Sabah uyandığımda başımda dikilen bir adet Eva ile karşılaşmıştım. Garen bana sarılmıştı ve Eva donuk bir şekilde bize bakıyordu, elinde dondurması ile öylece duruyordu.
"Eva ne oldu hayatım, dalmışsın iyi misin?" endişelenmiştim çünkü gerçekten gözünü kırpmadan bize bakıyordu.
"Rawbi söylesene, bizde dün Nef ile uyurken böyle mi görünüyorduk? Loren sarılıp uyuduğumuzu söyledi de." ne yani bu yüzden mi bizi izliyordu?
"Biliyor musun Rawbi şu an garip hissediyorum. Sonia ile iken utanmayan ben bu anı düşünürken bile utanıyorum." ne, Eva gerçekten böyle mi hissediyordu? Onu hiç böyle görmemiştim.
"Eva, Nef'i kahvaltıya çağırmaya ne dersin? Bizde az daha Rawbi ile sarılalım. Loren'i al ve kahvaltı hazırlayın." Garen istifini bile bozmadan konuşmuştu.
"Evet Eva kahvaltıya gelsin hadi söyle." dedim bende hevesle.
"Gözü beni görmez ama neyse." ayaklarını sürüye sürüye odadan çıktı, bende onu ilk kez böyle gördüğüm için üzülmüştüm.
"Neden öyle dedi ki şimdi." garip hissetmiştim bir an.
"Boşver aşkım gel bana sarıl." gamsız mıydı acaba?
Kahvaltı için aşağıya indiğimizde Nef gerçekten gelmişti ve sofra baya zengin görünüyordu. Bunlar besbelli Nef için hazırlanmıştı. Garen'a göz kırpıp hemen Eva'nın yanına oturdum. Utangaç kız çocuğu gibiydi. Dün Sonia için ağlamıyor muydu.
Rely elinde çerçevesi ile kahvaltıya indi. Eva'nın yanına geldi ve çerçeveyi verdi. Nef ile sarılarak uyuduğu fotoğraf vardı üstünde. Kenarında da çok tatlısınız yazıyordu. Bunu ne ara yapmıştı ki, tüm gece evdeydi üstelik. Ayrıca Rely'nin içinde de eğlenceli bir kişi olduğunu bilmiyordum. Lucca çerçeveyi Eva'dan alıp tam arkasındaki duvara astığında iki kırmızı yüz ve bir çok gülen surat vardı.
Günün geri kalanında ise Lunea'nın doğum günü için sürpriz yapma hazırlığı başlamıştı. Ramon'u ona göz kulak olması için göndermiştik. Eva bolca tavuk hazırlamıştı, hatta farklı sosları olan Dora çilekli pasta yapmıştı. Diğer yemek işlerini de Loren, Aleron ve Leon yapıyordu.
Marne ve Diego parti süslerini getirmişti. Onlar birlikte mi gelmişti yani? Lucca ışıkları ayarlıyordu ve Laila balonları asıyordu. Ben Tia ile çiçekleri ayarlıyordum. Garen fotoğraf makinesini ayarlamaya çalışıyordu. Pia afiş işleri ile uğraşıyordu.
Liya da gelmişti, o da helyumlu kalpli balonları getirmişti. Nef de video için projeksiyon ayarlıyordu. Rely ve Jongin ise müziği ayarlıyoruz diyerek kenarda oturuyordu. Sanırım hepimiz hazırdık, onlar gelene kadar bir problem çıkmaması için dua ediyorduk.
Lunea'nın ağzından;
Sabah Ramon'un beni öpmesi ile uyandım, bana karşı her zaman romantik bir adamdı. Sanki onun yanındayken dünyanın en şanslısı bendim. Bir ejderha ruhunu iliklerine kadar taşıyordu. Cesurdu, güçlüydü ve çok saf bir temizliği vardı. Bağlı olduğu kişilere sonuna kadar sadakatli kalırdı.
"Bugün Garen'dan izin aldım tüm gün sen ne istersen onu yapacağız." elinde kahvaltı tepsisi ile yatağın karşısındaki masaya geçti.
Odasını kendi zevklerine göre döşemişti. Güzel ve kullanışlıydı. Elimden tutup beni masaya oturttu ve saçlarımı at kuyruğu yaparak gülümsedi.
"Lunea yüzünü yıkamadık." diyerek beni kucakladı. Şu an bir bebek edası ile bakıyordu bana.
"Hadi ama Ramon, bebek değilim ben. Ama kucağında olduğum için ses çıkarmıyorum." ona sevgiyle sokuldum.
