Size ilk olarak kendimi tanıtmalıyım. Ben Eslem. Eslem Ateş. 18 yaşındayım. Ailemi küçükken kaybettim ve şuan velayetim teyzemde. Tabi benim teyzemle yaptığım bir anlaşma sayesinde onlarla aynı evde yaşamıyorum. Zaten beni pek sevdikleri söylenemez. Kaldığım evde geniş güzel iki katlı bir ev. Tek sorun sokakları ıssız ve evin arka tarafında orman var. Bazen gerçekten ürkütücü oluyor. Neyse ki benim evim gibi bir kaç tane daha ev var. Şuana dönücek olursak en yakın arkadaşım Ilgın ile birlikte okuldan çıktık. Ilgın hiç susmayan çenesiyle konuşmaya başladı.
- Bu akşam son sınıftan Mert' in partisi varmış gidelim mi? Lütfen.
- Sen git , beni niye peşine sürüklüyorsun ?- Sensiz olmaz da o yüzden.
- Gelmek istemiyorum seni git.
- Lütfen hem gitmezsek şarkı söyler başını ağrıtırım.
- Söylersen söyle.Ben öyle dedim de inşallah blöf yapıyordur. Çünkü sesi berbat ama yanılmışım.
- Adını dağlara yazdım yarim-
- Tamam sus. Gelicem bu sese iki saniue bile dayanamam.
- Tabi o kadar güzel ki sesim dayanamıyorsunuz.Sen öyle san kardeşim.
- Sorma çok güzel.Ilgın'a ne zaman sesin kötü dersek şarkı söylemeye başlar. Sanırım küçükken bu durumla ilgili kötü bir anısı var. Bu durumda gidip hazırlanmalıyım bu yüzden konuşmaya başladım.
- O zaman ben eve gidip hazırlanıyorum. Mert' in partide görüşürüz.
- Tamam görüşürüz canım.
Yürümeye başladım acaba ne giysem ? Çok süslü olmamalı ama çok sade de olmak istemiyorum. Hmm buldum. En iyisi lacivert kahverengi kemerli elbisem altına kahverengi topukluyla tam olur. Hafif makyaj yaparsam yeter de artar. Acaba bu Mert denilen çocuk kimdi. Aman salla gitsin. Bem eğlenceme bakarım. Tabi ben bunları düşünürken eve gelmiştim. Okulumla evim arasında 1 saatlik yol var. O kadar düşünmeye dalmışım ki yarım saatte geldim. Gelir gelmez çantamı odama atıp hazırlanmaya başladım. Duşa girip saçlarımı kuruttuktan sonra doğal şeklinde bıraktım. Zaten saat de 8 olmuştu. Telefonla taksiyi çağırıp beklemeye başladım. Çok geçmeden takside geldi. Taksiye binip Mert' in evine gittim. İndiğimde gözlerim kamaştı. Tamam iyi bir evde kalıyorum ama böyle bir köşkte herkes böyle salyalarını akıtırdı. Bunları bir kenera bırakarak ılgın'ı buldum. Pek kolay olmadı ama içkiler sağolsun. Umarım içmeden önce yakalamışımdır. Ilgın' ın elinden içki bardağını alarak konuşmaya başladım.
- Bana bak ılgın hanım beni buraya zorla getirdin bari ayık ol.- Tamam ya ne kızıyorsun.
- Kızmazsam içersinde o yüzden kızmak zorunda kalıyorum.
- Eslem şu taş çocuk bana bakar mı sence ?
- Ben kime ne diyorum ki zaten.
- Of bana cevap ver. Bakar mı bakmaz mı ?
- Bakar bakar çok güzel bakar.
Ben konuşurken Ilgın çoktan gitmiş. Vay hain beni bir sarışına sattı. Parti boyunca boş boş dolaştım. En son saat 12 olmuştu. Taksi çağırdım. Şansa bak ki şöför taksi olmadığını söyleyerek resmen yüzüme kapattı. Acaba burdan otobüs geçer mi? Neyse akıllı durak diye güzel bir uygulama var. Oradan binmem gereken otobüse bindim. Evden üç sokak geride indim ve yürümeye başladım. Malesef ki tenha sokaklardan geçmek zorundaydım. Eve iki sokak kala bir inleme sesi duydum. Gecenin bir saatinde dışarda kimse olmaz. Bu yüzden merakıma yenik düşerek baktım. Tam kafamı sokak duvarından uzattım ki bir silah patladı. O an çığlığıma engel olamadım. Tam o sırada koyu kahverengi gözlü siyah saçlı bir erkekle göz göze geldim ve o an koşmaya başladım. Sanırım başımı belaya soktum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımın Katili
HumorKaçıyordum oysa neden kaçtığımı bile bilmiyordum. Tek bildiğim kaçmam gerektiğiydi. Sonuçta o adamı bir insanı öldürürken gördüm ve ölmek istemiyordum.O an gelen gördüğüm taksinin önüne atladığımda nereden bilebilirdim ki beni kaçtığım insana götür...