Genç adam, aklını başından alan adama doğru adımlarını atmıştı. Ona gittikçe yaklaşıyor, vücudunda dolaşan kanın akma hızını arttırıyordu. Sigara dumanını kaç saniyedir içinde tuttuğunu bilmiyordu. Hatta nefesini tuttuğunun farkında bile değildi. Sadece ona dokunma isteğiyle yanıp tutuşuyordu. Adımları sevdiği adama yaklaştıkça yavaşlıyor, hatta geri gitmeye yol tutuyordu. Ancak en sonunda yüzlerini karşı karşıya getirmeyi başarmıştı. Sevdiğinin yüz hatlarını inceliyor, ona tekrardan aşık oluyordu. Kirpiklerinin, gözlerinin, göz bebeklerinin ve kırmızılaşan damarlarının güzelliği onu çok farklı diyarlara götürüyordu. Gözleri dudaklarına kaymıştı bu sefer de. O kadar öpülesi duruyordu ki, dudaklarını ıslatmaya başlamıştı bile.
Ciğerlerini dolaşan dumanı en sonunda sevdiğinin dudaklarının üzerine üflemiş, ardından yavaşça üzerine doğru eğilmişti. Zehir gibi duman onun dudaklarına çarpıp geri döndüğü zaman bi' tatlı oluyordu. Her zaman içine çekmek isteyeceği türden bi tattı. Bulundukları ortamda her an onları biri basabilirdi ancak o an tek düşündüğü sevdiğini öpmekti. Gözleri ağırdan kapanıyor, dudakları ise gittikçe aralanıyordu. Dudaklarını pamuk dudakların üzerine sürtmüş ve hafifçe geri çekilmişti. Bir şey söylemek istiyordu, bu anın sevdiğinin aklından çıkmasını istemiyordu o yüzden bir şey söyleyecekti. Saniyeler içerisinde kuruyan dudaklarını tekrardan ıslatmış, en sesli şekilde yutkunmuştu.
"Kokunu tenime hapis etmeni istiyorum." diye fısıldadı genç oğlan. Sevdiğinin gözleri çoktan kapanmış, nefes alışveriş hızı artmıştı. Onun heyecanlandığını görmek genç oğlanı da heyecanlandırıyordu. Gözlerini bir saniye bile ayırmadığı dudaklarına tekrardan bakmış, vücuduna yayılan hormonlara yenik düşerek kendi dudaklarıyla örtmüştü. Ona aşıktı. Onu arzuluyordu. Ve emindi ki, kainatta böyle bir arzuyu yaşayan insan sayısı azdı.