Bir İnsan Nasıl Boğulur?

29 3 0
                                    

Uzun zamandır geceleri uyku benden ansızın kaçıyor.
Sonra zihnim tekrardan kendine bir hayal dünyası yaratıyor, bunu uzun zamandır yapıyor. Sen beliriyorsun yanımda, yüzünde şu güzel gülümsemelerinden biri var, gözlerin parıldıyor hayranlıkla.

Gözümde beliren anının komşun olan şu oğlan ile yaptığın pencere konuşmalarından biri olduğunu fark ediyorum.

Karnım kasılıyor, sonra genişçe gülümsüyorum.

O oğlanın olduğu pencereye kendimi koyuyorum. Şimdi bana öyle bakıyorsun.

Cebinden telefonu çıkartıyorsun ve bana mesaj atıyorsun.

Ama Jeon, sen o sırada haftalardır bakmadığın mesajlarımdan bir habersin.

Gençliğinin en güzel zamanlarındasın, hafif çapkın bir tavırla bir şeyler içmek istediğini yazıyorsun.

Benim yazdığım şiirler ise sana göre değil. Sen eğlenmeyi istiyorsun. Eğlence, içkiler, uçmuş kafalar, deli partnerler ve arsız düşünceler istiyorsun.

Sana göre fazlası ile olgun gözüktüğümü fark ediyorum tekrardan.

Ama Jeon, beni gerçekten tanısan çok seversin.

Şimdi oturmuş sokak başında paslı bir direğin altında ucuz içkilerimizi yudumluyoruz.
Eminim ki dudaklarındaki aroma her yudumda tekrar değerlendiriyor bu şişeyi.

Ellerim karnımda, gözlerim kapalı, hayal ettiğim şeye gülüyorum.

Benden bir şarkı açmamı istiyorsun, elim ayağım dolanıyor.

Her şarkı için birini seçmişsin çünkü. Benim için seçtiğin bir şarkı var mı diye doğru düzgün bile düşünemiyorum.

Boş bakışlarını sokağın geri kalanına dikmişsin.

Derin bir nefes alıyorum ve hafiften sana yaklaşıyorum.

Beklenmedik bir hareket ile gelip kucağıma oturuyorsun. Yüzünde her zamanki arsız gülümsemen var.

Ellerinden birinin bileğini yavaşca tutuyorum ve öpüyorum, sonra avuç içini öpüyorum. Fakat gözlerimi gözlerinden bir kere bile ayırmamışım, sadece seni öpebilmek için izin alıyorum.

Dudaklarım karıncalanıyor. Yatağın içinde terden sırılsıklam olmuşum.

Beni anlamış gibi o zarif parmakların ile çenemi kaldırıp baş parmağını alt dudağıma sürtüyorsun. Deli gibi kavruluyorum, kalbim çok hızlı atıyor.

Bu yaptığın yetmezmiş gibi az önce benim dudağımı süsleyen parmak şimdi seninkini süslüyor.

"Taehyung." Diyorsun sessizce.
"Taehyung gözlerin arzuyla parlıyor."

O sırada karnım kasılıyor. Bunların hepsinin sadece hayal olduğunu bilmek canımı acıtıyor.

Ayağa kalkıyorum, saçlarım birbirine girmiş, savaştan çıkmış gibiyim.

Üzerimde bol bir siyah eşofman var, üzerimde salaş beyaz tişört.

Terliklerimi giyiyorum ve hiç bir şey almadan evden çıkıyorum.

Her adımda asıl savaşa yaklaştığımı hissediyorum.

Şimdi kapının önündeyim, kapıyı çalmadan açıyorsun. Yüzünde hafif huysuz bir ifade var.

"Bay Taehyung. Ne arıyorsunuz burada?"

O an cevap veremiyorum. İçeriye geçiyorum ve bir elimle belinden tutup diğeriyle saçlarını okşuyorum.

"Taehyung, saçmalama... ne yapıyorsun?"

"Ben sadece saçmalıyorum güzelim, her zaman yaptığım gibi."

Yaklaşıyorum. Saçlarındaki elimi el bileğine götürüyorum ve kendime çekip avuç içini öpüyorum. Senden kibarca izin istiyorum ama sen bana boş gözlerle bakmaya devam ediyorsun.

"Yalvarırım..." diye feryat ediyorum sana.
"Yalvarırım boş gözler ile bakma bana. Bana da gülümse öyle, benim ne eksiğim var diğerlerinden?"

Avuvunun içini tekrar tekrar öpüyorum. Elini geri çekmeye çalışıyorsun ama daha sıkı tutuyorum.

"Taehyung, ben özür dilerim. Ben seni hiç o gözle görmedim. Sen benim için farklısın. Lütfen yapma."

Duyduğum şey ile duraksıyorum. Bu sefer seni belinden kendime doğru çekip dudağına derin bir öpücük bırakıyorum.

Ben, ben sadece hâlâ hayal dünyasında olduğumu düşünüyorum.

Dudaklarından ayrılıyorum. Tamamiyle tepkisiz olman beni çıldırtıyor. Kulağına "Elveda." Diye fısıldıyorum ve evinin balkonuna doğru koşup son bir kez sana baktıktan sonra kendimi aşağıya atıyorum.

__
__
__

Yatağımdan terler içinde kalktım. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki çıkacak gibi hissediyordum.

"Tanrım, neden bana böyle bir kabus verdin?"

Yanımdaki suya uzanıp birkaç yudum içiyorum. Hâlâ şaşkınım. Kabusumda sevdiğim adam kendi balkonumdan kendisini atıyordu.

Ama, ondan önce beni öpüyordu. Beni çok güzel öpüyordu.

Öyle güzeldi ki tepki dâhi veremiyordum.

Ellerimi kalbime götürdüm, hâlâ hızlı atıyordu.

"Taehyung, neden sana aşık olduğum kadar aşık değilsin bana?"

Derince iç çekiyorum. Gözüme tam karşımda olan evin ilişiyor, camdan beni izliyorsun. Bunu her gece yapıyorsun.

Ama o ev bomboş Taehyung.
O evde kimse yaşamıyor.
Ben, sadece herzamanki gibi hayal görüyorum.
Sonra yatağımdan kalkıyorum ve seni izliyorum.

Yıllar önce o evde çıkan yangında küle dönüşmemiş gibi çok güzel gülümsüyorsun bana.

Biraz sonra telefonumun alarmı çalıyor, 'İlaçlarını İç!' Diye.

Ama ilaçlarımı içersem bu gördüğüm hayalin gideceğini biliyorum.

Bu yüzden alarmı erteliyorum. Sana el sallıyorum. Sen de bana sallıyorsun.

Ah Taehyung, merak etme. Ben de yakında yanına geliyorum.


Çok sonradan fark ettim komik olduğunu. Şey gibi olmamış mı? "Ilaclarini icme ve anime kizini gormeye devam et." DJQK3KFOWO4OFOWKE CIDDEN VAKTINIZI CALDIGIM ICIN COK UZGUNUM.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 07, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Video Games | Taekook OneshotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin