murder || skz

0.1

28.09.2021  (gecmise donduk kısaca)

genç ders biter bitmez hızla sınıftan ayrılmıştı, gidip gitmemek arasında başta tereddütte kalsa da sonrasında böyle bir fırsatı kaçıramayacağını kendine hatırlattı.

yaklaşık üç dakika kadar erken dersten çıkıp giden sarışının nerede olduğu oldukça açıktı.

fakültenin ikinci kat tuvaletine doğru hızlı adımlarla ilerlerken bir yandan da içindeki suçluluk duygusunu bastırmaya çalışıyordu. muhtemelen bunu yaptığı için sonrasında kendine çok kızacaktı ancak ilk günden beri gözlerinin takılı kaldığı dudaklara artık kavuşmak istiyordu.

tuvalete girdiğinde lavaboya yaslanmış bir şekilde dolu olan tek kabinin de boşalmasını bekledi, içeride beklediği kişinin olduğunu biliyordu.

on on beş saniyelik bir beklemenin ardından kabinden kilit açılma sesi çıkmış ve ardından kapı açılmıştı. içeriden görmek istediği kişinin çıkmasıyla birlikte gülümsedi.

üzerine doğru yürüyerek kabinden çıkan sarışın genci tekrar içeri girmek zorunda bıraktı. girdikleri kabinin kapısını kapatıp kilitlemişti. genç bu durumla birlikte şaşkın bakışlarını ona yollamıştı. bu durum beklediği bir şey değildi.

"beni mi takip ediyorsun christopher?"

chan bu sözlere karşın gülmüştü hafifçe.

"seni ve o aklımdan çıkmayan güzel dudaklarını takip ediyorum lee felix."

bu sefer de felix gülmüştü chan'ınkinin aksine daha ufak bir gülüştü bu, kıkırtı bile denebilirdi hatta.

chan çocuğun belini kavramıştı, bu hareketle giydiği kıyafetlerden de oldukça belli olan ince belinin ne kadar da ince olduğunu bir kez daha fark etmişti.

bu hareketle birlikte felix de kollarını oğlanın boynuna dolamıştı, ancak ellerinin kirli olmasından dolayıp chan'a değdirmemeye çalışıyordu.

"ne o bana dokunmaktan mı korkuyorsun?"

bu sözlerle felix gözlerini devirmişti.

"ellerim pis olduğu için dokunmak istememiştim."

chan kendinden oldukça cılız bedeni bir çırpıda kucağına alırken felix de bacaklarını onun beline doladı.

"hijyen umrumda gibi mi görünüyor?"

çocuğun sırtını kabinin kapısına yaslamış ve günlerdir öpmeyi düşlediği dudakların üzerini kendi dudaklarıyla örtmüştü. felix hafifçe gülümserken çocuğun öpüşüne aynı şekilde karşılık verdi.

uzun ve ıslak bir öpüşmenin ardından ikisinin de nefeslerini kesilmesiyle ayrılmak zorunda kalmışlardı. chan dudaklarını ayırmalarına rağmen hala yumduğu gözlerini açmayan felix' e bakıp gülümsedi, oldukça tatlı bir görüntüydü bu.

gencin çillerinin üzerine birkaç buse kondurup çekilmesiyle felix de yumduğu gözlerini açmıştı. chan yavaşça oğlanı kucağından indirirken felix sanki bulutların üzerindeymiş de tekrar dünyamıza dönmüş gibi hissetmişti.

"ne kadar seni sabaha kadar seninle öpüşmek istesem de arkadaşlarıma sözüm var ve beni bekliyorlar."

felix çocuğun yüzünü avuçları içerisine alıp kendine bir daha bırakıp kısa bir öpücük kondurup sonunda da oğlanın dudağına dişlerini saplayıp geri çekilmişti. chan acıyla karışık bir inleme bırakıvermişti böylece sessiz kabinin içerine. yardığı yeri görmesiyle gülümseyip oraya küçük bir buse koyup geri çekildi felix.