where do we start?

41 6 5
                                    



"Hey! Kageyama,'' uzun boylunun etrafında zıplayıp dururken konuştu kısa olan. "sence maçı alır mıyız?" meraklı gözlerle ona baktı. "Bilmem ki, eğer sana kaldırdığım paslara 'düzgünce' smaç vurabilirsen neden kazanmayalım." kısa olanı sinir edercesine konuştu Tobio, hafifçe sırıtmayı da unutmadı.

"Off, ondan dolayı demedim Bakayama. İçimde kötü bir his var, umarım başımıza bir şey gelmez." tobio yavaşça shoyo'nun kafasına vurdu. "Kötüyü çağırırsan tabi başımıza bir şey gelir Boke. Pozitif düşün, kazanırız kesin." adımlarını hızlandırarak shoyonun biraz önüne geçti tobio,  fark ettirmese de endişelenmişti çünkü turuncu olan ne zaman bir şey hissediyorum dese, o şey gerçekleşiyordu. Fazla kafaya takmamaya çalışarak otobüse doğru yürüdüler. "Niye beni beklemiyorsun Bakayama, bana karşı saygılı olman gerek, ben senin senpainim✨" Shoyo, havalı olduğunu düşündüğü bir yüz ifadesiyle ellerini belinde birleştirip kageyamanın önünde dururken takımın en uzun boylu oyuncusu konuştu.

"Kısa senpai." kaşlarını çatarak ona doğru döndü turuncu saçlı. "Tsukishima!" ardından hızlıca Tsukishima'nın önüne geçerek ondan önce otobüse bindi. Kapının ağzındayken arkasını dönüp ona doğru dil çıkartmayı da unutmadı.

"Gerçekten bazen seni anlayamıyorum." Tobio, Shoyo'nun yanına otururken konuştu. "Nasıl yani?" yavaşça iç çekti uzun olan. "Her zaman nasıl böyle çocuk gibi kalabiliyorsun? Artık liseye başladık fakat sen hala bir ilkokul çocuğu gibi davranıyorsun. Bu bir yere kadar iyi bir şey olsa da her zaman bu kadar pozitif olma, bazı gerçeklerin farkına var. Biz büyüdük artık." shoyo kaşlarını çattı ve seslice ofladı.

"Aynı dedem gibi konuşuyorsun Kageyama. Bu ne böyle orta yaş sendromu gibi. Daha lise birdeyiz farkındaysan? Büyümek için daha çok erken, hayatı akışına bırak oğlum." ellerini kafasının arkasında birleştirerek geriye doğru yaslandı. Her ne kadar rahatmış gibi davransa da içi içini kemiriyordu. Otobüste en sevdiği koltuk olan en arka cam kenarına herkesten önce oturmuş olması bile fayda etmiyordu. Hissettiği kötü his onu mahvediyordu. 6. hissinin güçlü olmasından oldu olasına nefret ederdi zaten. Sadece Kageyama'nın dediği gibi pozitif düşünerek kötüyü çağırmamaya çalıştı.

"Evet çocuklar, hepiniz yerleştiğinize göre kısa bir yoklama alıp yola koyulacağız." Ukai koç, yoklamayı alıp tüm takımın eksiksiz bir şekilde otobüste olduğuna kanaat getirince sürücü koltuğuna oturdu. Otobüs harekete geçince de Takeda sensei klasik motivasyon konuşmasını yapmaya başlamıştı.

O otobüs, son kez mutlu bir şekilde maç yoluna çıkmıştı..














öncelikle karasuno'yu okul voleybol takımı değil de normal kulüp olarak düşünmenizi istiyorum. her karakter ayrı ayrı okullarda. ve söylediğim gibi, hikayede belli bir yere geldikten sonra shoyo'dan başka karasuno takımı oyunucusu görmeyeceksiniz.

rupture of anterior cruciate ligament Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin