.

30 5 2
                                    

Bahar gelmişti tekrardan. O kasvetli havalardan, burnumuzun soğuktan kıpkırmızı olduğu o soğuk havalardan kurtulmuştuk. Sonunda bahar güzelliği ile gelmişti. Şimdiden o depresif ruh halinden çıkmıştım bile.

Gözlerimi güneşin daha yeni doğduğu saatte açmıştım. Kollarını bedenime sarmış sevgilime doğru döndüm. Bir melek misali uyuyordu. Yavaş yavaş yaklaşmaya başladım ve yanaklarına kocaman birer sulu öpücük koydum. Birkaç mırıltı sonrası uykusuna geri dönmüştü.

"Sevgilim, acıktım. Lütfen uyanır mısın? Birlikte güzel bir kahvaltı yapalım." dedim şirin bir sesle. Tabii bunları söylerken de omuzundan tutup bir güzel sarsıyordum onu. Gözlerini açamasıyla beni tutup yatağa yatırdı ve karnımı gıdıklamaya başladı. Odanın içi kahkahalarım ile dolmaya başlamasıyla sevgilim de benimle birlikte gülmüştü.

"Her sabah beni bu güzel sesinle uyandırıyorsun ya?" dedi bir soru edasıyla. Devamını getirmesi için başımı sallayıp "Eee ne olmuş?" dedim. "Bunun için kendimi en şanslı adamı hissediyorum." diye söyleyince içimin eridiğini hissettim. Güzel sözler her zaman içimi cezbeder. Keşke her güzel söze inanmasaydım.

Hafiften başımı kaldırdım ve gülüşünden öptüm. Benim hayatta kalmama sebebiyet veren bu adama minnettarım." Teşekkürler. " dedim burukça. Teşekkürler beni hayal kırıklığına uğramatmadığın için. "Hadi artık kahvaltı yapalım." dedim hemen ardından. "Çünkü eğer daha fazla böyle kelimeler duyarsam kaldıramayacak bu kalbim." bu çocukça nazlanmalarıma gülüp kalktı ayağa. Ardından beni de kucağına alıp hızlı hızlı mutfağa koşmaya başladı. Ben olayın şokunu atlatamadığım için boynuna sıkı sıkı sarıldım ve gülüşlerimin arasına sevinç çığlıklarını da ekleyip bu mükemmel anın tadını çıkarmaya  başladım.

🍁🍁🍁

"Birileri taşınıyor galiba yanımıza."  sevgilimin sesi ile kek çırpmayı bitirip camdan aşağı baktım. Kocaman bir araba vardı ve birkaç kişi eşyaları apartmana taşıyordu.

"Umarım yeni komşularımız eskileri gibi değildir. Malum herkes onlardan şikayetçiydi." "Bu konuda haklısın. Hiç sevmiyordum onları." her gece kavga ederlerdi. Tabii bunda pek bizlik bir durum yok, sonuçta bizi ilgilendirmez fakat bizi ilgilendiren kısım sürekli apartmanın içinde yüksek sesle kavga etmeleri, saat kaç olursa olsun, ve bizi gördüklerinde ağızlarına gelenleri söylemeleriydi. Onlar dışarıdayken çıkmaya korkardım. Fazla tehlikeli insanlara benziyorlardı.

Ben kek çırpmaya devam ettim. Sabahtan beri kitaplığımızı düzenliyorduk Jungkook ile. Kahvaltımız kısa sürmüştü ama bu iş, günümüzün tamamını almıştı neredeyse. Şimdi de bana büyük kitaplığımı düzeltmekte yardım ettiği için ona kek yapıyordum. "Kek hazır olduğunda yeni komşularımıza da gönderir misin sevgilim? Belki tanışmak için iyi bir fırsat olur." dedim arkama dönerek.

"Güzel olur. Tanıyalım bakalım yeni komşularımızı."

Yarım saat sonra kadar keki hazırlayıp güzelce tabağa koydum ve harika bir sunum ile tamamladım. Önceden bunu bile yapamazdım. Ama yemek yapmayı biri  öğrenmişti ve  onun sayesinde oldukça gelişmiştim.

"Jungkook." salonda olan sevgilime seslendim ve gelip bu keki götürmesini bekledim.

Gelip tabağı aldı ve gitti. Bende salona geçip geceye uygun bir film aradım. Sevgilim ile sarılıp bu günü mutlu bitirmek istiyordum..



Konuştuğumuz Gibi Uzaklara Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin