ne bekliyordunuz neyle karşılaştınız? hayatınız boyunca ne kadar kabullendiniz
yaptıklarınızı ve yapamadıklarınızı.. yapabildiklerinizle ne zaman yüzleştiniz?
neyden korkuyorsunuz? sevmekten mi,sevilmekten mi..
birinin sizi seveceğinize inanıyormusunuz mesela? belki hiç.
çünkü kim bilir neler yaşadınız, nelere göğüs geldiniz, kalbiniz neleri atlattı, nelere direndiniz?
bu hikaye kaktüsü sevebilmenin, dikenleriyle sevebilmenin hikayesi..
tuanadan:
sabah annemin perdeyi açması ve güneşin yüzüme çarpmasıyla uyandım.
yataktan kalktım gözlerimin altı morarmış şekilde etrafa gözümü gezdirdim
uyuyan gezer gibiydim adeta ama uyutmayan sesle tekrar irkildim seslenen annemdi
"hadi kızım kalk elini yüzünü yıka gözlerinin altı morarmış yine geç yattın değil mi?"
ağzımı büzerek omuz silktim.
"biraz geç yatmış olabilirim neyse anne sen git üstümü değiştirip gelicem aşağıya."
aşağı doğru giderken söylenmeye başladı
"tamam hadi bakalım çabuk ol."
üstümü değiştirdim ve yatağa oturdum bazen kalktığımda uyanmam biraz gecikiyor.
yatağa oturduğumda gözlerim komidinimin üstündeki kaktüse baktım.
babamdan bana kalan son şeydi kaktüs, ben 7 yaşındayken ölmüştü babam.
arabasında bulundu bu kaktüs üstünde "kızım tuanaya." yazıyordu bana almıştı babam.
kafamdaki düşünceler gözlerimi doldurmuştu, ellerimle gözyaşlarımı silip camı açtım.
kafamı camdan çıkardım ve derin bir nefes aldım, buna çok ihtiyacım olduğunu yaptığımda anladım.
ikinci nefesi alıcakken annem seslendi
"kızım hadi kahvaltı hazır geç kalıcaksın."
çok halsiz ve moralsizdim bu yüzden kahvaltı yapacak halim yoktu.
çantamı alıp aşağı indim
"anne ben yemeyeceğim tokum sana afiyet olsun."
"ama öyle olurmu kızım?"
ayakkabılarımı giyerken seslendim anneme doğru
"olur olur neysee ben kaçıyorum."
evden çıkıp şoför arabasına bindim dakikalarca telefonda oyalandım
instagram twitter mesajlar hepsinde gezindim son olarak da youtube'ye girdim.
trendlere girdim #1. sırada kapağında benim ve çağanın olduğu fotoğraf vardı.
kaşlarımı çattım çünkü anlamamıştım ne alakaydı?..
videoya tıkladım ve izlemeye başladım video geçen gün çağanla "aşk" hakkında konuşmamızdı.
kafamı kaldırdığında çoktan gelmiş, okul kapısının önündeydik.
sınıfa çıktım çağan,yağız ve leya sınıftaydı yanlarına gittim leya geldiğimi görünce selam verdi.
"günaydın tatlım."
"günaydın tuana." diye atladı yağız
çağana baktım duraksadım
"günaydın arkadaşım."
yüzümün gülümsediğini hisettim sonra aklım başıma geldi
"arkadaşlar siz youtube trendlere girdiniz mi?"
leyayla yağız birbirlerine baktı şok içinde.
"hayır da neden bakıcakmışız?" diye atladı yağız lafa
telefonumda trendlere girip yağıza verdim telefonu şok içinde bana döndü dona kalmış bi halde telefonu leyaya uzattı leyanın dona kalması eline telefonu almasıyla bir olmuştu
"arkadaşlar noluyor bana da anlatın." çağanın hiçbirşeyden haberi yoktu tabi.
"kısaca anlatıyım çağan, sınıftan birisi bizim geçen sınıfta konuşmamızı ekran kaydı almış üstüne bunu youtube yayımlamış sayesinde tüm türkiye bizi konuşuyor."
çağan dona kalmış bir şekilde bana bakıyor aynı zaman da sınıfa bakıyordu.
öğle tenefüsü çalmış kulaklığımı alıp bahçeye çıkmıştım boş bir çardak bulup oturdum müzik dinlemeye başladım kulağımda kulaklık ses Deniz Tekin. ben diyordu
"ben yol boyunca uzanan gri sıkıcı bariyer sen, vadinin ardında ilk defa görülen deniz."
kafamı elime yasladım etrafı izlemeye başladım, sonrasında bir ses tarafından irkildim
ayazın sesiydi "merhaba tuana, oturabilirmiyim?" çattım kaşlarımı "tabi ne vardı?"
"bi konuda konuşmak istiyordum." ayağa kalktım, "benim seninle konuşacağım bir cümle bile yok ayaz şimdi izin verirsen gidicem." arkama döndüğüm sırada kolumdan tuttu. "videoyu ben çektim ve ben yayımladım." gözlerim gözlerine kaydı neden böyle birşey yapmıştı amacı neydi "neden yaptın bunu?" ve verdiği cevaba hazırmısınız , "dün şunu fark ettim tuana sen çağanla sevgili olmaya mecbursun." dedi ve derin bir nefes alıp ekledi "bu senin kaderin de var ben bunu görebiliyorum."
