1.7

1.7K 136 38
                                    

06.11.2021

&&&&

!! yetişkin sayılabilecek içerik!!

"Jennie, gerçekten problem olmayacak değil mi?"

Jennie, elindeki çantayı tabiri caizse bir yere fırlatıp, gözlerini devirerek bana döndü.

"Evet Taehyung, eminim. Bir şey olmayacak."

Ona sunduğum teklifle, cuma gecesi yola çıkmış ve dayımın Jeju adasındaki evine gelmiştik. Yolda Jennie'nin annesi aramış ve kızı, hafta sonu olacak büyük ile yemeğine davet etmişti. Tabii Jennie de bunu onaylamayınca, kısa bir kavgaya tutuşmuşlardı. En sonunda Jennie, telefonu tamamiyle kapatmıştı.

Normalde Jennie'nin buna takılmayacağını pekala biliyordum ama iş, Yeonjun'un da o aile yemeğinde olacak olması; onu tedirgin ediyordu.

"Jen, belki de geri dönmeliyiz, ağabeyin seni görmek isteyebilir," son bir kez daha tekrarlamıştım.

Derin bir nefes alıp, yanıma yaklaştı. Ellerini boynuma sarıp bana kendini bastırırken, bana iyice yaklaşmıştı.

"Sevgilim, birtanem... burada seninle dolu dolu birkaç gün geçirmek varken, neden o soğuk nevaleler yemeğine gideyim ki?" dedi cilveyle. "Evet, Yeonjun'un Seokjin ile beraber olması biraz sinir krizleri geçirtmiyor değil... ama şimdilik boş veriyorum."

Boş vermesi işime gelirken, onu kucağıma aldım. Bacaklarını pekala belimde hissedince, ona doğru uzanıp dudaklarını öptüm. Bununla da yetinmemiş, geri geri gidip koltuğa, üstümde onunla beraber oturmuştum.

Benden ayrılmayıp, iyice kucağıma yerleşti.

Dudaklarından kopmak, benim için artık mümkün değil gibiydi. Öptükçe öpesim, sevdikçe sevesim geliyordu onu.

Onu hala öperken, usulca boynunu kapatan saçlarını geriye doğru atıp, ondan ayrılır ayrılmaz dudaklarımı boynuna yerleştirdim.

Huylandığı için ufak kıkırtısını duyunca, daha çok sokuldum ona. Bir elim belini okşarken, diğeri sırtındaydı. Onun elleriyse saçlarımda geziniyordu.

Kelebek öpücüklerim, minik can acıtmayan ısırıklarım; onun kesik kesik inlemesini sağlarken, elleri artık gömleğimin düğmelerinde geziyordu.

Derin nefes alıp ondan ayrılırken, keyifle sırıtıyordum. "Bizi bölecek bir babam, bizi basacak bir kardeş ve de sevişmememiz için manifesting yapacak birisi yok," dedim. "İnanılmaz, iki gün sadece biz bizeyiz."

Sırıtıp, başıyla onayladı. Gözlerinin benim sayemde parladığını görmek, midemde ki birçok şeyin havalanmasına neden oluyordu.

Başını göğsüme yaslayıp, sıkıca sarıldı. Saçlarına öpücükler kondururken, ellerim artık kalçalarındaydı.

"Şey, bundan nefret ettiğini biliyorum ama..." diye söze girdim. "Seninle ilgili her şeyi merak ediyorum. Bana biraz aileni anlatır mısın?" dedikten sonra alelacele ekledim. "Ama bak, anlatmak istemezsen asla problem olmaz. Hatta- benimle konuşmak istemezsen bile anlarım- sadece ben konuşurum sen de din-"

Dudaklarıma uzun bir öpücük kondurup, sözlerimi kesti.

"Benimle ilgili bu kadar meraklı olman, beni çok mutlu ediyor," demişti. Tekrar başını göğsüme yaslayıp, anlatmaya başladı.

"Aramızda 'aile' denebilecek bir bağ yok," dedi öncelikle. "Yani sizinki gibi yok. Babamı sadece akşam yemeklerinde bir saat görüyorduk; annem, o dernek senin bu dernek benim dediğinden, etrafımız bakıcılarla ve dadılarla doluydu." dedi umursamazca.

"Ne garip, bizimkiler de evde mesai yapıyordu."

Gülmesini duyunca, bir öpücük daha kondurdum.
Anlatmaya devam etti. "Böyle böyle seneler devirdik diyebiliriz. Sonra işler sarpa sardı. Aslında anladık ki üçümüz için, bir gelecek planı kurmuşlardı bile: Seokjin, prestijli bir üniversiteye girip, yönetici şirketin başına geçecekti. Ben, mimarlık okuyup Seokjin'in yönetiminde çalışacaktım. Yeonjun da, finansal işlere bakacaktı."

Yuh.

Ses tonundaki siniri, dibine kadar hissederken; ona daha sarıldım. Elleri, boynumdaydı.

"Daha sonra, evde manipülasyonlar ve baskılar başladı. Sürekli şirketlerinin konumundan, ekonomilerinden filan bahsediyorlardı ve bunlar olurken, en küçüğümüzün yaşı dörttü." dedi sinirle. "İnanamıyor musun? Kendimizden katça büyük kişilerin kokteyllerine on yaşımızda gidiyorduk!"

Onu, kendime iyice bastırıp; saçlarına daha çok gömüldüm. Hissetsin istiyordum, yanında olduğumu hissetsin istiyordum.

"Biz Seokjin ile biraz büyüyüp, aklımız ermeye başlayınca, evde kavgalar artmaya başladı. Çünkü, Seokjin ve ben asi olandık. Bize laf yetiştiremiyorlardı. O sıralar, arkamda bir ağabeyimin olduğunu bilmek beni rahatlatıyordu."

İyice bana sarıldı.

"Artık onun da olmadığını, annemle bir kavga esnasında, kapıyı çarpıp çıktığında anlamıştım." diye devam etti. "O an düşündüm tek şey; bağrışmalardan dolayı kulaklarını kapatıp, başını yere eğmiş Yeonjun'du. O an dank etti işte; hem onu hem kendimi kurtarmak zorundaydım. Öyle de yaptım: Seokjin ve bana yaptıkları manipülasyonları ona yapmalarını engelledim." dedi. "Hoş, Seokjin gidince, sıra kaydı; ben işletme okumak zorunda kaldım... Of, ne güzel sokaklarda takılıp şarkılar söyleyebilirdim..."

O anlattıkça rahatladı, ben saçlarına öpücükler kondurdum. En sonunda tamamen sustuğunda, onu kendime çevirdim.

"Sevgilim..." dedim derince. "Harika biri olduğunu söylemiştim değil mi? Bunca zaman tek başına her kere yetişmişsin ama bundan sonra yanında bir destekçin daha var. Ne zaman istersen, ister ayrı olalım, ister uzakta olalım; her daim senin yanında olacağım, söz veriyorum." diye devam ettim.

Gözleri dolarken, burukça gülümsedi.

"Siktir, cidden yataklara düşecek kadar aşık oldum sana sanırım," deyip dudaklarıma yapıştı. Naif öpmüyordu, beni delirtecek kadar sert öpüyordu.

Benden sıyrılıp, sertçe gömleğimin düğmelerini koparınca gözlerimi büyüttüm.

"Fazla fazla sertsin,"

"Bundan hoşlandığını biliyorum," dedi boynumdan başlayıp, aşağılara doğru öpmeye başlayınca.

"Keskinlikle," diye inledim.

Kollarımı tutmuş, ona dokunmama fırsat vermeden; her bir yanıma dudaklarını bastırıyordu.

Biz nefes nefese kalmış şekilde ayrıldığımızda, kucağımda onunla beraber kalktım. Bacaklarını iyice belime sardığında, kalçalarından daha sıkı tutmuştum.

Odaya girip, üstümüzü nasıl çıkardığımızı hatırlamıyordum. Hoş üstüne çöküp,kırmızı ve şişmiş dudaklarını yakından görmek; her şeyi silerdi aklımdan.

O gece; bedenlerimiz hiç ayrılmadı.

Biz, unutamayacağımız gecelere bir yenisini eklemiştik bile.

-

diğer bölümlere bakmayı unutmayııın

ayrıca yeni kurgu endgame'e bakmayı unutmayııın😽😽😽

wrong tae?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin