"Acıktım" diye bağırarak mutfağa girdim. Annem kahvaltıyı hazırlıyor. Abim ise elindeki telefonla uğraşıyordu. "Oh mis gibi kokuyor burası" dedim yemeğin kokusunu içime çekerek. Annem memnun olmuş bir şekilde yüzüme baktı. Hazırladığı şeyleri yerken gözüm abime kaydı. Sofraya gelmiyordu dün kavgadan sonra konuşmamışlardı. Annem abime baktı yüzü düştü.
Her zamanki kavgalardan...
"Ben saçımı toplayayım" diyerek mutfaktan çıktı annem. Bende abimle vedalaşarak otobüs durağına yürüdüm. Gelen otobüse bindim. Kulaklıklarımı alıp şarkımı açtım.
Uykusuz ve dengesiz - yüzyüzeyken konuşuruz..
"İnecek var mı?" diyen şoförün sesiyle toparlandım. Okula girip Dilana mesaj attım İzgi: neredesiniz? 08:15 Dilan: kantinde 08:17 Telefonu çantama atıp kantine indim. En sondaki masada sadece Dilan Esin ve Baturay vardı. Sandalyeyi çekip oturdum. "Selam" baturay telefondan başını kaldırdı "selam" bir şey olmuştu bunlara "Noluyor" dedim. "Deneme sınavları açıklandı" açıklanmıştı çok çalıştığım sınav açıklanmıştı. "Kaçıncı olmuşum ben" umudum yoktu pek. "İlk dörde girmişsin" ayağa sıçradım. "Ben mi dördüncü şaka mı" diye bağırdım. Etraftakiler bize bakıyordu. Evet rezil olmuştum.
Sözümü tuttum..
Ders ziliyle ayaklanıp sınıfa girdik. Oradaydı evet bütün ihtişamıyla, bütün sakinliğiyle,bütün herşeyle "Alya noldu" Baturayın sesiyle o tarafa döndüm. Başımı noluyor anlamında Dilan'a çevirdim. "Tenefüse neden çıkmadın" Bakışlarını bana çevirdi çaresiz gibi. "Hiç birazcık üşüyordum ondan çıkmadım" Baturay inanmamasına rağmen kafasını salladı. İçeri giren Mahmut hocayla herkes yerine geçti. 40 dakika sonrasında teneffüs arasına girdik. Yerimden kalkarak lavabonun yolunu tuttum. Derste ateş basmıştı yüzüme su serperek lavabodan çıktım.
Bismillahirrahmanirrahim-
Tam karşımda aytun ve selin sohbet ediyordular. Gözlerim dolmuştu.
Hayır şuan değil lütfen..
Gözlerimi silip Yanlarına gittim. "Nasılsın Aytun" yanındaki kız kumral uzun boylu ve zayıfdı çok güzeldi ben olsam bende bakardım. "İyiyim İzgi sen" başımı ona çevirdim "İyi sayılırım yani bu aralar en iyisi ben sizi rahatsız etmiyeyim sonra görüşürüz" dedim. "Görüşürüz İzgi" Kekelemiştim onun yanında.
Rezil oldum
Arkamı dönüp gideceğim sırada büyük bir düşme sesi çıktı.
Olmasın hayır
Dönemedim arkamı korktum. Aytun yerde boylu boyuna uzanıyordu. Yanına koşarak gittim. "Aytun aytun aç gözlerini iyi m-misin" bağırarak konuşuyordum. "Çabuk ambulansı ara ÇABUK ÇABUK OL" İyi olacaktı değil mi? Gözlerimden akan yaşları sildim.
Uyan güçlüsün sen..
Hastaneye vardığımızda doktorlar hiç bir şey, demedi. Kapıdan çıkan doktorunun yanına gittim. "Nasıl o iyi mi?" perişan bir haldeydim umurumda dahi değildi bu durum. "İyi ancak-" doktor gözlerini kapattı nefes aldı. "Ancak" dedim. "Bilmem haberiniz var mı ancak Aytun beyin bir hastalığı var.
Bir kelimeyle nasıl mı yıkılırsınız.. Böyle..
"Neyi var,nasıl yani bu ne gibi bir şey?" sesim bile çıkmıyordu artık. "Tümörü var ancak bildiğiniz gibi hem iyi huylu hemde kötü huylu tümör var." sesi tizdi. "Peki kötü huylu değil dimi" dedim. "Maalesef kötü huylu bir tümör-"
Bardağı taşıran son damla..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Pepe mi ölmüş ulen???
Evet selamlar yeni bir hikayeyle beraberiz iki kitaba aynı anda nasıl yetişeceğim Bilmiyorum ama zaten okunacağını ve sevileceğinede pek ümidim yok açıkca.
Ama denemekten zarar gelmez değil mi?
Yeni karakterler yeni bir hikaye evet hayırlı olsun herkes için