BÖLÜM 20-FİNAL

585 22 28
                                    

(Quinn'in ağzından)

Günlerdir, benim ajanlık yapmaya çalıştığım günden beri Noxus ile Demacia savaş içindeydi. Kimin kazanacağı hala belli değil, çünkü Noxus utanmadan,sıkılmadan hala hile yapıyor, ve biz de buna kanıyoruz. Acaba Freljord'da işler nasıl? İşte bunu günlerce düşünüp durdum ve bu zaman zarfının sonunda,ziyaret etmeye karar verdim...

Yolda Valor ile beraber yürüyorduk. Sanırım Valor çok heyecanlıydı, Ashe'i çok sever, benden sonra sevdiği ikinci kişi,saygılıdır tabii bu Garen için bir türlü geçerli değil,onu ben de anlamadım ama yapılacak bir şey yok :D.

Sonunda Ashe'in şatosuna varmıştım,fakat gördüğüm manzara,ağzımı açık bıraktı. Normalde benim baktığım yerde,Ashe'in şatosu, Freljord'un kalbi olmalıydı. Fakat şu anda baktığım yer, yıkık dökük bir bina. İşte o zaman, Freljord'un savaş içinde olduğunu anladım.

Savaşnerede yapılıyordu, bir türlü bulamadım ama, yolda yerde yatan, kanlar içinde ölmeyi bekleyen bir asker gördüm. Hemen askerin başına çöktüm, ve ağlamaya başladım,Valor'a baktım, o da hiç sesini çıkarmıyordu. En azından askerin yanında son nefesini verirken biri olmalıydı. Sonra asker, çok ama çok alçak bir sesle ;"S-Seju-a-a-ni v-ve L-Lissan-d-dr-a." diyip son nefesini verdi. Artık hıçkırıklarımı daha fazla tutamıyorum. Çok sinirlenmiştim. Yolumda hızlı hızlı ilerliyordum. Sonunda buldum. İlk önce Ashe'i gördüm...

---------------------

(Ashe'in ağzından)

Belki de hayatımın en büyük şaşırtmacasını yemiştim. Sejuani gittikten sonra hemen savaş başlamıştı, belki Tryndamere bana taktiğini söylemeseydi, şu an bu savaş birmişti bile. Çok şükür Tanrım...

Durmadan yayımı geriyor ve ok atıyordum, kim bilir belki kaçlere yay koluma sekmiştir, ama bunun bir önemi yok, ben bu ülkeyi korumak için canımı bile veririm.

Karşı saftan ve bizden nerdeyse kimse kalmamıştı. Karşı tarafa baktım Lissandra ve Sejuani, birlikte savaşıyorlardı. Arkama baktım, Anivia, Tryndamere,Braum, Gragas... Bir sürü savaşçı. Omzumda bir el hissettim. Bu, ülkemizin çok sevecen insanı Braum idi. Bana şöyle dedi;
-Ashe?
-Efendim Braum?
-Korktuğunu biliyorum, sakın öyle bir hata yapma, birlikte olduğunuzda, bize açılmayan "kapı" yoktur, diyip gülmeye başladı ve yerdeki poroyu besledi.

Sonunda,her şey bitmişti, Sejuani'yle karşı karşıyaydık. Arkamızda kimsecikler yoktu, sadece biz vardık, diğer savaşçılar kendilerini o kadar kaptırmıştı ki, birbirlerini kendi silahlarıyla kovalıyorlardı. Konuşmaya başladım;
-"Neden, Sejuani? Bunu neden yaptın?"
-"Bak Ashe, sen benim ezeli rakibimsin, ben o beni güçsüz gördüğüm günü unutamıyorum, nasıl? O zamanlar en güçlü savaşçıydım. Nasıl??
-"Aptallık ediyorsun Sejuani!" diyip ok fırlattım. Sejuani bolasıyla olumu engelledi, dılardan belli etmesem de, çok şaşırmıştım.
-"Aaa, senin bu yaptığına hile derler! Hem, Ashe... derken, elindeki bolayı düşürdü, ben de bu anı kolladım ve okumu hemen onun tarafına gerdim ve yavaşça yaklaştım, o da domuzundan indi ve bana doğru yaklaştı. Sadece bir soru sordum;
-"Senle bir soru oyunu oynayalım, Sejuani. Soru 1: Sadece "merhamet" gösterdiğimiz için mi benim kabilemi sevmiyorsun?"
-"Evet, sıra bende. Sen sadece, merhametten mi nefret ettiğimi sanıyorsun?"
-"Hayır, sen zayıflıktan da nefret edersin, benim "saf" olduğumu düşünüyorsun,öyle değil mi?"
-"Aynen öyle."
-Peki Sejuani, sana son bir soru, sana desem ki, biz senin sandığın kadar saf değiliz, bize katılır mısın?"
-"Bilmiyorum ki, fakat o kadar da güçlü olduğunuzu sanmıyorum..."
-"Sana bir örnek, ben sana "Sanırım gelmeyecek, hazırlıkları kaldırdım." demiştim. Aslında orada kaldırmamıştım. Lütfen, kaldırsaydım şu ana kadar dayanabilir miydik?" Sejuani bu dediğime çok şaşırmıştı. Ve alçak bir ses tonuyla;"Gerçekten mi?" dedi ve yanıma yavaşça yaklaştı. Ben "Evet..." dedim. Sejuani;
-"Sandığım gibi de değilmişsin, Ashe..."
-"Evet, öyle değilim, eee, ne diyorsun?"
Uzun bir sessizlik oldu. Ve sonunda Sejuani elini omzuma koydu, yerden bolasını aldı ve Bristle'ı çağırdı;
-"Varım." Bunun olacağını 100 yıl düşünsem aklımdan geçmezdi. Sejuani ve ben, birleşiyorduk!

------------

(Akali'nin ağzından)

Artık hepimizin canına tak etmişti. Hemen konuşmaya başladım;
-"Eeeh, yeter! Noxus'u basıyoruz, Ashe'le birleşip, artık bu yediğim oyunlardan bıktım!" Herkes beni kafasını sallayarak destekliyordu.

Hepimiz Freljord'a doğru yürüdük. Sonunda varmıştık. Hep beraber gördüğümüz manzara, şoke edici bir şeydi. Sekuani ve Ashe, birbirlerine sarılıyordu! Hep beraber ikisinin yanına gittik. Ashe bize olayları açıkladı ve anında;
-"Quinn'i bulup Demacia'nın yolunu tutmalıyız, hemen!"

Hep beraber Quinn'i bulduk ve Demacia'nın yolunu tutmaya başladık. Vardığımızda, J4, son Noxus askerini de kesip savaşı kazanıyordu. Bunu gören Quinn, J4'e doğru koşup sarıldı. Artık her şey yerli yerindeydi, Noxus'da saklanan suyun yerini de uzuuun bir yoldan sonra bulduk, ve her şey mükemmeldi!

--------------

(Kennen'ın ağzından)

Akali bu duryma çok sevinmişti. Bu serüvenin sonunda oluşan manzaralar;
Shen'in kucağına atlayan bir Akali
Syndra'yı öpen bir Zed.
Sejuani'yle normalce Freljord'u tartışan bir Ashe...

KİTAP BİTTİ! ÇOK ŞAŞKINIM DOĞRUSU! Ne zaman yeni kitaba geçerim hiç belli olmaz,sonuçta kitabı kafamda kurgulayacağım, her neyse, iyi günler seviliyosunuz ^^

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 31, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Syndra ve ZedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin