Deal in Indigo Bar

161 13 17
                                    

Ayağımdaki siyah babet kunduralar yürüdüğüm zeminde tok bir ses çıkarırken kulağımdan uzaklaştırdığım telefonla bir yandan geç kalmamak için içimden tanrıya yalvarıyor bir yandan da kafamda uydurduğum mesaiye kalma bahanesi ile her zamanki gibi bizimkilere güvenlik durumum hakkında rapor veriyordum.

"İyiyim ben hyung! Mesaim bitene kadar kalacağım, merak etmeyin beni."

Yoongi hyung ile konuşurken arkadan Seokjin hyungun sesi de gelmişti.
"Şarkı sesleri geliyor! Neredesin sen doğruyu söyle?!"

Uzaktan gelen sesiyle birlikte tabak çanak sesleri de gelince hepsinin toplanmış yemek yediklerini anlamıştım.
Bu yüzden sabah Hoseok hyung akşam yemeğine gelmem için mesaj attı, diye düşündüm kendi kendime.
Bu aralar onları ekiyordum, farkındaydım. Fakat konu Taehyung olunca hiçbir şeyin önemi kalmıyordu benim için. Bunu onlara söylersem Seokjin hyung büyük ihtimalle beni öldürürdü fakat doğrular bunlardı. Taehyung her şeyimdi benim.

Fakat şimdi bunu düşünmenin sırası değildi. Telaşla bir bahane uydururken yanından geçtiğim barın önündeki dar sokağa girdim. En azından ses artık daha az geliyordu.

"İş arkadaşım Instagram'da takılıyor hyung, o yüzdendir." dedim hızlıca.
Geçtiğim mahalle çoğunlukla bar doluydu, bu yüzden içeriden gelen gürültü kolaylıkla dışarı vuruyor ve sokakta karmaşık sesleri duymaya maruz bırakıyordu. Yaklaşık on beş dakikadır burada yürüyordum ve başım çok ağrımıştı karmaşadan dolayı. Başımı ovarken diğerlerinden bir ses gelmeyince bir an önce Indigo Bar'a varmak için tekrardan konuştum.

"Kapatıyorum ben. Proje taslağımı ne kadar erken bitirirsem o kadar avantajlı benim için."

Ardından herkese afiyet olsun dileklerimi ilettikten sonra hızla aramayı sollandırıp siyah, dar pantolonmu yukarı doğru çekiştirdim. Telefonu kalça cebime bıraktıktan sonra ilerlemeye devam edecektim ki duyduğum ses ile arkama döndüm.

"Ateşin var mı?"

Yaklaşık benim yaşlarında -belki benden biraz daha büyük- bir adam kafasını eğmiş bana doğru sırıtarak ilerliyordu. Omuz silktim ilk başta. Çakmağım vardı fakat bırada durup zaman kaybedemezdim. Ardından anlamayacağını düşünüp "Hayır." dedim düz bir sesle. Arkamı dönüp tekrar yürüyeceğim sırada bileğimi tutmuş ve "Bekle!.." demişti sesini hafiften yükseleterek.

"Nereye gidiyorsun? Arabam biraz ileride. Seni bırakabilirim?"

Gözlerim bileğimi tutan ellerine kaymıştı.
"Uzak bir yere gitmiyorum. İlerideki bara gideceğim sa-"

GHOSTIE |vmkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin