★13★

7.6K 690 402
                                    

Jisung kendisini çok pişman hissediyordu. Neden Felix'e Hyunjin'i unutturmak için birini bulmuştu? Şuan Sarışının baş ucunda oturmuş sarı saçlarıyla oynuyordu.

Sabahın erken saatlerinde Hyunjin'in attığı adrese gelmişti. Baya lüks bir dairede oturuyordu. Hyunjin onu içeri alır almaz Felix'in kaldığı odaya gitmişti. Yatakta yatan bedeni gördüğü gibi kalbi acımıştı. Boynundaki izler, ağlamaktan şişmiş gözleri...uykusunda rahatsız olduğu her halinden belliydi.

"Jisung?"

Jisung kafasını kaldırıp kapıdaki bedene baktı.

"Efendim Hyunjin?"

"Sende uyu istersen gece hiç uyumamışsın sanırım göz altlarından belli."

"Öyle mi?"

Jisung, Uzun saçlının nasıl böyle birisi olduğunu anlayamıyordu? Eski okulda gördüğü kişi ile aynı mıydı bu kişi?Uzun saçlı, Jisung'un sorusuna onaylar şekilde kafasını salladı.

"İlk önce seninle konuşmak istiyorum. Konuşabilir miyiz?"

"Tabiki."

Jisung sarışının baş ucundan kalktı ve kapıya doğru yürüyüp Hyunjin ile odadan çıktılar. Oturma odasına doğru yürüdüler. Oturdukların da ise Jisung hemen konuşmaya başladı.

"Gerçekten Felix'i seviyor musun?"

"Evet, Felix'i seviyorum."

"Ne değişti bu iki ayda?"

"Böyle ani değişmem şaşırttı sanırım seni. Ben fazla aile sevgisi görmeden büyüdüm. Sadece benim ihtiyaçlarımı karşılıyorlardı. Bende bununla etrafımdakilere zarar vermeye başladım. Hem veriyordum hemde kendim zarar görüyordum. Minho ile okuldan kaç kere uzaklaştırıldığımızı hatırlamıyorum bile. Neyse Felix ile tanıştığım gün bana olan bakışlarını yanlış anladım. İlk defa birisi bana o kadar duygu dolu bir şekilde bakıyordu. Onun bana acıdığını sandım ve Felix'i acındıracak duruma düşürmek istedim.

"Ama bu yıl... bilmiyorum. Onu okulun ilk günü gördüğümde ne kadar özlediğimi anladım. Sesini bile özlemiştim. Ama bu hissi göz ardı ettim. Çünkü ben kendimi düzüm diye inandırmıştım. Hiç aksini düşünmemiştim. Sonra onun sosyal medya hesabını buldum. Kız sandığım için ona yazdım. Bana beni anlattı biliyor musun? Ne kadar acı çektiğini tahmin edemiyorum..."

Hyunjin yanağının ıslandığını hissetti. Evet, ilk defa ağlıyordu. Duygusuz biri olarak ilk defa birisinin karşısında ağlıyordu. Jisung ise şaşkındı. Dışarıdan gördüğü duygusuz Hyunjin önünde ağlıyordu.

"...işte seninle gördüğüm o gün. O büyüleyici gülümsemesiyle sana bakıyordu. Kıskandım. Sizi kıskandım. Ama onun kalbini bir kere daha kırdım. Sonunda nakil olacağı gün hesabından bana yazdı. Öyle şeyler yazdı ki o zaman farkına vardım. Ben de onu seviyordum. Ama geç fark etmiştim."

Jisung, Hyunjin'in yanına oturdu ve sırtını sıvazlamaya başladı. Bu sefer Uzun saçlıya inanmaya karar vermişti. Yalan söylese bile böyle rol yapmasının imkanı yoktu.

Sarışın ise Jisung ile Hyunjin'in kapıdan çıktıktan sonra uyanmıştı. Önce nerede olduğunu kavrayamamıştı. Ama etrafta Hyunjin'in kokusunu hissedince onun evinde olduğunu anlamıştı. Dün gece onun için berbat bir geceydi. Hyunjin iyiki onu bulmuş, kurtarmıştı. Belki şuanda o-o....

Sarışın, aklından geçenlerle gözleri dolmaya başlamıştı. Ama dün gecenin en güzel tarafı ise Hyunjin'in onun rüyasında onu sevdiğini söylemesiydi.

Yavaşça ayağa kalktı. Üstüne baktığında dün giydiği kıyafetler yoktu. Yoksa Hyunjin mi değiştirmişti? Sarışın bununla anlık olsada utanmıştı.

Kapıya doğru ilerledi ve Hyunjin'in sesini dutmuştu. Kendisi hakkında konuşuyordu. Kapıyı araladı ve dinlemeye başladı. Hyunjin sustuğunda sarışın duyduklarıyla afallamıştı. Dün Hyunjin'in dediği şey gerçek miydi? Rüyasında görmemişmiydi? Kendisini gerçekten seviyor muydu?

Felix kapıyı tamamen aralayıp belinden düşen eşortmanı tutarak Hyunjin'in olduğu odaya ilerledi.

"Hyunjin?"

Uzun saçlı duyduğu sesle kafasını kapıya çevirdi. Ardından ayağa kalktı ve Sarışına doğru yaklaştı.

"Uyandın mı?"

"Hmhm. S-sen az önce neyden bahsediyorsun? Sen.... gerçekten beni seviyor musun?"

Hyunjin Felix'in yanına geldiğinde iki yanından sarkan ellerini elleri arasına aldı ve baş parmağınla okşamaya başladı.

"Seni seviyorum. Gerçekten!"

"Ama...hala sana güvenemiyorum."

Hyunjin'in ile birleşik ellerine bakarak kısık sesle konuştu. Uzun saçlı Sarışına hak veriyordu. Karşısındaki bedenin kalbini bir çok kez kırmıştı. Güven problemi olması gayet normaldi ona göre. 

"Bana bir şans verebilir misin? Bana olan güvenini kazanmanı sağlayabilir miyim? Kırdığım kalbini kendi ellerimle onarmama izin verir misin?"

Felix kafasını kaldırdı ve Uzun saçlının gözlerinin içine baktı. Gözleri umutla parlıyordu. Felix bir kaç dakika sessiz kaldı. Bir kaç dakikanın sonunda gülümseyerek kafasını onaylar şekilde yavaşça salladı. Uzun saçlı beklediği cevabı alınca Felix'i kendine çekip sıkıca sarıldı. Mutluydu, mutlu olmuşlardı. İkisinin kalbi de göğüs kafeslerini sertçe dövüyordu.

"Teşekkür ederim."

Hyunjin, Sarışın kulağına fısıldadı. Felix cevap vermedi sadece Uzun saçlının boynunu saran kollarını daha da sıkılaştırdı.



























Oy ve yorum atmayı unutmayın😽

Tageslicht/Hyunlix√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin