Pek istemesemde pazar günü gelip çatmıştı ve bu benim için oldukça kötü bir zamandı. Jisung ile görüşmek istemiyordum şu son zamanlarda olan şeyler yüzünden. Ne yaptığını veya amacının ne olduğunu da bilmiyordum. Kafamı allak bullak ediyordu.
Düşünceli bir şekilde siyah hoodiemi üzerime geçirirken kapının açıldığını duymam ile o yöne döndüm. Abim vücudunun yarısını kadar sokup gülümseyerek konuşmaya başladı.
"Nereye böyle?"
Hoodiemin eteklerini düzeltirken cevapladım. "Bir arkadaşımla proje ödevini yapmamız gerekiyor. Onu yapmaya gidiyorum." Minhyuk'u baştan aşağı süzüp devam ettim. "Asıl sen nereye gidiyorsun? Süslenip püslenmişsin."
Heyecanla yerinde kıpırdanıp odaya tamamen girdi ve etrafında dönerek, "Nasılım? Harikayım değil mi ya?" dedi.
Göz devirerek dolabımın kapağını açıp pantolonlarımdan birini alırken, "Hayır bok gibi olmuşsun." diyerek abimi bozmayıda ihmal etmemiştim. Zevk alıyordum bunu yapmaktan.
"Of Minho, çocuk gibisin yemin ederim. Neyse, Hyungwoncuğum ile buluşmaya gidiyoruz. Onun için böyle giyindim."
"Direkt damatlık giyip gitseymişsin, çok sade olmuş bu."
"Sen ne anlarsın be, öküz. Gidiyorum ben." diyerek odamdan çıkması bir olmuştu.
Arkasından boş boş bakmış ve daha fazla zaman kaybetmeden pantolonomu giyip proje için lazım olacak malzemeleride alarak evden çıktım.
*
"Jisung, odaklanır mısın lütfen? Sen dışarıda rahat çalışamıyorsun diye evine gelmeyi kabul ettim ama yine aklın bir karış havada. En sonunda gideceğim bak." dedim bıkkınlıkla. Bu onu kaçıncı uyarışım sayamadım bile.
Jisung, nefesini dışarıya vererek geriye doğru yaslandı ve kalemini masaya bırakıp başını ovdu."Başım ağrıyor çok. Odaklanamıyorum düzgün."
"İlaç iç o zaman."
"Öpersen geçer belki." diyerek dudaklarını büzmüş ve bana yaklaşmıştı.
Onun bu haline göz devirerek karşılık verdim ve ona bakmayı keserek önüme döndüm. Beni geriyordu Jisung.
"Tamam, ben en iyisi ilaç içip geleyim. Kahve ister misin? Gitmişken yapıp gelebilirim." dedi yerinden kalkarken.
"Aslında iyi olur. Hem biraz mola vermiş oluruz."
Kafa sallayarak odadan çıktı hızlıca. Ben de cebimden telefonumu çıkartıp sosyal medyada gezinmeye başladım.
Yaklaşık 15 dakika sonra Jisung elinde tepsi ile yanıma gelmişti. Tepsiyi masanın üzerine bırakıp yerine otururken ben de bardaklardan birini elime alıp telefon ile ilgilenmeye devam ediyordum. Arada bana baktığını hissedebiliyordum, ama aramızda garip şeylerin yaşanmasını engellemek için bakışlarımı ondan uzak tutuyordum.
O sırada sanki aklımı okumuş gibi, "Neden bana hiç bakmıyorsun?" demişti.
Kahvemden bir yudum alıp sahte bir gülümseme ile cevap verdim. "Ne demek sana niye hiç bakmıyorum? Bakıyorum ya Jisung. Hem neden sana durup dururken bakayım ki?"
"Karşında yüce Han Jisung var, Minho. Bakmalısın doya doya. Kaç kişi senin yerinde olmak istiyor biliyor musun sen?" dedi egolu bir şekilde.
"Pek umurumda değil açıkçası."
O sırada kırıldığını görmüştüm. Gülen yüzü solmuş, mutsuz bir şekilde bana bakmayı keserek önüne dönmüştü.
"Jisung, ben öyle demek istemedim. Özür dilerim." Elimi omzuna atarak hafifçe sıktım. Ama o omzunu silkeleyerek beni kendinden uzaklaştırdı.
"Kalbimi kırdın."
"Özür diledim ya."
"Özür dilemekle geçmiyor işte."
Derin bir nefes verdim dışarıya. "Pekâlâ, ne ile düzeltebilirim kalbini."
Düşünüyormuş gibi yapıp parmağını dudaklarına koymuştu. Ardından aradığı şeyi bulmuş gibi sevinçle bana döndü. "Öp beni."
İlk başta dediği şeyi anlamayarak bön bön suratına bakmıştım. O da bunu anlamış olacak ki dediği şeyi tekrar etti.
"Dedim ki, öp beni de kırılan kalbim düzelsin."
Ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum. Kafamı karıştııyordu. Bir yandan benden hoşlanmaya başladığını hissediyor gibi oluyordum, bir yandan ise benden hoşlanmıyor, sadece takılmak için böyle davranıyor diyorum. Ne yaptığını anlamak gerçekten zordu. Bu hoşlanma meselesi benim için geçerli mi, bilmiyordum. Sanmıyorum, ondan hoşlanmıyorum. Ama belki, küçücük bir ihtimal de ondan etkileniyor olabilirdim. Ama miniminnacık kadar, çok değil 🤏🏻
"Saçmalama istersen, ne öpmesi Jisung."
"Sen öpmezsen ben öperim o zaman." diyerek bir şey dememe izin vermeden beni ensemden tutmuş ve dudaklarımızı birleştirmişti.
Jisung sen beni yaktıııın YAKTIIIIIIIINNNNNNNN
-
bu bolumun boyle cok aman amanligi yok ama idare edin artik 💘
bu gibi sacma bolumlerin devamini gelmek istiyorsaniz 200 bin like alirsam iyi olur 👍🏻👍🏻