"Sevileni sevmekten muaf tutmayan aşk, beni öyle bir tutkuyla sardı ki, gördüğün gibi eli hala yakamda. Aşk bizi ölümümüze götürüyordu."
- Dante, İlahi KomedyaKurtulduğu tehlikeli sulara bakmak için gözlerini açtığını hatırlıyordu. Suyun altında her şey karanlıktı. Kendi bedeninin karanlığın içinde derinlere doğru çekildiğini hissetse de vücudunu hareket ettiremiyordu. Ne kadar süre havada süzülüyormuş gibi hissetti bilmiyordu fakat bilinci kayıp gitmek üzereyken dudaklarından akıp giden suyla birlikte nefes alabildiğini anlamıştı. "Will?" Ses öyle uzaktan geliyordu ki, bir an için sağır kaldığını sanmıştı. Boğuk olan sese karşı gözlerini açamamıştı fakat başını hafifçe kıpırdatınca, birinin adımlar attığını ve üzerinden akan suların seslerini duyar gibi oldu. Karanlığın soğuk kollarıyla gerçeklikten yavaşça uzaklaşırken kulaklarında hala okyanusun hırçın dalgalarının sesi yankılanıyordu.
Uyandığında ilk gördüğü pencereden yansıyan güneşin ışıklarıydı. Birilerinin konuştuğunu duyuyordu fakat sesler hala boğuk çıkıyordu. Sertçe yutkunduğunda sesler yavaş yavaş normalleşmeye başlamıştı. Dudaklarını kıpırdatırken dilinin acıyla sızlamasıyla inledi. Öyle bir acıyla karşılaşmıştı ki gözlerini sımsıkı yumdu. Kıpırdatmak neden bu kadar acıtıyordu anlayamadı bir an için.
"Will?" Tanıdık sesi duymasıyla gözlerini araladı.
Hayır, hayır, hayır...Her şeyin bitmiş olması gerekiyordu. Bir daha uyanmamak için son kez yummuştu gözlerini O'nun göğsündeyken başı. Dudaklarını kıpırdatamaması bir bakıma iyiydi çünkü eğer yapabilseydi avazı çıktığı kadar çığlık atabileceğinden korkuyordu.
"Will," Yattığı yerden merdivenlere doğru bakarken Hannibal'ın karnını tutarak yürüdüğünü gördü. Başını geri yastığa yaslarken dişlerini sıkmıştı istemsizce. Omzundaki acıyla gözlerini kısan Hannibal'ı görünce, göğsünde hissettiği sızı daha da katlanılmaz hale geldi. Her şeyin bitmesini istemişti, diye hatırlatıp durdu kendine. Okyanusun sularında boğulmaları gerekiyordu.
Tavana bakarken Hannibal koluna dokunduğunda aniden refleks olarak kolunu çekmek istemişti fakat sağ tarafındaki dikişler yüzünden bir an hareket edemedi.
"Omzundaki yara arterine denk gelmemiş. Daha büyük endişem diline denk gelmiş olan bıçağın darbesi. İltihap kapmaması için bir süre fazla konuşmasan iyi olur."
Will gözlerini Hannibal'ın yorgun ifadesiyle buluşturdu. Dili yaralanmamış olsa bile konuşmaya hali olacağından endişeliydi. Kendini öyle bitkin hissediyordu ki, göz kapaklarını aralık tutmak işkence gibiydi adeta. Bir başka çift adım sesleri gelirken Will gözlerini tamamen araladı merakla. Chiyoh'un elinde temiz sargı bezi ve bir adet neşter görünce gözlerini kırpıştırdı. Şaşırmamıştı, belki de herhangi bir tepki göstermek için fazla tükenmişti.
"Chiyoh haberleri duyduktan sonra peşimizden gelmiş, bizi kurtaran bir bakıma oydu."
Will 'bir bakıma' nın ne anlama geldiğini anlayamadı. Kaşlarını çattı Hannibal'a doğru kaldırırken bakışlarını. Hannibal sanki Will'in sorusunu anlamış gibi bakışlarını kaçırıp yandaki sandalyeye oturdu. "Baygın haldeydin ve seni bir süre taşımam gerekti."
Göğsündeki sızı bir kanser hücresi gibi tüm vücuduna yayıldı. Dudaklarını hafifçe aralarken "Yaran-" demeyi başardığında Hannibal görmezden gelerek Chiyoh'a baktı. Will Hannibal'ın bakışlarını takip edip Chiyoh'un bir sandalye daha çekerek açık olan omzuna baktığını gördü. Dikişleri keskin bir şekilde hissedebiliyordu.
En acılı olan kısım ise omzundaki yara değildi. Chiyoh tüm işi yaparken, kendisine yöneltilmiş olan Hannibal'ın bakışlarının ağırlığıydı. Daha önce birçok kez Hannibal'ın karşısında savunmasız olmuştu, çoğunda da Hannibal'ın parmağı vardı hatta. Fakat beraber Ejder'i öldürüp, birbirlerinin açık bir şekilde en güçlü yanlarını gördükten sonra, Will kendisinin böyle savunmasızken izlenmesini istemiyordu. Özellikle de Hannibal tarafından. Fakat Hannibal da oldukça yorgun görünüyordu. Belki yüz ifadesinden ödün vermiyordu hissizliği fakat bedeni açıkça şikayet ediyordu bu durumdan. Yaralarının acıyıp acımadığını merak etti çünkü sanki bağırsaklarına bir mermi gelmemiş gibi duruyordu karşısında. Yine de dişlerini sıktığını çenesinin hizasından görebiliyordu. Kendi yorgunluğunun esiri olmadan önce Hannibal'ın yorgun gözlerine bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
divine punishment | hannigram
Fanfiction''ruh sevmek için yaratılmıştır.'' sezon 4 kurgusudur.