Bölüm 5: Dedektifçilik

26 4 5
                                    

(Okuduğunuz saati yazın. 💛)

Valeni, heyecanlı(!) bir güne daha gözlerini açmıştı. Son zamanlarda en sık yaptığı şeyi -bu aynasına bakmak oluyor- yaptı. Aynaya bakarken gözlerine odaklandı. Denizlerin bile kıskandığı bu güzel mavi gözlere. Aşık olunmayacak gibi değillerdi. Ama bu anonim kimdi?

Çevresinde olan birisi olmalı. Ama kim? Aklında bir isim dahi yoktu. Tek bildiği saplantılı bir hayranı olduğuydu. Bu olanlara karşı göz devirdi ve  giyinmek için dolabına yöneldi...

_____

Valeni, hiç vakit kaybetmeden hazırlandı ve bisikletine atlayıp okula gitti. Yolda gördüğü birkaç sınıf arkadaşından selam aldı ancak o sadece gülümseme ile yetindi. Çok geçmeden okula vardı ki o sırada zil çaldı. Seri adımlarla sınıfa giderken telefonunu cebinden çıkardı. Anonimden bir mesaj gelip gelmediğini öğrenmek için mesajlara girmişken vücuduna temas eden sıcaklık onun canını fena halde yakmıştı. Gözlerini telefondan çekip dış dünyaya çevirdiği sırada fırtına takımının kızlarıyla karşılaştı. İsimlerini, simalarını hatta nasıl bir karakterde olduklarını biliyorlardı. Adının Carolina olduğuna inandığı kız kuşkuyla Valen'e yaklaştı ve adı Malena olan kıza bağırmaya başladı.

''Male! Önüne baksana azıcık!'' dediğinde sinirliydi. 'Sadece kahve döküldü, neden bunu büyüttü ki?' diye düşündü Valen. Malena ise sözün altında kalmamak için

''Ama o da önüne bakmıyordu!'' dediğinde Carolina'nın sinir katsayısı arttı ve Malena'ya sinirle baktı ve 

''Kes sesini!'' dedi ve devam etti ''Emilia, Male'yi al götür derse. Valeni sen de benimle gel.'' dediğinde Emilia sanki tanrısına veya kraliçesine biat eden bir köle gibiydi. Başıyla dediğini onayladı ve Malena'nın koluna girip onu sınıfa götürdü. Yolda bizim hakkımızda onu uyarıyor gibiydi. Carolina hemen benim koluma girdi ve kızlara tuvaletine kadar beni sürükledi.

''Canın yanıyor mu?'' dediği sırada eline birkaç peçete alıyordu.

''Hayır acımıyor sadece-''

''Üstünü çıkar.''

''Ne?''

''Kahve otomattan yeni çıkmıştı ve çok sıcaktı. Canının yandığı çok belliydi. Kahve nerene gelmişse orayı temizleyip merhem sürelim.''

''Merhemlik bir şey yok- ah!'' gerçekten de derim  yanmıştı -hatta soyulmuştu-. Carolina daha da zorlayınca üzerimi çıkardım ve Carolina'nın verdiği hafif nemli peçeteleri alıp yanmış bölgelere bastırdım, sonra da temizleyip Carolina'nın verdiği yanık kremini sürmeye başladım. Canım yansa da çok belli edemiyordum. Carolina ise lavabonun duvarına yaslanmış, ellerini göğüsünde bağlamış, tuvaletin aynasından beni izliyordu. 

''Reşit misin?''

''Hayır, neden ki?''

''Köprücük kemiğinin sonunda ve sırtında dövmeler var.''

Evet, vücudumda iki tane dövme vardı. Köprücük kemiğimin sonundaki dövmede bir tarih vardı. Sırtımda -ensemin bitişinde sırtımın başında -minimal bir kelebek vardı. 13 yaşındayken bir tanıdıktan rica etmiştik. 'Etmiştik' kısmı bana, olayın devamı da size kalsın.

''Bu dövmeleri nasıl yaptırdın o zaman?''

''Çok mu soru soruyorsun? Ayrıca sadece bir kahveden doğan bu samimiyet, bu hassasiyet neden? Sadece kahve döküldü, bu kadar abartmaya gerek yok.'' dediğimde merhemi eline verdim ve üzerimi giyinip eşyalarımı topladım. Lavabodan tam çıkıyordum ki Carolina kolumdan tuttu ve

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 22, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ᴅᴇɴɪᴢ ɢöᴢʟüᴍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin