Abi Kompleksi

Bölüm 7 - Dejavu

Açıklamaya gerek yok aslında. Sadece fic yazmak istedim. Bir anda öylece. Burada buldum kendimi.
Çoğunuz büyük ihtimal ficte olanları, isimleri hatta konusunu bile unutmuş olabilirsiniz ama...ben artık kendim için bunu yapmak istiyorum.
Çünkü insanların okuduğunu düşünüp bu işi yapmaya çalıştıkça bir boşluğa düşüyorum.
Sanırım artık sadece iş olarak değilde bunu bir eğlence olarak görmem gerek.
Neyse...
Eğer burada iseniz; keyifli okumalar. Sizleri de merakta bıraktığım için özürler. Ayrıca sözümü tutmadığım içinde özür dilerim.

.
.
.

"Burada ne yapıyorsun, Yosub?" Sağa doğru yatırdığım kafamı masadan kaldırdım.

"Mark?" Ona asıl onun burada ne olduğunu soracaktım ama benden önce davranmıştı.

"Seni görünce dışarı çıkıp yanına geldim. Aynı yurtta olmamız çok güzel değil mi?" Piknik masasında yanıma oturduktan sonra dirseğini sırtıma koyup üstüme yaslandı. "Peki sen neden buradasın?"

"Kafam çok dolu, belki biraz doğa beni rahatlatır diye düşündüm."

"Peki işe yaradı mı?"

"Pek sayılmaz..."

"Başında bir kaç büyük problem olmalı ve hepsini çözeceksin eminim." Kafamı kaldırıp ona baktım. O, garipti.

"Sen neden bana destek olucu bir konuşma yapıyorsun ki şimdi?"

"Neden bunun neresi yanlış? Arkadaş değil miyiz?"

"Dedi bunu bana normalde tehditle bakan çocuk." Sözümün üstüne Mark kahkaha attı.

"Bunu ciddi olarak söylüyorum, burada olmana sevindim. Çünkü tanıdığım kimse yok ve geçen seneden beri seni tanıyorum. Yani burada olman beni mutlu etti ve seni ispiyonlamayacağım."

"Ciddi misin?"

"Şimdilik." Şeytani gülümsemesi yine yüzündeydi.

"Seni..."

"Öyle deme yine iyilik yapıyorum. Canımı sıkma yeter bana." Bana göz kırptıktan sonra kalktı. "Bu arada, burada oturarak hiçbir problemini çözemezsin. O yüzden harekete geç." Arkasını dönüp yürümeye başladı.

"Çok bilmiş şey..." Gözlerimi devirdikten sonra kafamı kaldırdım. Başım dün geceden beri deli gibi ağırıyordu. Halbuki içki de içmemiştim.

Nasıl kız kılığına girecektim ben?

Bu düşünceyle yine kafamı masaya koydum.

"Harekete geçmelisin, Yoora." Kendi kendime destek oldum. Mark aslında azıcık bile olsa haklıydı, o yüzden harekete geçiyordum.

Masadan kalkıp yurda döndüm. Odama gitmek için karışık koridorlardan geçerken bir duvarın önünde toplanmış olan kalabalık dikkatimi çekti. Çoğu benden uzun olduğundan neye baktıklarını göremiyordum. Onları yarıp öne geçmeye çalıştıysamda yeterli olmamıştı.

"Ha? Dün gece Lispatch iyi iş çıkarmış. Bu resimleri çekmek için hiç içmemiş olmalı." Yanımdan gelen kalın sesli kişiye baktım. Namjoon hyung uzun boyuyla çoktan duvarda asılı olanları görmüştü. Ona biraz fazla uzun bakmış olmalıyım ki bana bir anda gözlerini çevirip baktı. Fark etmeden gözlerimi kaçırdım. Ah yanlış anlaşılmalara sebep olacaktım.

Yada olmayacaktım çünkü erkektim.

"Ah... hyung senin burada işin ne? Ders çalışmıyor muydun?"