little lady

343 15 6
                                    

     Ellerim soğuktan donmak üzereyken bir de neredeyse buz tutmuş asansör tuşuna basmak benim için son noktaydı. Havanın bu kadar soğuk oluşu hayalimde bu karar zor duruma sokmuyordu beni oysaki; her güzel şeyin zor bir yanı vardır. Üniversiteyi okumak için seçtiğim bu ülke, beni konuşma dili ve geleneksel yaşam tarzı yönünden zorlamasa da; bir hayli soğuk olması, bu duruma alışık olmayan bedenim yönünden zorluyordu. Asansör kapısı açıldı ve çıktım bir kaç adımda daha amfiye girmiştim, daha önce standart sınıflarda işlediğimiz iki dersten sonra buranın havası bana gerçekten üniversite öğrencisi gibi hissettirmişti; bunun yanı sıra iki üç öğrenciden duyduğum kadarıyla bölümümüzün asıl profesörü işin içine girince daha tüyler ürpertici bir hâl almıştı; iyi anlamda ürperen tüyler.

"Günaydın." arkamdan gelen sese dönüp baktığımda dün verilen ödev ve eksik notlar için mesaj attığım kızla karşılaştım. Esse. Ona aynı şekilde karşılık verip orta amfide ikinci basamağa çıktım ve ortalarda bir yere yerleştim. Sınıfın sıcacık olması gerekmiyor muydu? Anormal şekilde üşüyor oluşuma aldırmadan montumu çıkarmadım; hareket olsun diye küçük sırt çantamdan ufak not defterimi ve kalemimi çıkarıp masaya bıraktıktan sonra, selamlaştığım kızın yanıma oturuşunu izledim.

"Çok soğuk Tanrım!" diyerek ellerini birbirine sürttükten sonra bana döndü,

"Evet gerçekten donacakmışım gibi hissediyorum." diyerek onu onayladım. Dizlerimi titretiyor bir nebze ısınmayı planlıyordum, işe yarıyor gibiydi.

"Buranın sıcak olmasını bekliyordum, nasıl ders işleyeceğiz?" diye sorduğunda tekrar ona katıldığımı belli eden hareketlerimle konuştum,

"Gerçekten, diğer derse bir kaç kat daha giyinip geleceğim." dediğimde Esse başını salladı ve diğer öğrencilerin girişini izledik.

"Bay Roufel ile sonunda tanışacağım için çok heyecanlıyım." dediğinde ona döndüm,

"Merak ediyorum herkesçe tanınan bu adam hakkında hiç bir şey bilmeyişim neden? Neyi var bu adamın bu kadar?" dediğimde gülümsedi,

"İnsanlardan bazen bir kitap gibi diye bahsederiz öyle değil mi? Bay Roufel bir kütüphane gibidir; dünya edebiyatı hakkında çokça bilgiye sahiptir ve yine dünyada bulunması zor eski edebi eserleri evindeki kütüphanesinde barındırıyor."

"Bu bahsettiğin şeyler bir profesör için olağan değil mi? Bana bu kadar basit geliyor olması şaibeli..." dediğimde alaycı gülüşüyle yüzüme baktı,

"Onu hiç görmediğine yemin edebilirim."

"Evet görmedim?"

"Instagram postlarına falan da mı bakmadın?"

"Ne? Hayır görmedim. Beni heyecanlandırıyorsun Esse!" dediğimde güldü,

"Onu gördüğünde hayran kalacağına eminim. Sabırla bekle." dediğinde içimde oluşan heyecana ve merak duygularına engel olamıyordum.

"Bu sınıfımızdaki genel fısıldalaşmanın sebebi Bay Roufel'den başkası değildir eminimki" dediğimde gülümseyip başıyla onayladı. O sırada fısıltının kesilmesiyle odak noktam amfinin girişi olmuştu.

     Tüm ihtişamıyla içeri giren adama baktım, kahverengi boğazlı kazağının üstüne bembeyaz uzun bir kaban giymişti. Beyazlamaya başlamış; daha çok gri ve siyah karışık saçlarını geriye doğru taramış, uzun bacaklarını saran kabanıyla aynı renk pantolonu onu gerçekten çekici gösteriyordu. Görüntüsü herkesin dönüp bakacağı türdendi, öyle ki bakışlarım onda takılı kalmıştı; gülen yüzüyle amfide gezdirdi gözlerini. Bir an lisede kalan kafam beni ayağa kalkmam için dürtmüştü ama etrafımdaki herkes oturuyordu.

Kinky Night Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin