"İKİ VURGUN"

YOL AYRIMI (devamı)

Nihayetinde Hikmet kendine gelmişti.
Kolundan habersiz bir şekilde Zeynep'i çağırdı.
"Zeynep sağ kolumu hissetmiyorum.
Beni kaldır bakacağım."
"Bey doktor dinlenmen gerektiğini söyledi. Sen yat dinlen. "
"Kaldır beni n'olur koluma bakmak istiyorum."
Yahya kapıda olanları dinliyordu Hikmetin yanına gitmeye cesaret edemiyordu.
Kendisini suçluyordu herşey için
Cesaretini toplar üzgün bir tavırla içeri girer.
''Yahya kardeşim Fehime nasıl oldu ?
"Hâlâ ameliyatta Hikmetim."
"İnşallah sağ sağlim  çıkacak ameliyattan"
"İnşallah sen nasılsın nasıl hissediyorsun?"
"Sadece sağ tarafımda ağrı var birde kolumu hissetmiyorum.
Yahya beni kaldırır mısın  koluma bakmak istiyorum. "
Yahya sallanır gözü kararır. Herşey ağır gelmişti ona
O heybetli adam gitmiş karınca kadar olmuştu adeta.
"Şeeyy  Hikmetim sen yat dinlen sonra bakarsın ağrı olması normal"
"Eğer beni kaldırmazsan yüzüne bakmam bir daha"
Yahya elleri  titreye titreye Sol koltuğunun altından hikmeti kaldırır.
O an Zeynep tutamaz kendisini ağlamaya başlar.
"Kolum, kolum, Yahya kolum nerede der. Hikmet ağlar tonla
Hemşiler sakinleştirici iğne yapmak için odaya girer
Yahya hikmeti tutuyordu.
İğne vurulduktan sonra Yahya bir süre sonra uykuya dalmıştı.
Yahya Ameliyat hanenin kapısında eşinin çıkmasını bekliyordu.
Kapı açılır.
"Doktor eşim nasıl iyi mi ?
"Beyefendi gelin odamda konuşalım.
Derin bir iç çekip konuşmaya başlar doktor.
"Eşiniz Hayati tehlikeyi atlattı
Fetüs ektoderm denilen en üst tabakada gelişmeye başlar.
Eşinizin  yaşaması için
Biz o yuvayı almak zorunda kaldık.
Yani anlayacağınız  bundan sonra bir çocuğunuz olamayacak. Üzgünüm"
Bir erkek çocuğunun olmasını çok istiyordu. Yahya eşi yaşayacaktı mutluydu ama aklına bir anda Hikmet gelmişti. Doktora  Hikmetin durumunu sordu.
"Doktor bey kolu kesilen adam benim arkadaşım onun  durumu hakkında da bilgi verir misiniz?. "
Tabi hikmet beyin sağ kaburgasının üstünde ezikler  var. Buraya geldiğinde Kolu kullanılmayacak haldeydi vücudunu zehirlememesi  için kesmek zorunda kaldık."
Yahya yere bakar donar kalır bir süre
Doktor ;
"Yahya bey iyi misiniz?"
"Eee iyim evet iyim"
Yahya eşinin yanına gider.
Hikmeti görmeye yüzü yoktur.
Olanlardan kendisini suçluyordu.
Nihayet eşi gözlerini açmıştı.
"Yahyaa"
"Fehimem gözümün nuru, kalbimin güneşi beni çok korkuttun.
"Bebeğimiz, Bebeğimiz iyi mi?"
"İyi endişe etme.
komşular getirecek bebeğimizi"
Bir sonraki gün Ayşegül'ü getirmişti komşuları.
Yahya kızını kucağına almış annesinin yanına götürüyor.
A

yşegül o kadar güzel ki bembeyaz teni, hafif sarı saçları, mavi gözleri
Babası Yahya kızına bakmaya doyamıyordu
Odanın kapısını açar kucağında Ayşegülü getirir.
"Ah yavruum kızım " der. Fehime  ağlamaya başlar. mutluluk göz yaşları diyebiliriz.
Yahya da eşi ile birlikte  ağlıyordu.
Hatta bir ara o kadar kaptırdı ki eşi sustu Yahya devam  ediyordu ağlamaya
"Ne oldu bey neden bu kadar çok ağlıyorsun?" Ben sevinçten ağlıyorum. sen sevinçten ağlamıyorsun birşey mi oldu ?
"Seni hastahaneye yetiştirmeye çalışırken araçla kaza yaptık "
Hikmet
"Ne oldu hikmet abiye ?
"Hikmetin kolunu kestiler Fehime"
Benim yüzümden benim dikkatsizliğim yüzünden oldu" der ağlamaya başlar
Fehime Yahya'yı teselli etmek için elini tutar.
"Beyim üzülme  olanlar yüzünden kendini suçlama Sen böyle olsun istemedin.
Artık Fehime ayağa kalkacak durumdadır.
Yahya nın kolundan tutar.
Hikmetin odasına götürür.
Sanki bütün hastahanede ki hastaların sancılarını çekiyordu. Yahya
Kapıyı açıp içeri girerler.
Hikmet tebessüm gösterir
"Gel kardeşim benim"
Yahya şaşırır o kızacak sinirlenecek sanmıştı.
"Hikmet ben çok üzgünüm"
"Kadere inanır mısın Yahya? Ben bu kolumu burda kaybetmesem, başka yerde başka bir şekilde kaybedecektim. Der. Hikmet
Yahya bir nebze de olsa nefes alabilmişti.
Fehime'nin kucağında bebeğini seviyorlardı. O kadar tatlıydı ki bebek
Hikmet sordu
"Adını ne koydunuz? "
"Henüz bir isim koymadık abi dedi Fehime
"Adını ben koyabilir miyim " dedi heyecanla
"Yahya tabi kardeşim oda senin bir kızın sayılır artık."
"İsmi Ayşegül olsun. Adını ben verdim ömrünü Allah versin. " der.

Hastahaneden taburcu olup köylerine gitmişlerdi.