4.3

4K 479 162
                                    

Karar değiştirmezsem gelecek bölümde Tilki gelecek arkadaşlar☝️😔
d

övmeyin bni

***

Bar her zamankinden daha kalabalıktı. Etrafa kısaca göz gezdirdikten sonra Tavşan'ın oraya doğru gittim. Beni görünce kocaman gülümsedi ve bar masasının ardından çıkıp yanıma adımladı. Gülümseme rol icabı mıydı değil miydi bilmiyorum, gerçek bir gülümsemeyle karşılık verdim ona. Birbirimize kısaca sarıldıktan sonra her zamanki yerime oturdum.

"N'aber?" dedi Tavşan neşeli bir hâlde. Gözleri ise bu soruyu daha gerçek sorar gibiydi, bir gelişme var mı dercesine.

Omuz silkip gülümsedim. "Aynı. Hafif bir şeyler versene." dedim kaşlarımla içkileri göstererek.

"Hay hay," Arkasını döndü, birkaç müşteriye baktıktan sonra hazırladığımız kokteyli bana uzattı. Bu sırada gözlerimi etrafta gezdiriyor aşina olduğum yüzler var mı diye bakıyordum. Bazen Orkan'ın adamları burada olurdu. Ama ben bu göreve başladığımdan beri pek gelmiyordu, patron bu bölgeyi bana bırakmıştı bir nevi. Yine de üzerimde geldiğimden beri hissettiğim gözler hafifçe kaşlarımı çatmama neden olmuştu.

Tavşan işini bitirip yanıma oturdu, elimi onun dizine koyup onu dinliyormuş gibi yapmaya başladım. Bizi izleyen şu adam yüzünden role daha çok girmeye karar vermiştim. Tavşan bana bir şeyler anlatırken kafamı sallayarak onu dinliyor arada içkimden birkaç yudum alıyordum.

Adam bar masanın en ucunda oturuyordu, bizi rahatça izleyebileceği bir yerdi. Derdi gerçekten bizimle mi değil mi test etmek istedim, elimi Tavşan'ın dudağına götürüp bir şeyi siliyormuş gibi davrandığımda Tavşan'ın kaşları hafif çatıldı. Göz ucuyla adama baktığımda yerinde dikleştiğini gördüm.

Başparmağımı yumuşak dudaklardan çekerken aklıma Tilki gelmeden edemedi. İç çektim, bir an önce gelmesini istiyordum. Ancak şimdi onu özlemenin sırası değildi. Derdinin tamamen bizimle olduğunu anladığım adamı göz ucuyla incelemeye koyuldum.

Uzun siyah saçları arkadan toplanmıştı. Üzerinde deri bir ceket içinde siyah bir tişört giyiyordu. Oturuyor olsa bile uzun olduğunu anlayabiliyordum, ayrıca yapılıydı da.

Bakışlarımız kesiştiğinde içime bir his çöktü. Aylardır içinde bulunduğum bu dünyada kimin ne olduğunu az çok anlayabiliyordum artık. Ve bu adam kesinlikle güçlü ve tehlikeli bir aura yayıyordu.

Elimi yine Tavşan'ın dizine koyup ona doğru yaklaştım. Homofobik olma ihtimali olabileceğini düşünsem de sırf bu yüzden baktığını sanmıyordum. Zaten burada Tavşan barın patronlarından biri olduğu için kimse ona bir şey diyemezdi.

Tavşan'a yaklaşıp kulağına fısıldadım. "Masanın en ucunda, deri ceketli adam, ne iş?"

Yavaşça geri çekildim. O da güldü ve kafasını salladı, ardından oturduğu bar sandalyesini hafifçe döndürüp kollarını masaya dayadı. Şimdi arkası adama dönük olmadığı için ona bakabilirdi, hareketleri doğal ve şüphe çekmiyordu.

Onun dediğim adama bakmasını beklerken içkimi içiyordum, tadı güzeldi. Gerçekten alkol oranı çok düşük bir şey hazırlamıştı Tavşan.

Sonunda bana döndü. Ayağa kalktı ve kalkmadan kulağıma doğru eğildi, hâlâ flört ediyor gibiydik. "Bilmiyorum, tanımıyorum."

Cevabıyla birlikte masanın diğer tarafına geçti yine. Sıkıntılı bir nefes verip bardağı kafama diktim.

Şimdi Tavşan yanımdan gittiği için kime baktığını daha iyi anlıyordum. Derdi bizimle değil, benimleydi.

the zoo | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin