Felix
Hyunjin
[23.34]Hyunjin
Felix
[23.34]Felix
OhHyunjin
Aynı andaFelix
Aynen ahah
Şey
Bir şey diyecektin sanırımHyunjin
Hayır hayır önemli değildi
Sana olan hislerim|
Sen söyle ne söyleyeceksenFelix
Ben mi
Ne diyecektim ben
Şey diyecektim
Of hyunjin
Sabrım kalmadı|Hyunjin
Felix?
Bir şey mi oldu?
İyi misin?Felix
İyiyim
İyiyim ben
Sanırım yani
Nasıl başlayacağımı bilemedimHyunjin
Neye|
Sorun yok
Rahat olabilirsinFelix
Rahat mı olayım
O zaman
Hyunjin ben
Yazıyor...
Sikeyim yapamam ben bunu|
Sikeyim yapamam ben bunuHyunjin
Ne?
Neyi yapamazsın
Felix anlamıyorum ve endişeleniyorumFelix
Ne|
Göndermişim|
Salak felix|
Of ben
Hyunjin ben
Hala seni seviyorumHyunjin
Ne|
Ama|
Nadıl ysni|Çevrimdışı*
Çevrimiçi*Felix
Bir şey yazarsan yani
Biraz stres oldum daHyunjin
Ben
AlgılayamıyorumFelix
Niye
Salak mısın
YANİ
ÖYLE DEMEK İSTEMEDİM
ÖZÜR DİLERİM ANİDEN ŞEY OLDU
Batırıyorum değil mi..Hyunjin
Hayır hayır
Felix biraz
Yavaş ol sadece
Anlamakta zorluk çekiyorum
Aniden olunca
kalbim|Felix
O zaman
Bölme şimdi beni ki kendimi güzelce ifade edebileyim
Az öncede yazdım ama
Seni hala seviyorum hyunjin
Tıpkı yıllar önceki gibi
Karşılaştığımız ilk andan beri
Hala aklımdasın
Ve ben
Yoruldum
Çok yoruldum anladın mı
Böyle sığamıyorum artık kabuğuma
Seninle hem çok yakın hem de çok uzak olmaktan yoruldum
Seni açık açık sevememekten içimde tutmaktan
Çok yoruldum
Seni seviyorum
Hala o lisedeki çantana gizli notlar bırakan felix gibi seviyorum hala seni
Biliyorum artık eskisi gibi değiliz bir çok şey değişti ama
Vazgeçemedim sendenHyunjin
Felix ben
Yazıyor...Felix
Dur bölme
Bir daha bulamam bu cesareti
Şimdi beni istemezsen anlarım tabiki
Kurulu bir düzenin var her şeyden önemlisi bir kızın var anlarım ben seni
Sadece
İçimde tutmaktan yoruldum
Özür dilerimHyunjin
Yazıyor...
Sikeyim|
Çevrimdışı*Felix
Bir şey demeyecek misin?
Oh
Anladım sanırım
Üzgünüm tekrardan
Kusura bakma iyi geceler
Çevrimdışı*>>
Felix sinirle karışık üzgün bir şekilde telefonu koltuğa fırlattıktan sonra gergince soludu.İstememişti onu işte.
Dolan gözlerini kırpıştırdığında yanakları gözyaşlarıyla ıslandı. 'Şimdi' dedi kendi kendine 'Şimdi onu tamamen kaybettim.' Gaza gelmişti bir anda. Ya şimdi ya hiç demişti kendi kendine. E abisinin sözleri de tetiklemişti haliyle. Aptal Felix..
Kendince söylenip gözyaşı döktüğü sırada kapının çalınmasıyla yerinde sıçradı. Saat on ikiye geliyordu. Kimdi bu saatte? Çalan zille birlikte telefonundan gelen bildirim sesiyle duraksadı sarışın. Kapıyla telefonu arasında gidip geldi birkaç dakika. Ardından yavaşça telefonuna uzandı. Belki bir umut geri dönmüştür mesajlarıma diye düşündü. Fakat gelen mesajın Yejiden olduğunu gördüğünde şaşkınca baktı ekrana.
Yeji
Hazir oll 😸Bu da ne demekti? Bugün hiç konuşmamışlardı bile. Mesaja cevap vereceği sırada zilin ard arda çalınmasıyle telefonunu eski yerine koyup kapıya ilerledi Felix. Kapı deliğinden baktığında Hyunjin'i görmesiyle kalbi hızlandı. Kafası karıştı. Neden gelmişti? Hayır veya istemiyorum dese yeterliydi. Yejinin attığı mesajla bağdaştırmaya çalıştı. Kafasından geçenin olmasını çok isterdi. Ama isteseydi çoktan cevap vermez miydi zaten?
"Felix daha ne kadar beklemem gerekiyor? Açacak mısın kapıyı?" Hafif yüksek bir ses tonuyla konuştuğunda düşüncelerinde boğulmuş olan sarışın yerinde sıçradı. Saçlarını düzeltip boğazını temizledi ardından kapıyı aralayıp kafasını uzattı dışarı. Hyunjin araladığı kapıdan kendine bakan küçüğe gülümsedi. İnanılmaz sevilesi duruyordu şu an. Felix ise sevdiği adamın kendisine gülümsemesiyle ufakta olsa umutlandı.
"İçeri alacak mısın beni yoksa burada böyle mi konuşacağız?" Felix yutkundu. Ne konuşacaklardı ki? Tatlı dille mi reddedecekti onu? Zaten paranoyak olan yapısı onu daha da tedirgin ediyordu. "Ne..ne konuşacağız?" Hyunjin gözleri kısılana kadar gülümsedi. "Bir şeyleri netleştirmemiz lazım sanırım." Felix anlamazca kaşlarını kaldırıp baktı karşısındaki oğlana. Birkaç dakikalık bakışmadan sonra Felix, Hyunjinin geçmesi için kapıyı açıp kenara çekilirken bile çekingendi. Büyük olan yavaşça içeri adımlayıp salona yöneldi ve koltuklardan birine attı kendini. Felix de onu sessizce takip edip büyük olanın oturduğu koltuğun köşesine kuruldu.
Aralarındaki gergin sessizliğe Hyunjin son vermek istercesine boğazını temizledi. "Felix..biliyorsun pek güzel bir şekilde ayrılmadık. İkimiz de incindik, yaralandık. İkimiz de birbirimize kinlendik ama..aslında sevgimizi kalbimize gömdük. Birbirimizden vazgeçemedik sadece vazgeçmek istedik. O gün kapıda... seni gördüğümden bu yana hep aklımın bir köşesindeydin. Her zaman kalbimin bir yeri sana aitti. Hala öyle. Belki eskileri düzeltmek mümkün değil ama..sevmek için henüz geç değil. Seni tekrar sevmek istiyorum Lix...Kaybettiğimiz yılların acısını çıkaralım istiyorum. Tekrar beni sev istiyorum. Evet korkuyorum ama istiyorum. Eğer sende istiyorsan..hiçbir şey için geç değil."
Felix duyduklarının gerçekliğini kafasında ölçerken Hyunjinin samimi gülümseyişini gördüğünde emin oldu. Sevdiği adam onu seviyordu. Yıllardır aşık olduğu adam onu seviyordu.
Felix henüz duyduklarını sindirememişken gözleri doldu. Bu sefer sevinçten. Uzun zamandır yapmayı istediği şeyi bu sefer ertelemeyip Hyunjinin boynuna sarıldı aniden. Gözyaşlarını akıtırken bir yandan söylendi. "Aptal! İstemedin sandım. Vazgeçtin sandım bizden.." Hyunjin kıkırdamasını serbest bırakıp kollarını küçüğünün beline sardı. "O kadar çok denedim ki vazgeçmeyi. Ama yine dönüp dolaşıp sende buldum kendimi." Felix kendini geri çekti ve Hyunjinle göz göze geldi. Çok uzun zaman sonra korkmadan bakabildi sevdiği adamın gözlerine. Bir elini Hyunjinin yüzünde gezdirdi. O kadar özlemişti ki..şu an her şey rüya gibiydi ikisi içinde. Felix alnını hyunjininkine yaslarken konuştu. "Ben..çabalayacağım. Yemin ederim. Bizim içinde Yeji içinde çabalayacağım. Bu sefer kaybetmemek için her şeyi yapacağım." Hyunjinin gözünden bir damla yaş sessizce firar ederken fısıldadı. "Biliyorum. Bizim için neler yapabileceğini biliyorum."Büyük olan küçüğünün dudaklarına uzandığında Felix anında kabul etti Hyunjini. Özlemle öptüler birbirlerini. Yavaşça hiçbir şeye yetişmek iztemezcesine öptüler. İkiside ağladı. Islak öpücüklerine tuzlu su karıştı. Ne kadar öyle kaldılar ikiside bilmiyordu. Felix Hyunjini her gördüğünde dokunmak istediği saçlarını doyasıya, özgürce sevdi. Hyunjin yıllardır hayran olduğu çilleri defalarca öptü ve son bir buse kondurdu küçüğüne ve fısıldadı dudaklarına. "Dokunuşlarını, kokunu, dudaklarını...seni bu kadar özleyeceğimi düşünmezdim Lee Yongbok.."
##
Selam
Bölüm gec geldi biraz gun icinde yayinlayacaktim ama vakit olmadi diyelimİyi okumalar yorumlarinizi bekliyorum <3
Oy sınırı:150