GERİ DÖN..3

195 23 7
                                    

Selamm. Buraya atmayalı baya oldu. Hastane, okul, sınavlar psikoloji derken benim yazmam uzun zaman aldı. Her neyse bu bölümü kısa yazdım attım sizleri çok bekletmemek adına diğer bölüm uzun olucak..

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız lütfen sizin desteklerinize ihtiyacım var ♡♡

İyi okumalar..♡♡
°
°
"Dolabı açtım. Çantasını elime aldım. Gördüğüm ile şaşırdım."

Çantayı aldım ve baktım. Ultrason fotoğrafı vardı. Ağlamaya başladı. "Ne oldu Karaca?? Kötü bişey mi oldu?"

Bana sarıldı. "Ha-hayır, hamileyim!!"

Sarıldım. Böyle bir haberi beklemiyordum. Bana sarıldı. Kucağıma aldım. "Be-ben baba olucamm!! Bizim bebeğimiz olucak!!!"

Kafasınıı salladı. "A-ama.."

Sustu. Kötü bişey vardı. Bana baktı. "Doğum risk taşıyormuş!"

Sarıldım. "Senin canın tehlikeye mi giriyor?"

Kafasını salladı.  Sarıldım. Ağlıyordu. "Be-ben onu kaybetmek istemiyorum onu bizim için doğurmak istiyorum!"

Elimi tuttu, oturttu. "Eğer doğumda doktor sana karınız mı yoksa bebeğiniz mi diye sorarsa sen bebeğimizi seçiceksin tamam mı?"

Ayağa kalktım. "Ha-hayır!! Benden bunu isteme.. canımı iste ama ikiniz arasında benden seçim isteme !!"

Ağlıyordu kaldırıp sarıldım. "Yurt dışına gidelim mi orda var mıdır tedavisi!?"

Ağlamaya devam ediyordu oturttum yanına çöktüm ellerini tuttum. "Eğer.. ben de sağ çıkarsam bebeğimiz tedavi olup iyileşebilir ama-"

Sinirlendim. "Ama deme devam et. ne ama, ne?! Artık nolursun benden bişey saklama ne varsa anlat!"

Elimi tuttu. "Ço-çok pahalı hem benim tedavim hem onun tedavisi! A-azer o doğsun ben öliyim!"

Elini tuttum. "Ben gerekirse gece gündüz durmadan çalışırım asla para için kendini ölüme sürükleme! Şimdi yemek ye dinlen ben size tüm hamilelik süresince en iyi şekilde bakıcam!"

Yanağıma elini koydu. "Çok zor olucak emin misin?!"

Elini tuttum ve öptüm. Gülümsedim. "Sizin mutluluğunuz için tüm zorlukları aşarım, aşmaya da hazırım!"

Dudağımı öptü. Göz yaşlarını sildim. Alnını öptüm kalktı.  Gülümsedi. "Biz çok acıktık!"

Güldüm.  "Tamam bitanem yemek yiyelim! İstediğin yemek var mı?"

Kafasını salladı. "Annen yapmış bak kokusu geliyor!"

Güldüm. "Tamam güzelim gidelim o zaman yiyelim!"

Yemek yedik. Aileme de bir bebeğimizin olacağını söylemiştik. Karaca hastalığını ve bebeğin durumunu dememiştik. Eslem'i aldık ve odaya gittik. Saat geceye geliyordu ama Karaca halen daha uyumuyordu. Sağa dönüyordu oflayıp sola dönüyordu. Saçına elimi uzattım ve okşamaya başladım. "Bitanem kendini zorlama uykun yoksa daha dönme!"

Yatağın başlığına sırtını yasladı bana baktı. "Ölsem başkası ile yuva kurar mısın?!"

Sorduğu soruyla şaşırdım. Boş konuları düşünüp aklına getirip stres oluyordu. Sarıldım. "Öldüğün gün öldüğüm gün olsun ama senin üstüne başka biri olmaz!!"

Sevindi. "Biliyordum böyle diyceğini sağol bitanem!"

Güldüm. "Ya biliyorsan niye kendini üzüyorsun bitanem?! Yapma artık böyle sen ölmiyceksin!!"

Sarıldı. "Tamam kocacım kızma!"

"Beraber sarılıp uyuduk."

DOĞUM ZAMANLARI:
KARACA'DAN

"Evde Eslem ile birlikte oturuyorduk. Doğuma sayılı günler kalmıştı. Bugün babalar günüydü. Azer'e sürpriz yapmak için yemek hazırlamak için kalktım."

"Mutfağa yavaş adımlarla gidiyordum. Artık yürümek bile ağrı yapıyordu. Belim çok ağrıyordur, yürürken elimi belime koydum destek amaçlı ve mutfağa yavaş adımlarla ilerledim. Eslem ise salonda oyun oynuyordu. Mutfağa girdim. İlk malzemeleri çıkardım. Kapı çaldı. Ağır adımlarla gittim ve açtım. Yılmaz ve nişanlısı Sudeydi içeri geçtiler."

Sude karnıma elini koydu. "Yengem iyi misin?"

Kafamı salladım. "Ya iyiyim de belim çok ağrıyor!"

Yılmaz yardım etti mutfağa kadar gittik bana baktı. "Ya yenge sen niye yemek yapıyorsun çok yorulursun otur!"

Üzüldüm. "Babalar günü diye yemek yapmak istedim ama onu bile beceremiyorum artık ağrılarımdan!"

Ocağın altını açtı. "Tamam biz yaparız sen ne istersen söyle!"

Ayağa yavaşça kalktım kolumu tuttu. "Hayır ya! Ben yapmak istiyordum ama yapamıyorum!"

Yılmaz rahat bir koltuk getirdi beni oturttu. "Sen otur ne istiyorsan söyle biz yapalım. Önemli olan düşünmen abim eminimki çok sevinir!"

Yılmaz ile Sude yemeği yaparken Sevda ve Fatihde geldi. Sevda Azer'in kardeşiydi ve Azer Fatih'i hiç sevmezdi. Yani onlarınkisi gizli aşktı. "Ya Sevda abin falan gelir bak çok kızar size!"

Fatih güldü. "Bişey yapamaz yenge bak karım oldu!"

Aile cüzdanını önüme bıraktılar gülüyorlardı. Yılmaz kafasına vurdu. "Dediklerimi unutursan abimden önce seni ben gebertirim. Beni bile nikah şahitleri olmaya ikna ettiler!"

Şaşırdım kaldım. "Bi-bir dakka şimdi siz evlendiniz hemde habersiz!"

Fatih güldü ve kafasını salladı. "He yengem gelirken de imam nikahı kıydık!"

Güldüm. "Deli ya abisi öğrenince ne diycen!?"

Oturdu. "Orasına sonra bakarız yengem hem sen araya girer bizi korursun sonuçta hamilesin Azer abim sana kıymaz bize de bişey demez!"

Kafamı salladım. Yemek yaptılar. Eslem uyumuştu. Kapı birden açıldı. Azer Fatih'i gördü. "Lan senin burda ne işin var!?"

Sevda elini tuttu bana baktılar. Araya girdim. "A-azer dur ya! Hem onlar-"

Lafımı kesti. Çok sinirliydi. "Bana bakın eğer bir daha kardeşimin yanında o salak olursa sizle de aram açılır!!"

Ağrım oluyordu. Geri geri gittim Azer tuttu. "Ne oldu!?"

Ağzımdan inilti çıktı. Bu sancı farklıydı. Suyum gelmişti.. Azer'e panikle baktığımda onda da aynı duygular vardı hissedebiliyordum. Korkuyorduk. Azer kucağına aldı. Yılmaz'a anahtarı attı. "Koş arabayı hazırla sende sakin ol!"

AZERDEN
"Zor gün gelmişti. Karacam ve oğlum Mert'im arasında seçim yapmamı istememeleri sapa sağlam benle eve gelmelerini istiyordum. Hastaneye giderken bağırıyordu acıdan elimden gelen bir şey yoktu, onun acısını dindirmek, onu bu acıdan kurtarmak için elimden bişey gelmiyordu. Karaca elimi tutup sıkıyordu acısıını öyle çıkarıyordu. Hastaneye gittiğimizde Karaca çok kan kaybetmişti. Kanı çok zor bulunuyordu. Bayıldı!"

Karaca'nın saçını okşadım çok korkuyordum ikisi arasında bir seçim yapmak istemiyordum. Karaca'ya amaliyathaneye aldılar. Hemşire çıktı yanına gittim. "AB RH- kan lazım acil!!"

Fatih bana baktı. "Abi benim kanım uyuyor veriyim!"

Kafamı salladım. Fatih kan verdi ve geldi. Hemşire tekrar çıktı. Elinde bir kağıt vardı. "Azer bey Karınız ve oğlunuz arasında bir seçim yapmalısınız! Çok vaktiniz yok!!"

°
°

SİZCE NE OLCAK??
-KARACA MI MERT Mİ?
-YOKSA İKİSİDE Mİ YAŞAR?

Mutsuz sonlardan nefret ederdim ama hayat mutsuz sonlara alıştırdı..

Okuduğunuz oy verdiğiniz ve yorum yaptığınız için sonsuz teşekkürler ❤️

Kendinize Çok İyi Bakın. Sınavı olan arkadaşlara başarılar umarım yüksek notlar alırsınız 😘❣️

KONULARLA ECGİR~AZKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin