"seninki bu gün yine kızlarla takılıyormuş" Alya çantasını masanın üstüne yerleştirirken göz ucuyla bana baktı ben ise meyve suyumu içmekle meşguldüm dünden beri onunla konuşamamıştım.
"Ah marinette.." gözlerimi devirip parmaklarımı birbirine kenetlenlerken ona baktım, alya'nın benim durumuma üzüldüğünü çokta iyi anlayabiliyordum.
Aslında hata bendeydi, neden gidip dürüst bir şekilde ona olan aşkımı söyleyemiyordum ki?..
Neden?
Çünkü o zengin ve yakışıklı bir erkek, arkasında o kadar koşan güzel kızlar varken benim gibi bir fırıncı kızına mı bakacak?
"Haberin var mı bilmiyorum ama bu hafta sonu bir gezi var. Haftalık etkinlik desek daha doğru olur."
"Ne ile ilgili?"
"doğa da yaşam ile ilgili."
"hm.." dedim yine dalgınlığa kapılırken fakat farkında olmadan gözlerimi kocaman açmıştım.
"Bir dakika, adrien da orada olacak?"
"evet, etkinliğin sponsoru Agreste'ler."
"AAAA! ŞAKA YAPIYORSUN! OFF! ÇOK İYİİİİİ BUNUN SAYESİNDE DOĞA İLE İLGİLİ BİR TEMA OLUŞTURUP TASARIM YAPABİLİRİM! BELKİ DE GABRİEL AGRESTE'İN GÖZDE ÇALIŞANI OLUP ADRİEN İLE EVLENEBİLİ-" alya'nın ağzımı kapatması ile susabilmiştim sonradan anlamıştım ki yanımızdan geçen bir kaç insanlar bize bakmıştı.
" ses tellerine hakim olmalısın! "
" ehe.. "elimi enseme atıp okşamıştım, dediklerim de ciddiydim aslında.. Ama alya beni pekte ciddiye almış gibi görünmüyordu.
" luka da gelecek, değil mi? "
"bilemem, haberi var mı daha bilmiyorum bile."
Başımı sallayarak hemen telefondan luka'ya mesaj attım bir kaç dakika içinde geri dönüş yapmıştı.
"buraya geleceğini söyledi."
"Pekala, ben gidip içecek bir şeyler alayım o zaman."
"tamamdır."
Alya yanımdan ayrıldığında dümdüz karşıya odaklandım.
Sarışın saçları, terleyen alnına yapışmış giydiği gömlek tarzı tişörtten belli olan kasları.
Dudaklarımı birbirine bastırıp gözümü bile kırpmadan onu süzmeye devam ediyordum. Bir gün üniversitede adım sapığa çıkacak diye korkmuyor da değildim.
Ummadığım bir şekilde bana döndü göz göze gelmemizin ardından panik atak yapıp oturduğum sandalyeden yere düştüm. Yanımdan geçen bir kız grubu bana bakıp gülmüştü.
"haha.. ha ha.." yapmacık gülücüğüm ile masayı tutup kalktım ve üstümü silkeleyip yerime geri oturdum, şaşırmıştım çünkü ortalıkta görünmüyordu.
"çantan düşmüş." arkamdan duyduğum ses benim kalbimi durdurmaya yardımcı olacak bir tondaydı.
"SEN! YANİ ÇANTAM!" çantamı hızla onun elinden alıp koşmaya başladım o sırada karşıma çıkan birisine çarptım.
"özür dilerim! Benim hatam!" kafamı bile kaldırmadan hemen okulun içine girdim ve direk lavaboya gittim.
Içeriye kendimi kilitledikten sonra kalbimi tutarak yere çöktüm.
"çantama dokundu.. Çantam.. Benim çantama dokundu.. Çantamı asla yıkamayacağım.. Ne olursa olsun.."gözlerimi kapatıp tebessüm ederek onun sesini hayal ettim, ses tonu da kendisi gibi çok seksiydi!
Öhm , kendine gel marinette bu kargaşayı bir kenara atmalıydım.
Belki de ona mesaj atmanın tam zamanıydı?
Telefonumu yerdeki çantadan aldım ve uygulamaya giriş yaptım.
Tam olarak 40 dakika önce aktifmiş, belki mesaj geldiğini görünce girebilirdi.
anonims:selam
anonims:naber yakışıklı
Yazdığım mesajı hemen sildim ve ne yazmam gerektiğini düşündüm, umarım bu uygulama da sildiğim mesaj karşı tarafta da siliniyordur. Silinmezse ayvayı yemiş olabilirdim.
anonims:huu huu, orada mısın?
(görüldü.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anonim [adrienette university au]
Fanfiction"nesin sen? Kendini güzel zanneden bir varlık falan mı? Benim gibi bir modelin yanında tek sen sönük kalabilirsin." utanmadan ve hiç bıkmadan yüzüme çarptığı cümleleri kalbimi delip geçmişti. "beni elde edemezsin."