Bölüm 5;Gece kadar karanlık.

445 58 99
                                    

Yorum yapmayani ben yiyomusum

Pov;

"OI MIKEY! O KREMİ SEN KULLAN DİYE ALMADIM BEN!" diye bağıran Izana epey sinirli duruyordu. Izana'nın bu tepkisine karşılık olarak Mikey dil çıkarmış, sevdiğinin yanına oturmuştu. Takemichi ikisinin kavgasını gülerek izliyordu. Bu kardeşler gerçekten komikti.

"Takemitchy, üç yaşında gibi duruyorsun." dedi Mikey. Mikey'nin dediği şeyle kızaran sarı saçlı çocuk başka yöne bakarak elini ensesine attı. Son zamanlarda epey yakınlaşmıştılar. Hoş, şikayetçi olduğu da pek söylenemezdi iki tarafın da.

"Epey.. Komik geldiniz gözüme. Hep böyle dalışır mısınız Mikey-kun?" dedi Takemichi cesaretini toplayarak. Karşılık olarak sevimli bir gülücük almıştı. "Izana ile hiç anlaşamıyoruz. Ama bir sorunumuz olduğu an ilk biz koşarız birbirimize."

"Anladım.. Güzel olmalı." dedi Takemichi. Kendisinin hiç kardeşi olmadığı için bilmiyordu pek.

Izana ve Mikey kavga ederken diğer bir tarafta Baji, Koko ve Ran hava yastıklarını şişiriyorlardı. Rindou abisinin kızarmış suratına kahkaha atarken Chifuyu ve Inui onun haline gülüyorlardı.

"Herkes yavaş yavaş alıştı buraya." dedi Wakasa. Yanındaki Benkei onu onaylamış, gülümseyerek uyuyan Senju'nun saçlarını sevmişti.

"Senju sınavları yüzünden stres altındaydı. Tatil ona iyi gelecektir." dedi baba edasıyla Benkei. Senju, Wakasa ve Takeomi konu olduğu zaman biraz fazla ebeveynleşiyordu.

Sebebi barizdi bunun. Benkei sevgiyi onlar sayesinde tatmıştı. Eskiden sadece dövüşmek için dövüşürken Wakasa ile tanışmış, dövüşürken zevk almaya başlamıştı.

Wakasa onu Senju ve Takeomi ile tanıştırdığında daha nazik olabilmeyi öğrenmişti. Hoş, kanında vardı gerçi. Hiç sorun teşkil etmeden adapte olabilmek onu epey mutlu etmişti.

Senju'nun rahat uykusunu bozmamak için yaklaşık 40 dakikadır yerinden kıpırdamıyordu. Onun zorlandığını fark eden Wakasa sırıtarak elini omzuna koydu.

"Yuzuha'ya haber vereyim mi? En son Mitsuya ile beraber limonata hazırlıyordu." dedi beyaz saçlı. Benkei bu öneriyi reddedememişti normal olarak, beli ağrımıştı hareketsizlikten.

"Hemen geri döneceğim." dedi. Aslında kendisi taşırdı ama Yuzuha sevgilisini bıraktığı yerde bulamayınca cinnet geçirip etrafa saldırmaya başlıyordu. Eğer Wakasa'nın çevikliği ve hızı olmasaydı çokça kez bıçak darbesi yemiş bile olabilirdi genç adam.

"Yuzuha, Senju'yu yatağa taşır mısın? Benkei yoruldu." diyerek tabaktaki elma dilimlerinden birisini ağzına attı. Bakır saçlı kız onu onaylayınca Mitsuya'ya kolaylık dilemiş, Benkei'nin yanına dönmüştü.

"Koca bir çuval altın bulmuş gibi bir halin var." dedi sırıta sırıta. Benkei buna karşılık homurdanınca yanına oturmuş, etrafı izlemeye başlamıştı.

Herkes epey mutluydu. Koko, Baji ve Ran üçlüsü işlerini bitirmişti ve dişisine yanaşmaya çalışan sinekler gibi Chifuyu ve Inui'nin yanına kurulmuştu. Ran ve Rindou kafa kafaya vermiş onların bu boş çabalarını sırıtarak izliyorlardı.

Sanzu arkada durmuş güneşlenmeye çalışıyordu. Huzurlu dakikaları Baji'nin sinirlenmesiyle son bulmuştu gerçi.

Koko'nun onunla dalga geçmesini kaldıramayan siyah saçlı genç, onu Sanzu'nun üstüne fırlatmıştı.

"AMINI DAMINI SİKTİKLERİM NE YAPIYORSUNUZ LAN SİZ!?" diye çığlık atan Sanzu'dan kaçan Baji Chifuyu'yu da yanında sürüklemişti.

Mitsuya elindeki tepsiyle birlikte sessiz sakin bir biçimde ilerliyordu. Hakkai ise onun peşinde geziyordu.

Shipper"-WakaShinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin