Bölüm 5 - Born to Tehditlere Aldırmamak

2.1K 145 63
                                    

   İlk bu fici yazdığımda 100 kişiydik sonra 70e düştük ve geçen bölümde 36 olduk ama bu beni üzmüyor. Aksinemutluyum Bu kadar kişi kalması resmen mucize gibi ❤❤

   Bu bölüm sizlere kocaman kucak dolusu sevgilerle gelsin 

   .

   .

   .

               * ~~~ * ~~~ * ~~~ *

   .

   .

   . 

   "Yoora?" Gözlerim kocaman açılmışken, karşımda da kocaman bir çift göz bana doğru bakıyordu. 

   "Mark?!" Elimden düşen bir kaç bozuk para ile bakışlarımızı kaçırdık.

   "Yoora, bu sen misin gerçekten?" Paraları almak için eğildiğimde yüzümü saklamaya uğraştım.

   "Yoora mı? Yoora kim? Ben Yosub'um." Mark bana bakıp gülmeye başladı. 

   "Hadi ama kim olduğunu biliyorum sende benim kim olduğumu biliyorsun. Ayrıca az önce adımı söyledin." Mark'a sinirli bakışlarımı attım.

   "Bana bak, Mark. Ağzından tek kelime dahi çıkarsa bu bozuk paraları sana tek tek yedirtip zehirlenip ölmesini sağlarım ve sen yavaş yavaş ölürken seni izlerim. Hemde hiç acımadan." Mark'ın gülüşü daha da artmıştı. Karnına dirseğimle vurdum.

   "Ne demek istediğini anlamıyorum ki... Neden burad-" Mark'ın sözü yanımıza gelen birisi ile kesilmişti.

   "Neler oluyor?" Namjoon yanıma gelip bana omuz attı. Mark'ın gülüşü tamamen yok olmuştu. "Bir sorun mu var?" 

   "Ha-hayır hyung." Ellerimi hızlıca sallayıp garip bir gülümseme ekledim. 

   "Peki o zaman sen kimsin?" Namjoon tehdirkar bir şekilde ona sordu. Kedi yavrusu bakışlarımla Mark'ın çenesini kapatmaya çalıştım.

   "Ah, şey ben Mark Tuan. Yosub ile geçen sene tanışmıştık. Arada bizim orada ki sahaya gelir, futbol oynardık." Mark ensesini kaşıyıp güldü.

   "Oh, Yosub'un bir arkadaşının burada olması güzel. Birinci sınıfsın değil mi?" 

   "Evet, hyung... Size hyung diyebilir miyim?" 

   "Tabiki de." Bu samimiyet karşısında dudaklarını büzüp arada kalan ben olmuştum. "Tamam, o zaman sonra görüşürüz." 

   "Sonra görüşürüz, hyung. Seninle de görüşüp bir konuşmalıyız Yosub, hasret gideririz." Mark bana ters gülüşünü gönderdiği an kötü şeyler olacağını anlamıştım. Mark elindeki içecekler ile arkasına bakmadan masasına gitti. Namjoon hyung beni çekiştirip otomatların önüne geri döndürdü.

   "Hadi içecek alalım!" Elimden aldığı bozuk paraları omzumun üstünden uzaktığı parayı otomata attı. Kafamı sola çevirip yüzü ile yanyana geldim. Çok yakındı. Nefes almıyordum.

Abi KompleksiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin