığı darbeye verdiği tepkide bunu belli etmişti. 

"Kaldırın şunu" diye adamlarıma bakış attım. 

"Evet , şimdi bana Lisa ile olan derdini söyle!" diye bağırdım. Kanayan ağzına rağmen ortaya kocaman bir kahkaha attı.

"O sürtük yüzünden karım benden ayrılıyor .Bir de onun yüzünden dayak mı yiyeceğim? Nasıl tatmin ediyor seni?" demesiyle yüzüne sayısız yumruk atmaya başladım. Pezevenk , kim bilir ne yapmıştı karısına... Lisa'yı magazinden tanıdığım kadarıyla suçsuz birine bulaşan ya da iftira atan biri değildi. Bu adam ve karısını boşadığına göre de bu adamda masum değildi. Belki içip karısını dövüyordu ya da evin bütün gelirini at yarışına falan yatırıyordu. Kim bilebilir ? Açıkçası umurumda da değildi. Bu adamı kullanarak Lisa'yı yanıma çekebilirdim. Bana atılan suçu sadece Lisa mahkemede savunabilirdi...

Adamlarımdan biri olan Taehyung'un kolumdan tutmasıyla adama yumruk atmayı bıraktım. Ağzı yüzü kandan gözükmüyordu ve bayılmıştı. 

" Jungkook dur , öldüreceksin " demesiyle göz devirdim.

" Kötüye bir şey olmaz "

" Sana olmadığı gibi mi ?"

" Tae siktir git "

" Neden ? Yalan mı ? Kaza da ölüyordun oğlum sen. Arabada ki herkes öldü. Sen sadece bir kaç kırıkla atlattın!"  demesiyle gömleğinin yakasından tutup onu duvara yasladım.

"Tae tepemin tasını attırma! Ailem konusunda ne kadar katı olduğumu biliyorsun! Her şeyden önce karşındaki kişinin kim olduğunun farkında ol! Arkadaşım falan demem hayatını kaydırırım!" dememle artık o da sinirlenmişti.

"Sen ne kadar bu örgütün başında olsan da benim de bu örgütte senden farkım olmadığını unutma!" dedi ve depodan çıktı. Arkasından göz devirip tekrar adama döndüm. Kafamla ,  adamlarıma onay vermemle adamın başından aşağı buzlu su döktüler. 

Bayılmış olan adam irkilerek uyandı ve çığlık attı.

"Sana bir teklifim var' dedim. Adam bana korkulu gözlerle baktı. 

"N-ne istiyorsun?"

"Sana davada yardım edeceğim. Tabi karşılığında bende bir şey istiyorum." deyip gülümsedim. 

Lisa'nın bu davayı kazanmasına engel olacaktım...

BÖLÜM SONU

DAVACI • LİSKOOK •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin