3.bölüm

775 30 6
                                    


*Maria'nın ağzından*

Babam beni bıçaklayalı neredeyse bir hafta oldu ve nedense eziyet etmeyi ve tehdit etmeyi bıraktı. Fazlasıyla mutlu görünüyor. İçimden bir ses iyi bir şey olmayacağını söylüyor. Acaba bir yerden yine para mı bulmuştu? Bana neden kötü davranmıyordu acaba yoksa beni haberim olmadan birine mi sattı?

Kenime yarı çatlamış aynada baktım. Solmuş yüzüm ve bitkin suratım...

Elimi yavaşça yüzümde gezdirirken nasıl bu hale geldiğimi düşündüm.

Umut dolu , masum Maria. Umutsuz, bataklığa batmış ve asla çıkamayacak , bitkin Maria. Aralarında fazlasıyla fark var. Mavi gözlerim buğulanınca hızla suyu açıp yüzümü yıkadım. Ağlamayalı ne kadar olmuştu ? Kaç yıl ?

Babam denilen herifin bağırmasıyla irkildim. Salona doğru korkulu adımlarla ilerledim. Beni görür görmez "Hazırlan!" dedi. İçimde daha da büyüyen korkuyla yutkundum. "Ne? Neden?" diyebildim. O da "Korkma bir şey yok." dedi. Sırıtıp devam etti "Şimdiye kadar bir işe yaramadın bari şimdi işe yara da sana verdigim adrese gidip o villada bir günlük temizlik yap. En azından elimize para geçer." Sözlerini duyduğumda hiç olmadığım kadar rahatlamıştım. Sevinçle gülümseyip "Tamam." dedim ve hızla odama gidip üstüme başıma çeki düzen verdim. Bulduğum bir bezle lacivert eteğimin çamurlanan kısımları temizledim. Saçlarımı özenle tarayıp yeniden ördüm. Başıma siyah eşarbımı da takıp şehrin yolunu tuttum. Sanki bir daha gelmeyecekmişim gibi dönüp köye baktığımda , uzaktan küçükçe görünen Cengiz amcanın çiftliği...

Şehre geldiğimde çarşıda biraz dolandım. Babam belirli bir zaman vermemişti. Çok geç olmadan gitmeliydim. Biraz daha dolandıktan sonra verilen adresteki villaya geldim..

Ne kadar da büyüktü. Üç katlıydı. İcine bizim evden yüz tane sığardı. Sağa sola biraz bakındıktan sonra kapıya geldim ve zile bastım. Çok geçmeden kapı açıldı. Büyük kapı açılırken , içeride dizilmiş hizmetçiler bekliyordu...

Kapıyı açan baş hizmetçi olduğunu düşündüğüm bir kadın gülümseyerek içeriyi gösterdi ve "Hanımefendi hoşgeldiniz." dedi. Bende şaşırarak "Ah hayır yanlış anladınız be-ben te..." diyemeden beni içeriye yöneltip kapıyı ardımdan kapattı. Sonra kafasını eğmiş önümde hazır bekleyen onlarca hizmetçiye dönerek "Hanımefendiyi selamlayın." dediğinde bütün hizmetliler kafalarını kaldırıp eğdiler. Şaşkınlıkla yutkundum. Neler oluyordu? Baş hizmetçi diğerlerine işaret edince , iki hizmetçi yanıma gelerek beni ilerletmeye başladı...

"Neler oluyor?" dediğimde aldığım tek cevap gülümsemeydi. İlerleyince , bir koridorun sonunda büyükçe bir salona üç küçük merdivenden inerek gittiğimizi fark ettim.

Şaşkınca ilerlerken evin harikalığına bakakaldım. Bu evse bizimki herhalde ahırdı. Tavandan sarkan büyük avize ve onunla uyumlu şah şahlı oturma takımları...

Evin muhteşemliğiyle gözlerim büyürken bir odaya girdik. Burası özel hazırlanmış olmalıydı. Bir sürü kişi içeride bekliyordu. Baş hizmetçi "Evet size bırakıyorum güzelce bakım yapın. Spa, masaj ve daha ne gerekiyorsa hepsini yapın."
"Siz neden bahsediyorsunuz ? Hayatta yaptırmam o dediklerinizi!" dedim büyük bir şaşkınlıkla. O ise "Efendim sakin olun. Sadece kendinizi bırakın ve keyfini çıkarın." Bir şey dememe yine fırsat vermemiş ve beni odada bırakıp gitmişti.

***

Üzerimde sadece bir havluyla, yatak benzeri yerde sırt üstü yatıyordum. Kollarıma ve bacaklarıma dört kişi masaj yapıyordu. Sonra içlerinden birisi "Yağ almaya gerek yok bunların hepsi kas." deyip bir şeyi hızla yapıştırdı ve yine aynı hızla çekti. Kocaman bir çığlık attım...

***

Bakım işlemi bittikten sonra kuaför saçımı açmaya çalışsada izin vermedim. Mecburen kabul etti. Sonra bana bir kadın uzun modern bir elbise giydirdi. "Hey ne yapıyorsunuz? Bunlarda ne ?" dedim. O da bana "Efendim sizi eşinize hazırlıyoruz."
Kafamda çakan şimşekle yerimde donakalmıştım. Bu Tuna olamazdı, o bu kadar zenhin olamazdı. Kimdi? Haberim olmadan kimin karısıydım. Ben bu şansla anca yaşlı bir karısı olabilirdim. Aptal herif beni hemen de satmıştı. İyi davranışlarından , mutlu olmasından anlamalıydım oysa ki !

"Ne eşi ne hazırlanması ne diyorsunuz siz? Eşimde kim?" öfkeyle ,sinirle ve şaşkınlıkla...
"Heyecanlanmanızı anlıyorum efendim. Selim Bey iki gündür iş gezisindeydi. Bugün akşam dönüyor ve eminim ilk görmek isteyeceği kişi siz olacaksınız. Sonuçta daha yeni evlisiniz." deyip bana imalı bakış atarken birden başımdan aşağı sanki kaynar sular dökülmüştü. Bunca bakım, bunca hazırlık... Tabii yaa nasıl düşünemedim?
İşte şimdi yandım...

Arkadaşlar yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum... Şimdiden teşekkürler^^

MariaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin