Minho'dan
Gözlerimi açtığımda bana sarılan bir hyunjin görmeyi beklemiyordum. İlk şaşırsam da dün gece birlikte uyuduğumuzu hatırlamıştım. Bu anı bir daha yaşayamayız diye iyi değerlendirmem gerekiyordu ama Hyunjin yüzünü göğsüme gömdüğü için onu izleyemiyordum. Ben de ona sıkıca sarılıp kokusunu içime çekmeye karar verdim. O uyanana kadar hiçbir şey yapmayıp sadece sarıldım.
Hyunjin uyandığında dizilerdeki gibi uyuyormuş numarası yapmak yerine konuştum. Başını kaldırmış şaşkınca bana bakıyordu.
"Günaydın, rahat uyudun mu?"
"Biz... Biz nasıl böyle bi hâle geldik?"
"Sen uyuyakalmıştın ben de yanına kıvrıldım uyudum ama nasıl sarmaş dolaş olduk bilmiyorum."
"Oh, tamam. Ben kalkayım tuvaletim geldi."
Kaçar gibi konuşup hızlıca gitmişti. Utandı mı o? Şirin haline gülüp biraz daha yatak keyfi yaptım. Kahvaltıyı onlar hazırlayabilirlerdi, misafir değiller sonuçta. En çok da jisung. Yaklaşık bir 10-15 dakika sonra felix kapıyı açıp uyku sersemi yanıma geldi.
"Minhoo~ uyumak istiyorumm~"
Kedi gibi bana sırnaşıp gözlerini kapamıştı. TANRIM ÇOK ŞİRİN! Minicik resmen delireceğim. Sıkıca felixe sarılıp sonra onu mıncırmaya başladım.
"YA SEN NİYE BU KADAR TATLISIN? ISIRAYIM MI YANAKLARINI? ÇİLLERE BAK!"
"YAAAH! İMDAAAT, BİRİ BENİ KURTARSIN!"
Ben felixin yüzünü mıncırıp ısırmaya çalışırken felix de ittirip vurmaya çalışıyordu. Hyunjin gelip beni felixin üstünden alana kadar bu savaş devam etmişti. Hyunjin hiçbir şey demeden beni kucaklamış masaya götürmüştü. Kaslı çocuk taşıyor tabii.
"Pis misin minho? Git elini yüzünü yıka öyle gel."
"Ya hyunjin getirdi oturttu buraya! Hem sanane istersem böyle yerim benim evim."
Jisung bana göz devirip yemeye başlamıştı. Ben de o sırada ellerimi yıkamak için lavaboya gittim. Felix yüzünü yıkayıp kendine gelmeye çalışıyordu. Kıçıyla beni ittirip kapıdan çıkmıştı. Şapşal ya.
Kahvaltımız şaşırtıcı şekilde sakin geçmişti. Ve ikeaya gitmeye karar vermiştik. Jisung kendisine masa lambası alacakmış ve orayı gezmenin keyifli olacağını söylemişti. Bizim de aklımızda fikir olmadığından kabul etmiş, hazırlanmaya başlamıştık.
Felix ve Hyunjin dönecekleri için çantalarını da yanlarına aldılar ve çıktık. Çok da uzun sürmeyen metro yolculuğuyla gelmiştik. Kaybolmamak için girişten broşür almıştık ama işe yarayacağını hiç sanmıyorum.
Jisungun istediği lamba hariç her şeyi görmüştük. Oyuncak yılanı boynumuza sarıp saçma fotoğraflar çekilmiş, ofis kısmındaysa gördüğümüz tüm sandalyelere oturmuştuk.
"Çok yoruldum ya şu koltuklara oturup dinlenelim biraz lütfen."
Felixin haklı isyanıyla ben de ona katıldım ve ileride daha iyi bir fikir gördüm.
"Gel şuradaki yatağa yatalım, kızarlarsa da en fazla kovuluruz."
Hızlıca yatağa gidip uzandık. Ayaklarım, iyi olacaksınız.
"Yatak da rahatmış hee."
Hyunjin dediğime gülüp çok şerefsizce bir cevap vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
idyllic - skz - hyunho
FanfictionTwitterda anonim lyrics hesabı olan chanın canı sıkılır ve takipçileriyle grup açmaya karar verir korenin farklı yerlerinden farklı 7 kişiyi seçerek grubu açar. Zamanla bu 8 kişi arkadaştan ötesine geçebilecekler mi? Kısa sürede bi arkadaştan daha ç...