"Karasuno, Fight!" Daichi'nin bağırmasıyla tüm takım ellerini havaya kaldırarak klasik takım tezauratını yaptılar. "Suları ve havluları almayı unutmayın, maç başladıktan sonra içeri giremeyeceğiz." Sugawara her zamanki gibi takımın arkasını topluyordu. "Tsukishima, gözlüğünü değiştirmeyi unutma. Noya, kolluğun. Hinata sen bir lavaboya gir istersen." Anaç olmayı o istememişti.Kaptan, soyunma odasının kapısını açarak herkesin çıkması için kapıyı tuttu. En son Ennoshita da çıkınca arkalarından kapıyı kapatıp takımıyla birlikte salona doğru giden koridorda yürümeye başladı.
---------
"Hadi çocuklar! Alın bu maçı!" Ukai koçun kenardan bağırmasıyla kaptan elleri tekrardan birleştirdi, "Karasuno, Fight!" "Hai!" ellerini havaya kaldırdıkar ve maç dizilimine geçtiler. İlk sette 4+2 oynayacaklardı. Koç, son ana kadar Sugawara'yı oyunda tutmak istiyordu. Gerekmediği sürece onu oyundan çıkarmayacaktı. İçten içten ona karşı mahçup hissediyordu.
Karşı takımın servisiyle maç başladı. Tanaka servisi karşıladı ve Kageyama'ya topu kaldırdı, Kageyama da gelen pası Hinata'ya kaldırdı ve bum! Karasuno, gizli silahları olan ikilinin önderliğinde ilk sayıyı aldı.
---------
Maç hız kesmeden devam ediyordu. Sona gelmişlerdi. Setler 2-2, sayılar 29-28'di. Karasuno bu sayıyı alırsa ulusallara gidebilecekti. Hayalleri gerçekleşecekti. Bu noktaya kadar inanılmaz çalışmışlardı. Şuan bütün takımın tek isteği, bu maçı kazanmaktı. Ama o an, hepsinin unuttuğu bir şey vardı. Sağlık.
Hepsi ter içindeydi. Artık parmaklarını kıpırdatacak halleri kalmamıştı, fakat eğer şuan pes ederlerse, hem hayalleri, hem de emekleri boşa gidecekti.
"Hadi Yamaguchi!" Nishinoya'nın bağırmasıyla takımın geri kalanı da aynı şekilde Tadashi'yi destekledi. Yamaguchi, smaç servisini atarak karşı takımı baya zorlamıştı. Zar zor döndürdükleri top şimdi Karasuno'nun elineydi. Şans onlardaydı. Yani, umarız onlardadır.
Noya, neredeyse çizgiye değicek olan topu hızı ve refkleksleri sayesine kusursuz bir şekilde Tobio'ya kaldırdı. Tobio, en başta takımın yıldızı Azumane ile Shoyo arasında kalsa da topu partnerine atmakta tereddüt etmedi. Shoyo, tam avucuna gelen topu saliseler içinde yerle buluşturdu. İşte bu! Karasuno, yaptıkları antrenmanların karşılığını almıştı! Maçı kazanmışlardı!
Fakat unuttukları bir şey vardı. Sağlık.
O an, herkes maçı kazanmanın sevinciyle o kadar tatmin olmuştu ki, yerde bacağını tutan turuncu saçlıyı fark etmemişlerdi.
nasıl gidiyor? umarım kötü yazmıyorumdur. ayrıca kitabı okuyan biri var aaaa rikihsaun <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rupture of anterior cruciate ligament
Hayran Kurguturuncu saçlı 'küçük dev'in intihar günlüğü ⚠️attention⚠️ ❗️sh ❗️ed ❗️yüklü miktarda küfür ve kendine nefret söylemi