1. Bölüm

273 6 1
                                    

"Hakim Bey, bu kabul edilebilir bir iftira değil. Müvekkilim kesin bir dille reddetti."

"O bana saldırdı, bu iftira değil. Bir anlık gelişen bir şey idi."

"Kabul etmiyorum, benim müvekkilim şiddete uğradı. Hakim Bey, mevkinizi düşünmeden sadece normal bir insanmışsınız gibi düşünün. Kadına şiddet var! Vicdan yok, acıma yok! Orta da bir eşitsizlik var. Bu karşımdaki cani adam sırf saygın bir iş adamı diye ben aklanmasına izin veremem. Sizin kararınızın da bu yönde olacağını düşünüyor ve talep ediyorum."

"Karar! Zanlı Kaan Altun'un 6 yıl hapis cezasına çarptırılması uygun görülmüştür."

Sonunda diye geçirdim içimden. Aylardır bu dava için, o pisliğin cezaevine girmesi için uğraşıyordum. Girdi artık kurtulduk. Cübbemi çıkarıp odama bıraktım. Yorucu bir gündü. Bir an önce evime gitmek ve dinlenmek istiyordum. Davayı kazandığım için sırıta sırıta arabamın yanına gidiyordum, ta ki kapının önünde onu görene kadar, Yalın Aral'ı görene kadar. Ne işi var burda diye düşünürken o yavaş yavaş yanıma yürümeye başladı.

"Çok güzel gülüyorsun İs."

Belime sarılan kollarla afalladım. Kokusu burnuma haddinden fazla doluyordu.

"Ne işin var burda Yalın abi?

"Sikeyim İs! Bana abi dememeni daha ne kadar söyleyeceğim. Yeter!"

İşte Yalın Aral. Hayatımı alt üst eden adam. En yakın arkadaşım Alin'in abisi.

"Sana abi dememem için hiçbir neden göremiyorum."

Sinirle bir soluk aldı ve bana döndü.

"Bin arabaya bize gidiyoruz. Alin seni bekliyor."

"Benim kendi arabam var, gelebilirim."

"Bin işte arabaya sinir etme adamı. Aldırırım arabanı ben."

Daha fazla diretmenin bir işe yaramayacağını çok iyi biliyordum. Arabanın kapısını açıp oturdum koltuğa. Yol boyu hiç konuşmadık.
Evin önüne geldiğimiz zaman hemen iki koruma gelip kapılarımızı açtı. Eve girdiğimiz an Alin boynuma sarıldı.

"Çok özlemişim seni."

"Alin abartma daha dün beraberdik."

"İyi be geç içeri."

İçeri geçtiğimiz de direkt olarak mutfağa gidip bir bardak su doldurdum kendime. O sırada içeri Alin girdi.

"Ne yaptınız abimle"

Alin benim sırdaşım, dostum, kardeşim, her şeyimdi. Doğal olarak Yalın'a aşık olduğumu da biliyordu.

"Her zamanki gibi işte. Yakın davranıyor fakat hâlâ anlayamıyorum onu. Ne yapmaya çalışıyor bir bilsem!"

"Bilmiyor musun İs? Dengesiz abim, her zaman aynı."

Dengesizdi Yalın ne yapacağı belli olmazdı ama seviyordum işte, her şeyden çok.

"Biliyorum. Ve biraz daha burada durursak tepemize dikilip ne yaptığımızı soracağını da çok iyi biliyorum. Hadi içeri geçelim."

İçeri geçtiğimiz de tekli koltuklardan birine oturup yastığı kucağıma koydum. Yalın yine telefonla konuşuyordu. İşkolik manyak! Konuşmasını bitirip yanımıza oturdu. Alin bana yandan bir bakış atıp ağzıyla "söylüyorum" dedi. Kafamı sallamakla yetindim.

"Abicim biz diyoruz ki acaba bir kaç günlüğüne yazlığa mı gitsek? İs'de bende çok yorulduk. Birazcık dinlenmek ikimize de iyi gelir diye düşündük. Ne dersin?"

ASİ CEVHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin