Konusu itibariyle yazması çok meşakkatli bir hikayeydi. Bol bol yorum yapmanız tüm yorgunluğumu kolayca alabilir.
Son olarak, bölümü hemen paylaşmak istediğimden kontrol edemedim. Yazım yanlışları görürseniz bana bildirin. İcabına bakacağım
Keyifli okumalar ❤️
....
Bitmek bilmeyen yolda ikide bir arkama bakıyor, takip eden var mı diye kontrol ederek onun aracını tespit etmeye çalışıyordum. Taksi şoförü dikiz aynasından bana delirmişim gibi bakıyordu. Yanılıyordu. Beni çıldırtan da buydu. O, bana zindan hayatı yaşatırken her saniyesinde aklım başımdaydı. Delirseydim her şey daha kolay olurdu ama delirmemiştim.
Yanımda cüzdanım ve ev anahtarım vardı. Telefonum orada kalmıştı. Önemi yoktu. Beni arayacak tek kişi o manyakken telefonu geri almak aptallık olurdu.
Bundan sonrası için ne yapmalıydım bilmiyordum. Şimdilik kaçabilmiştim, peki yarın? Beni bulurdu. Uzaklara gitmeliydim. Kimsenin izimi süremeyeceği bir yerlerde varlığımı unutturmalıydım.
Pasaportum yoktu; ülke dışına çıkamazdım. Çıksam bile yerleşemezdim çünkü dil bilmiyordum. Okulda katıldığım kurslar yarım kalmıştı. Üniversite sonuçlarım açıklandığında kusursuz gelecek planlarım arasında birkaç dil öğrenmek de vardı fakat hiçbirini gerçekleştirememiştim.
Mekana geldiğimizde taksinin parasını ödedim. Arabadan inmeden önce etrafı kolaçan etme gereği duydum. Bir köşede beni beklemesinden korkuyordum. Takip edilme korkusu yüzünden aklımı kaybetmem artık imkansız değildi. Berbat bir histi takip edildiğini düşünmek. Yaşamayan bilemezdi.
Kapıdaki korumalar bana garip garip baktı. Burada çalıştığımı biliyorlardı ama daha akşam bile olmamıştı. Mekan kapalıydı ve açılmasına saatler vardı. Yine de girdim içeri. Başka çarem yoktu. Dışarda olmaktan iyidir.
Kalabalığın içinde bana zarar veremezdi... değil mi? Yoksa zarar verir miydi? İtibarını bile gözden çıkaracak kadar delirmiş olabilir miydi?
Tabi ki de delirmişti. Silahı vardı-
Silah...silah bendeydi.
Üstümde silah vardı! Yakalanır mıydım? Beni ihbar ederler miydi? Tanrım...inanamıyorum yanımda silah taşıyordum. Ne yapacaktım onunla? Vuracak mıydım sahiden onu? O an kendimden emin konuşmuştum. Şimdi karşıma çıksa vurur muydum?
Sakinleşmeliydim fakat elimde değildi. Gece sahne alacak grup prova yaparken bakışlarımı tek bir yerde sabitleyemiyor, sürekli etrafa bakınıyordum. Gömleğimin altında bir şeyler gizlediğimi çok belli ediyordum. Herkesin gözünü üstümde hissediyordum. Ya da ben öyle zannediyordum. Suçlu piskolojisinden çıkamıyorum bir türlü.
"Hey." Ne ara oturduğumu bilmediğim bar teburesinin karşı tarafındaki Mark bana seslendiğinde irkildim. En ufak sesten bile korkmaya başlamam hastalıklıydı.
"Gergin görünüyorsun."
Dilimle kurumuş dudaklarımın üstünden geçip önüme koyduğu içkiye uzandım. Çok yavaştım bunu yaparken çünkü ani hareketler yaparak silahın yere düşmesini istemiyordum.
"Ne zaman açılacak mekan?"
"Neden erken geldin ki? Dinlenseydin. Akşam burası dolup taştığında yeterince yorulacaksın." Bardakları silmeyi bitirdiğinde elindeki bezi bırakıp arkasındaki içkileri kontrol etmeye başladı. Farklı şişeler çarpmıştı gözüme. Baya pahalı içkiler eklenmişti. Özel misafirler gelince çıkarılırdı. "Neden ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Help Me ✓
FanficTakıntılı eski sevgilisinden kurtulmak isteyen Taehyung, garson olarak çalıştığı mekana sığınır. Jeon Jungkook'un mekanına. •İki bölümlük hikaye •Olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar ve düşünceler içerir! [Tamamlandı]