Lucy, Nash'e doğru ilerlerken benim tek yapabildiğim öylece durmaktı. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Lucy'e karşı özel bir hissim yoktu ama başkasını sevmesi veya başka bir erkeğin ona dokunması hoşuma gitmemişti.
Nash da ona karşı boş gözükmüyordu. Yani bu durumda ben iki aşığın arasına giren kötü mü oluyordum? Hiç sanmıyorum.
Bu piçe, kendi oyuncağımı kaptırmayacaktım.
Masamıza doğru hızlı adımlarla ilerledim ve Nash'ı kenara itip Lucy'nin beni görmesini sağladım. Çocuk şaşkınlıkla gerilerken, Lucy'nin sert gözükmeye çalışan bakışları üstümdeydi.
"Gidiyoruz." Dedim kolunu tutarken. "Daha yeni geldik." Dedi ve kolunu çekti. "Gidiyoruz Lucy. Kalk hadi." Onu sertçe uyardım.
"Biraz daha bekleyelim Harry. Bir şey konuşuyoruz." Ses tonu patlamaya hazır olduğunun kanıtıydı. Nash bir şey söylemek için harekete geçtiğinde ondan önce davranıp konuştum.
"Burdan hemen gidiyoruz." Yüksek ve sinirli çıkan sesime karşılık ayağa kalktı.
"Bu randevudan sonra beni rahat bırakacağına ve seninde dediğin gibi randevumuz bittiğine göre, beni rahat bırak Harry. Mümkünse bir daha hiç ama hiç görüşmeyelim." Bana gülümsediğinde sinir kat sayım artmıştı.
"Randevumuz daha bitmedi." Derin bir nefes alıp verdim. "Ve sende şuanda benimle geliyorsun." Bütün planlarımın alt üst olmasına zaten sinirlenmiştim. Şimdi bir de bana mı karşı geliyordu? Bu daha fazla sinir demek.
"Harry, lütfen tartışma çıkartma. Seninle gelmek istemiyorum." Bu kız kendini ne sanıyordu? Prenses falan mı? Sinir bozucuydu. Aptal, soğuk ve sinir bozucu.
"Lucy'i eve ben bırakabilirim." Nash araya girdiğinde kendime hakim olmak adına yumruklarımı sıkıyordum. Tabi ki işe yaramıyordu. Umarım biraz daha sinirlerimi bozarsa atacağım yumruklar Nash'ın yüzünde iz bırakırdı. Bunu gerçekten istiyordum.
"Sen o sikik çeneni kapa yoksa ben kapatmasını bilirim." Nash'ı uyardıktan sonra Lucy'e yaklaştım ve kulağına doğru kısık sesle konuştum; "Eğer benimle gelmezsen sinirlerimi bozan eski erkek arkadaşını döverek buradan gönderirim Lucy. Emin ol bunu yaparım. Hemde zevkle."
Biz cafeden hızla ayrılırken Nash'ın garip yüz ifadesi görmeye değerdi. Lucy ile konuşmaya çalışmıştı ama tabii ki ben engel olmuştum.
Arabayı evimin önüne çektiğimde Lucy bana şaşkın bakışlarını attı. "Burası benim evim değil."
"Biliyorum." Dedim sakince.
"Neden buradayız?" Diye sordu. Meraklıydı ve bu bana sadistçe bir zevk veriyordu.
"Çünkü, " yüzünün önüne gelmiş saçını kulağına doğru çektim. "Randevumuz daha bitmedi." Sırıttım ve arabadan indim.
O, tabii ki öylece bekliyordu.Kapısını açıp inmesini bekledim. "Benim evime gitsek?" Diye sordu. Tedirgindi. "Seni yemem." Dedim gözlerine bakarken. Nedense ben onu kesip, yiyecekmişim gibi davranıyordu. Tedirgindi ve her zaman olduğu gibi soğuktu.
"Hadi Lucy. İn artık." Elinden tutup onu dışarı çıkarttım. İsteksiz olduğunu yanımızdan geçen biri bile anlayabilirdi ama benimle gelmek zorundaydı. Eski sevgili depresyonu benim planlarımın katili olmamalıydı.
Onu kapıya doğru çekerken sessiz kaldı. Bu beni şaşırtmadı değil. Kapıyı açıp içeri girdiğimde o, cinayet alanına giren insanlar gibiydi. Yavaş adımlarla içeri girdi ve benim tepkimi bekledi.
"Koltuklara doğru ilerle Lucy. İçeride ejderha beslemiyorum." Ufak bir kahkaha attım. "Çok komik." Dedi alayla. Gülmüyordu ve bunun tek sebebi benim evimde olmanın onu rahatsız etmesiydi.
O kendini koltuğa bırakıp beni izlerken onun yakınına oturdum. Oldukça yakınına.
"Biraz sakin olmalısın bebeğim. Daha önce burada kimseyi öldürmedim."
"Neden burada olduğumuzu merak ediyorum desem?" Benden uzlaşmaya çalıştı.
"Öncelikle burası benim evim olduğu için benim burada olmam gayet normal bir durum. Ve bu durumda sen de benim evime gelen özel misafirimsin."
"Öyle mi? Bence bu kadar ziyaret yeter. Hadi ben artık gideyim." Kalkma çabalarına son verdim. "Sadece konuşacağız. Sana tecavüz etmeyeceğim." Ses tonum normaldi ama bana katil yada tecavüzcü gözü ile bakması hoşuma gitmiyordu. Sadece konuşmak istiyordum. Bunun neresi anormal?
"Bence kısa süreli ve garip arkadaşlık ilişkimiz de kendimizi biraz tanıtmalıyız." Cevap vermedi. Sadece inanılmaz güzellikte ki gözlerini benimkilere biraz daha dikti.
"Benim hakkımda neyi bilmek istersin?" Niye böyle saçma bir şeye değinmiştim bilmiyorum. Hepsi Nash denen şerefsizin yüzündendi. Bütün beynimin içine sıçmıştı.
"Şey, neden benimle bu garip arkadaşlığı başlattığını sorabilir miyim?" Sorusu garipti. Hadi ama! Daha farklı bir şey sormalıydı.
"Çünkü," bir neden aradım. Bu soğuk kanlı kızı neden evime getirdiğimin nedenini aradım.
"Bilmiyorum." O nedeni bulamadım.
"Çok açık bir sebep." Dedi ve güldü. Sadece gülüşünü izlemekle yetindim.
"Başka sorun var mı?" Diye sordum gülümserken.
"Sormak istediğim çok şey var Harry." dedi. "Ama en çok neden bu kadar anormal olduğunu merak ediyorum."
Güldüm. "Emin ol bende senin hakında en çok bunu düşünüyorum."
"Ben anormal değilim." Dedi itiraz edercesine.
"Tabi tabi." Diye dalga geçtim. "Hayatımda gördüğüm en normal insansın."
"Harry!" Diye cırladı. "Benimle dalga geçilmesinden hoşlanmam." Sesini bu kadar yakından duymak garipti. Demek istediğim fazla yakındık.
"Pardon Bayan Ben Anormal Değilim." Güldüm. Bana biraz daha yaklaştığında "Nash gibi kokuyorsun." Dedi. Sesi kısıktı ve bunu isteyerek söylemediği belliydi. Beynimde yayılan kıskançlık ve nefretin ölçüsü önüne geçilmez derecede arttı.
"Onu seviyor musun?" Diye sordum. Soruma hemen cevap vermedi. Gözleri bende olabildiğince uzaklaştığında sorduğuma pişman olmuştum.
"Bu konu biraz karışık." Sesini zor duymuştum. Kısık sesliydi ve az önce bana her zaman olduğundan yakın davranan kız bir anda yok olmuştu.
"Lucy." Diye mırıldandım sessizce. Ortamda müthiş bir sessizlik vardı. Başını bana çevirip, gözleri benimle buluştuğunda devam ettim.
"Beni öper misin?"
♣♣♣
Gıcığım ben ya. En heycanlı yerlerde kesiyorum. Neyse kusura bakmayın artık. Bölüm çok da kısa değildi bence. Oy ve yorumlar da düşüş çok fazla. Buda finali yaklaştırıyor. Üzgünüm.
Uzun ve Saçmalıklarla dolu yorumlar istiyorum. Nerde sizin muhteşem yorumlarınız?
Vee.. iki yeni hikayem var. Happy But Sad ve Fools Gold. Profilimden ulaşabilirsiniz.
Sizi seviyorum.
-Merve
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unbroken | Styles
FanfictionGitmeme izin verme çünkü artık yalnız uyumaktan sıkıldım. |02.11.2014|