(Bölümü okumaya başladığınız saati yazın 💛💫)
Güneş doğudan doğuyordu. Yeni bir gün başlıyordu insanlığın bir bölümü için. Diğer bölümü akşama vararken 17'sine basan güzel kızımız, denizin bile rengini kıskandığı masmavi gözlerini; evinin siyah duvarlarında açmıştı. Bugün onun 17. yaş doğum günüydü. Bunu biliyordu ancak son 4 senedir kutlamıyordu bugünü. Çünkü bugünü kutlayacak ne bir heyecanı, ne güzel senesi ne de ona hediye alacak yakın arkadaşları vardı. Bugünden iğreniyordu. Nefretti onun için bugün, nefret.
Yataktan doğruldu ve dağınık saçlarıyla birlikte her sabah yaptığı gibi başı eğik, elleri yanda halısında ki desenleri inceliyordu. Daha sonra gözlerini iyice kırpıp ağrıyan başının ağrısını dindirmek için parmaklarıyla şakaklarını okşadı. Saçlarını toplamadan eliyle arkasına attığında saatle göz göze geldiler. Saat 7'ye varacaktı. "Biraz daha uyuyabilirim." diye düşündü ancak bugün bir sürü işi vardı.
Yeni okuluna kaydolucak, alışverişe gidecek ve şu anonim hakkında birşeyler araştırıp, birkaç karara varacaktı. Yatağını düzeltti ve elini yüzünü yıkayıp aynaya gülümsemeye çalıştı. Evet, hayatında çok gülümseyecek ya da onu güldürecek arkadaşı yoktu ancak akademik başarısı, onun yüzünde eşsiz güller açacak kadar değerliydi. Hem ona göre; arkadaşlar hayatının bir bölümüne kadardı. O dönem bitince, onlar da bitiyordu. Çok fazla düşünmeden üzerine birşeyler geçirdi. Gri ve siyah giyinmek istemişti bugün. Ayakkabılarını da giydikten sonra kendine aynadan baktı. İki gündür çok fazla aynaya bakıyordu ve son zamanlarda "Aslında taş gibi kızmışım." diyordu. Bunu seslice dedi ve kendi kendine güldü. Evet, güldü. Bugün okula böyle gidecekti, okuldan sonra da alışverişte yeni okulunun üniformasını alıcaktı. Bu yüzden yanına para aldı ve saçlarını toplayıp yüzüne nemlendirici sürüp çantasına birkaç kitap atıp kilerde ki bisikletini alıp evden çıktı.
Hızlıca bisikletinin pedallarına yüklendi ve çok vakit geçmeden koleje gelmişti. Bu koleji biliyordu ancak önceki okulu evine daha yakın olduğu ve tanıdıkları da var diye o okulu tercih etmişti. Okulun bahçesinden girince gözler üzerindeydi. Okulun klasik 3'lü kız grubu ile göz göze geldi Valeni'miz. Bu tarz kızların yaşamını çok iyi bilirdi. Klasik yine okulun inek öğrencisi, havalı çocuk grubu, o çocukların peşlerinde koşan ve sürekli ezilen kızlar. He bir de son olarak o erkeklerin peşinden koşan zengin, havalı ve gıcık kızlar. Genelde kendilerini o çocuklara aşık etmeye çalışsalar da sürekli inek öğrencilerle uğraşırlar ve hikayenin sonunda inek öğrenciyle sevgili olurlar.
Herkesin "Bu kız yeni mi?" "Aman tanrım şu kıyafete bak varoş!" "Kız iyiymiş." "Havalı ama o bindiği külüstürü acilen bırakmalı." "Yoksa Storm takımının yeni üyesi mi?" "Jessicalar'ın yeni oyuncağı geldi." ve daha birçok uğultuyu görmezden gelip bisikletini kilitledi. Okula adımını atıp milletin içinden sıyrılıp sonunda müdürün odasına gelmişti. Kapıyı çaldı ve içeriden gelen sesle kapıyı aralayıp içeri girdi.
"Merhaba", devam etti "Ben okula kayıt olmaya gelmiştim.
_______
Valeni, müdürün odasından zafer gülüşüyle çıktığında merdivenlere doğru ilerledi. 12/B'nin olduğu kata yani üst kata çıktı. Sınıfına ilerlediği sırada kolundan birisi kavradı ve kendine çekiştirdi. Valeni, hemen savunmaya geçti ancak bu savunma yalnış kişiyeydi.
Bir öğretmen vardı karşında. Kadın, neye uğradığını şaşırmış bir şekilde kolunu ovuşturuyordu."Özür dilerim, çok pardon." dedi korkuyla Valeni. Öğretmen ona baktıktan sonra güldü.
"Asıl ben özür dilerim! Sen Valentina olmalısın. Valentina Zenere. Müdür adını verdi bana. Ben sınıf öğretmenin Elizabeth Marxgels ve okulun kimya öğretmeniyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴅᴇɴɪᴢ ɢöᴢʟüᴍ
Teen FictionLisenin son heyecanlı senesinde can sıkıntısı ve ruhsuz bir bedenle okuluna başlayan Valentina'nın; duygularını sadece anonim birisinden gelen bir mesajın yeşerteceğini kim bilebilirdi ki? Ya da anonim dediği insanın karanlığın tâ kendisi olduğunu...