1.3

1.8K 156 92
                                    

26.10.2021

****

"Çok güzel mekan değil mi?"

"Ya, öyle."

"Buranın tatlıları da çok güzel,"

"Olur, yeriz."

"Biz de hep bizimkilerle buraya geliriz,"

"Ne hoş,"

Bana düz cevaplar veriyor, yüzüme bile zar zor bakıyordu. Baktığında da gözlerini deviriyordu.

"Taehyung," dedikten sonra boğazımı temizlemiştim. "Şey, benim söylemek istediklerim var..."

Kaşları sahte bir "hadi canım" dercesine kalktı. "Prenses hanım, sonunda bir şeyler anlatmaya karar vermiş," dedi.

Tavırları sinirimi bozuyordu ama yine de bir şey demedim. Dudaklarımı birbirine bastırıp sustum.

Ağzına sonra sıçacaktım, o başka.

"Öncelikle, seni o romantik laflardan sonra bıraktığım için özür dilerim," diye mırıldandım. Bakışlarımı ondan çekmiş, ellerimle oynamaya başlamıştım.

Derin bir nefes almış, ellerini yanaklarına koyarak masada bana doğru eğilmişti.

"Genel olarak bir şeyleri -ciddi bir şeyleri- yürütmekte çok sıkıntı çekiyorum," dedim. "Senden önceki sevgilim, onu kötü etkilediğimi söyleyerek ayrılmıştı benden."

"Yavşağa bak,"

Kıkırdayıp devam ettim. "Senden çok hoşlanıyordum ve batırmak istemiyordum. Sana 'arkadaşız' derken bile, aslında seninle bir şeyler yaşamak istediğimi çok iyi biliyordum."

Anlık bir cesaretle ona baktığımda, gözlerinin parladığını ve dudaklarını ısırdığını görmüştüm.

Mutlu olmuştu, benim sayemde.

"İçsel bir hesaplaşma yapıyordum ve çok gerilmiştim." diye açıkladım. "Ama seninle olmak, seninle konuşmak, seni hissetmek... tüm bunlar; bama o kadar güzel geliyor ki..."

Gözlerindeki parlaklığın arttığını görebiliyordum.

"Demem o ki, her ne kadar batıracak olsam da seninle bir şeyler yaşamayı istiyorum," dedim. "Tüm kalbimle."

Dediklerimden sonra, zevkle kahkaha ayıp, masaya koyduğum ellerimi tutup uzun uzun öpücükler kondurdu.

"Sana söz veriyorum," dedi öpücüklerin arasından. "Söz veriyorum, batırmana asla izin vermeyeceğim, güzelim."

Tam ona gülecektim ki, aklıma gelen şeyle donup kaldım. Yani; zaten mutlu olduğum bir zaman diliminde, ansızın eski anıları düşünüp mutsuz olabiliyordum ama, Taehyung'un nesi vardı?

"Siktir, iddia?"

Aynı anda mırıldandığımız zaman, gözlerimizi büyüttük.

"Siz de iddiaya girdiniz değil mi?" diye sordum gülerek.

"Of, evet..." dedi ellerimi tutarken. "Jimin; seninle ilk buluşmadan sonra bir daha görüşmeyeceğimizi söylemişti; Sehun ise, yataklara düşecek kadar aşık olacağımı..." diye açıklama yaptı. "O zamanlar Jimin kazanır demiştim ama, Sehun kazandı..."

Hafifçe gülümseyip, yanağını okşadım. "Bizimkiler de aynısını söyledi biliyor musun? Ben de bir daha görüşmeyiz demiştim, ama şimdi...."

Karşımda oturduğu sandalyeden kalkıp, yanıma getirdi. Kolunu omzuma atarken, "Diyorum sana, bizim bir tek cinsiyetlerimiz farklı. Onun dışında huyumuzun ve de suyumuzun arasında fark yok."

wrong tae?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin