Araba ile dönüyorduk. Loren ve Aleron ön koltukta, Bay Garen da benim yanımdaydı. Bir saatlik yolun ardından uykumun geldiğini farkettim. En son burnuma Bay Garen'ın o tanıdık kokusu gelmişti.
♤
"Prensesim çok güzel çalıyorsunuz. Şu an keşke dans edecek bir bey olsaydı da dans etseydim." Dora üzgün bakışlarla dalmıştı.
"Dora bundan bunu mu çıkardın? Kız piyano çalıyor burada, senin aklın nerede?" Rely bıkkınca konuştu.
"Şu saray yöneticisi kralın baş yardımcısı Mimisiria bakanı beyde aklı kalmış olmasın." Eva gülerek cevap verdi.
"Eva bak kemiklerini kırar sonra da tedavi etmem!" Dora tehditkar bir sesle Eva'ya işaret parmağını kaldırdı.
"Tek şifacı sen misin Dora? Laila da var değil mi? Laila sen yaparsın." Eva gözlerini kırpıştırarak devam etti.
"Şey benim işim var sanırım." diyerek uzaklaşan Laila'ya Eva arkadan seslenmişti.
"Laila nereye gidiyorsun ya? Mangala mı yoksa? Ben de geleyim mi?" Eva arkasından bağırmaya devam ediyordu.
"Aman tanrım, hangi orman ruhu mangal düşünür? Eyvah sen tüm Mimisiria'yı yakacaksın. Söndürmeye ben gelmem bak, yanan orman için su ejderi bulmaya gidersin ona göre!" Marne tehditkar bir sesle Eva'ya döndü.
"Marne sen benim mangalıma düşman mısın?" Eva sinirle Marne'nin üzerine yürümeye başladı.
"Kızlar Rawbi şurada sanat yapıyor siz anca eğlence peşindesiniz." Rely göz devirerek bakıyordu.
"Rely bazen çok sıkıcısın." bu sefer göz deviren Eva olmuştu
"Selam kızlar, ben geldim!"
Görkemli kış bahçesinin köşesinde duran süs havuzunda beliren Loren'e bakıp hepsi gülmüşlerdi.
"Loren, Dora aşık olmuş." Eva gülerek anlatmaya başladı.
"Eva susar mısın?" Dora dişlerinin arasından tısladı.
"Seni aşk perisi Liya'ya göndereceğim, bilirsin harem konusunda iyidir. Eminim sana bir çözüm bulur." Eva dalga geçmeye devam ederek konuştu.
"Geçin siz dalganızı, görürsünüz!" diyerek burun kıvırdı Dora.
"Rawbi çal hayatım, bu gece benim için çal."
Saray kahkaha sesleri ile yankılanıyordu, bu sırada köşede onları izleyen iki adamdan habersizdiler.
♤
Uyandığımda evdeydim. Nasıl olmuştu, nasıl gelmiştim, odama kim taşımıştı beni? En son arabada değil miydik? İçeriden gelen sesler de ne? Aklımdaki soruların cevabını bulmak adına kapıyı açıp salona geçtim ama sesler mutfaktan geliyordu.
"Bu imkansız Jongin değil mi?" bu Rely'nin sesiydi.
"İmkansız olan ne?" dedim merakla.
"Aaa sen uyandın mı Rawbi geç otur sana bir şeyler hazırlayayım. Bu arada bu Jongin, benim patronum." dedi Rely önündeki esmer tenli genç adamı gösterek.
"Memnun oldum. Bay..."
Jongin'in yüzüne baktığım sırada gözlerim karardı.
♤
" Jeshua her yeri korumamız lazım! Her yeri, burayı bulmuşlar. Büyük tehlikedeyiz!" Jongin yüksek sesle bağırıyordu.
"Aleron sence onları durdurabilir miyiz?" Jeshua endişeli bakışlarla Alerona bakıyordu.
"Durmaları zor gibi, çok kalabalıklar. Bir sürü adam toplamış olmalılar." Jongin umutsuz bir sesle ikisine karışılık verdi.
"Jongin ağzını kötü şeyler için açmayı kes, gücünü sonuna kadar kullan. Ben de gidip bir çözüm bulmaya çalışacağım." Rely net bir sesle araya girmişti.
"Ama rely görmüyor musun, Leomilesler, Qilinler ve asker periler yeterli değiller." Jongin, umutsuzluğun en derininde hissediyordu kendini.
"Kendine güven Jongin, Luxignis kralı olmak için kendine güven." Rely ona güç vermek adına sırtına koydu elini.
"Peki kralım şu an için plan nedir?" diye sordu Jeshua yeniden.
"Biri gidip Loren'i korumalı, denizde tek başına." araya girdi kraliçe.
"Haklısın kraliçem. Ramon sen doğru sessizlik denizine git oradaki aquatitlere de söyle ışık saçmasınlar bu gece. Lucca sende git Mimisiria koruyucusu Nef'i çağır. Ona ihtiyacımız var."
"Peki hemen gidiyorum." cevapladı hemen Ramon onu.
"Ramon bekle. Guardio sen de onunla git. Loren'in gücü yok en azından ikiniz ejderhaya dönüşüp onu korursunuz hatta birbirinizi korursunuz." Marne arkalarından seslenmişti.
"Teşekkürler Marne. Yalnız kralım eğer Loren'in kılına zarar gelirse babanızın ölmesi için elimden geleni ardıma koymam. Nasıl olur da Mimisiria'nın gizli kimliğini açık edip herkesi tehlikeye atar?" Aleron sinirli bir şekilde kaşlarını çatarak konuşmaya başladı.
"Sakin ol Aleron, eğer ona veya içimizden birine zarar gelirse hatta gelmese bile babamı bizzat ben öldüreceğim. Aşkın bu olmadığını öğrenmek zorunda." kral dişlerinin arasından konuştu.
"Aşk mı, ne aşkı kralım?" kraliçe meraklı gözlerle krala bakıyordu.
"Her şey bitsin kraliçem anlatacağım ama önce güçlü bir kalkan yapmalıyız." kral açıklama yapmadan devam etti.
"Nef de geldi hadi başlayalım." Nef'in gelmesiyle asıl savunma başlamıştı.
Jeshua ve Nef'i de yanlarına alarak kral ve kraliçe kalkan yapmaya başladılar. Lucca da onlara eşlik etti, güçlü olmalıydı. Rely diğer perileri de kalkana yardımcı olsunlar diye çağırdı ve Marne hemen Lucca'nın yanına geçti. Dora'da Jeshua'nın elini tutup var gücü ile destek verdi.
Aly, Laila, Eva, Lunea, Sonia ve Liya da girdiler kalkana. Eski Kral Yoi de saraydan kalkanı güçlendirecek bir büyü yapıyordu. Rely Jongin'e bakarak siz arkada kalın diyip o da kalkanın yapılmasına yardım etti. O sırada Aleron Laila ve Dora'nın getirdiği şifalı otları alıp sarayda bir yere ilaç yapmaya gitti.
Komutan olarak bu konuda iyiydi. Jongin de bebek perileri koruyordu. Kraliçe korkuyordu, kraliçe olarak Mimisiria'daki herkesin başına bir şey gelmesinden korkuyordu. Annesini özledi kraliçe, onu öldüren Rexmalus kimse onu bulmamaları gerekiyordu. Yoksa diğer iki gezegen ve burası gibi diğer gezegenler de tehlike altındaydı.
Loren ve Kralın babası olan Ares krallıklarını iki gezegenin kötü tarafına deşifre etmişti. Bunun sebebinin Kraliçe Nora'ya olan aşkıydı. O Nora'ya aşıktı ama Nora gidip Yoi ile evlenmişti. Hala ona kızgındı ve Nora ölünce Yoi'den intikam almalıydı. Üstelik o adam oğlu ve kızını da kendi tarafına çekmişti.
Ondan nefret ediyordu. Oğlu da gidip o adamın kızına aşıktı ve annesine benziyordu. Bu Ares'i daha da kızdırdı ve gezegenini, ülkesini savaştan kurtarmak için diğer gezegenin de savaş yanlısı kesimine Mimisiria'yı deşifre etti. Pişman değildi, gerekirse çocuklarını da feda ederdi. Tek üzüldüğü buydu ama vazgeçmedi.
