Karanlık sabaha merhaba

61 3 2
                                    

Uyanmıştı George. Yine güneşini göremediği bir sabâha. Hiç bilmiyordu, güneş nedir, yıldız nedir. Fakat yıllarca gözlerinin kapattığı aydınlığı, kalbiyle görüyordu. Alışmıştı bu hayata. Ne bir eğlencesi, heyecanı ne de bir telaşı vardı. Tek arkadaşı, babasından kalan bir köstekli saatti. Onu , George'a amcası vermişti. Anne ve babası, uçak kazasında ölünce, George amcasının yanına yerleşmişti. Fakat yengesinin ağır ithamlarından bunalmış, kendi hayatını kurmaya başlamıştı. Babasından ona kalan köstekli saati ile.

George'un çoğu zamanı köstekli saati dinlemek, müthiş uyumunu kulaklarında hissederek geçiyordu. Yine bu sabah da başucunda sakladığı saatini dinledi. Sonra kalkarak kahvaltısını hazırladı. Önünde rüzgarın hafiflettiği çınar ağacı olan pencerenin yanındaki masaya oturdu. Bir yandan dumanı tüten çayını yavaş yavaş yudumlayarak hayatını düşünüyordu. Sıkılmıştı artık bu hayattan. Bunalmıştı. Her gün aynı karanlığa uyanmaktan, şarkı söyleyememekten. Fakat yapacak hiçbir şeyi yoktu. Bir an, solmuş yeşil gözlerinden, yanağından aşağı doğru bir yaş düştü. Her şeyi anlatıyordu o sıcacık göz yaşı. Sonra beton evlerin karanlıklaştırdığı, ağaçların ise renklendirdiği sokağa çıktı. Amansızca yürüyordu. Ne yaptığını, neden yaptığını bilmiyordu.

KARANLIK AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin