I

441 43 18
                                    

"Kazutora Hanemiya, 22 yaşında, Osaka Üniversitesi tıp fakültesinde, 2022 mezunları arasındaki bir numaralı öğrenci

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kazutora Hanemiya, 22 yaşında, Osaka Üniversitesi tıp fakültesinde, 2022 mezunları arasındaki bir numaralı öğrenci. Psikiyatri üzerinde yüksek lisansını geçen günlerde bitirdi. Eğer siz de izin verirseniz burada işe başlamak istiyormuş, efendim."

Sözünü bitirip yerine oturdu çocuk. Karşısında duran sarışın elini çenesinden kaldırıp atıldı. "Ayağı yok mu bunun? Neden gelip kendi kendini tanıtmıyor?"

Siyahlı genç elindeki kağıdı masaya bıraktı ve bacaklarını üst üste atıp arkasına yaslandı. "Onu sordum. İngiltere'ye daha yeni geldiğinden çok meşgul olduğunu söyledi." ardından ekledi. "Ama sizle ek olarak konuşacakmış, sadece bu ufak işleri benim halletmemi rica etti kendisi."

"Anlıyorum." Sarışın sırıttı ve ayağa fırladı. "O zaman o da geldikten sonra devam ederiz bu konuşmaya."

"Tamamdır Manjiro senpai!" Siyahlı odadan çıkmak için ayağa kalkmışken, bütün alanı saran gür piyano sesi kaskatı kesilmesine neden olmuştu. "S-senpai.." Manjiro hızlıca yerinden kalkıp elindeki kağıtları siyahlıya verdi.

"Takemichi, sana zahmet bunları Ken-chin'e götürür müsün? Acilen C katına gitmem lazım."

"T-tamamdır!"
Takemichi, eli titremesine rağmen bütün evrakları aldı ve hızlıca uzaklaştı oradan.

Manjiro ise koşarak piyano sesinin olduğu yere gidiyordu.

~•~

Motoru kenara park edip hastaneye girdim. İçerideki serin hava, ufak bir titreme getirmişti. Saçlarımı elimle topuz yapıp danışmaya yaklaştım.

"Merhaba, ben Manjiro Sano ile görüşecektim de, kendisi müsait mi?" karşımdaki kadın gözlerini klavyeden kaldırıp bana döndü.
"Adın ne? Randevu almış mıydın? Her gelen efendi ile konuşamaz. Ona Manjiro senpai demen gerekiyor hem, saygılı ol!"

Bir an afallayıp ne diyeceğimi bilemedim. Randevu alıp mı gelmem gerekiyordu acaba... "Eee, adım Kazutora Hanemi-

"Ne!?" cümlemi tamamlayamadan kadından gelen ses ile sinirlerim bozulmuştu. Hem soru soruyor, hem de dinlemiyor. "Bir sorun mu var?"

Bana iyice yaklaşıp konuştu "Sen Kazutora mısın?" Derin bir nefes alıp cevapladım "Evet, burada olmamam mı gerekiyordu?"

Kadın aşırı mahçup bir şekilde önümde eğilip özür dileyince, belli etmesem de aşırı şaşırdım. "Çok çok özür dilerim, saygısızlık ettim. Manjiro senpai sizden bahsetmişti. Kendisinin şu anda C bölümünde bir kaç işi var, o gelene kadar sizi şurada misafir edebiliriz Hanemiya-san. Neyli çay seversiniz? Kahve de var tabii. Hatta öğle yemeğinizi yemediyseniz ufak ikramlarda da bulunabiliriz. Bekleyin lütfen hemen menüyü alıp geliyo-

Bıkkınlıkla kadının sözünü bölüp konuştum.
"Sakin olmaya ne dersin? Aç değilim ve Manjiro senpai'yi dışarıda bekleyeceğim."

Senpai kısmını bastırarak söylemem kadının utancından yüzünün kızarmasına neden olmuştu. "Çok boş boğazlık yaptım, üzgünüm."

"Çok özür diliyorsun, yeter." ardından derin bir iç çekip dışarıya çıktım. Yüzüme gelen sıcak hava ile tekrar bunalmıştım. İçeride kalmak istiyordum ama kalırsam bana rahat vermeyecekleri de barizdi.

Kulaklığımı arka cebimden çıkarıp telefonuma taktım. Müzik dinlemeyecektim ama buna rağmen kulaklık takmak hoşuma gidiyordu.

C bölümü neredeydi acaba, gidip göz atsam fena olmazdı. Motoru kilidi ile birlikte bir direğe bağladım. "Hoşça kal, güzelim." o hayatımda görüp görebileceğim en tatlı motorsiklet olabilir, o yüzden güzelim dememe asla şaşırmayın.

Gitmek için onu kullanacaktım ama biraz yürümek iyi gelir düşüncesiyle A kapısının önünden ayrıldım. Hastane alanı aşırı karışıktı. A'dan sonra B gelmesi gerekirken Burada E geliyordu. Bu yüzden Manjiro-san'ı bulmak zor olacaktı. Ya da Manjiro senpai'yi...

Yaklaşık 30 dakika yürümemin sonunda C kapısını buldum. İlk başta yanlış yere geldim düşüncesi ile tekrar tabelaya dönmüştüm. Burası gerçekten C kapısıydı. Bu kadar şaşırmamın nedeni ise A kapısına yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta olması ve etrafında başka hiç bir binanın olmamasıydı.

Cehennemin dibine falan mı geldim amına koyayım.

İçimden 'yerinde beklesen ne olacaktı, salak' diye düşünüyordum ama iş işten geçmişti. Derince esneyip kapıdan içeri girdim. Girdiğim anda içimi saran korku ve gördüklerim tekrar çıkma isteği uyandırmıştı.

Çünkü içeride, yerin aşağısına doğru giden basamaklar dışında hiçbir şey yoktu.

piano | bajitoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin