Bölüm 1

41 5 2
                                    

Gençler! İlk hikayemi yazdım ve eğer bir kusur varsa lütfen yorumda bildirin. Hikaye kapağı hala yapılıyor. Kapağın yapılması biraz zaman alır. Lütfen okuduktan sonra vote verin. Emeğe saygı! Teşekkürler.

Okuldan çıktıktan sonra arkadaşlarımla birlikte eve doğru ilerlemeye başladık.

"Of şu fizikçiyi döveceğim bir gün hep kazık sorular soruyor it." diye konuyu açtı ceren. Özge yüzünü buruşturdu.

"Sen hiç konuşma, ulan derste özge özge diye bağırıyorum kız hiç takmıyor. En sonunda patlayacaktım da sınavdan düşük alırım diye sustum." dedi sinirle. Bunların kavgası başladıysa sonu birdaha gelmez.

"Duymadım salak on kere söyledim." dedi özge.

"Lan bir susun yine başlamayın sınavdan daha yeni çıktık zaten birde sizin kaganızı mı dinleyeceğiz?" besteye hak vererek kafamı salladım.

"Bugün bize gelsenize birşeyler yaparız." diyen defneye hepimiz tip tip baktık. Kafasını 'Ne oldu?' anlamında salladı ve kaç göz harekti yaptı. Biraz durduktan sonra

"Of tamam sustum, ne yaparsanız yapın." dedi sonunda. Ben hale sınavın etkisinden çıkamamıştım.

"Kumsal, sen bize geliyorsun ders çalışacağız." kafamı salladım ve "Tamam." dedim.

"Oh, biz ne olacağız besteciğim, bizi niye çalıştırmıyorsun?" Dedi ceren ellerini beline koyup.

"Çünkü beni dinlemiyorsunuz, beni dinlemeyince sinirleniyorum ve sizi terlikle kovalıyorum. Susmuyorsunuz azğınıza bant yapıştırıp balkona kilitliyorum. Bu seferde kapıyı kırıyorsunuz. Bu durumda bizde ders çalışamıyoruz ve olan bize oluyor." o kadar uzun açıklama yaptı ki içimden 'Amin' dedim ve ona 'ciddi misin?' bakışları attım.

"Neyse ben de evde takılacağım zaten siz ders çalışın ben evde kopacağım." gözlerimi devirdim. Sonra kendi kendime düşündümde olum ben niye bu kadar taktım bu sınava? bırak ne oluyorsa olsun. Oh be rahatladım. Beş katlı evimizin önüne geldiğimizde hepimiz içeriye girdik. En üst katta defneler, onun bir alt katında özgeler, onun da bir alt katında biz, bizim alt katımızda cerenler, cerenlerin alt katında besteler ve bestelerin alt katında ise boş bir dükkan vardı. Evet, hepimiz aynı binada, aynı mahallede büyüdük. Dört kişilk asansöre hepimiz sığamayacağımız için beste ile ben bindik.

"Hadi siz de artık merdivenle çıkarsınız, bay bay." dedim ve 2' ye bastım. Aslında defne ve özgenin binmesi gerkirdi ama inat olsun diye biz bindik. Tabi özge' nin küfürlerini de yiyorduk. Asansör durduktan sonra çıkıp eve girdik. Suela teyzeyi görür görmez gidip yanağından öptüm.

"Nasılsın suela sultan?"

"İyiyim kızım sen nasılsın, sınavınız nasıl geçti?"

"Valla fazla çalışmadım o yüzden biraz sıkıntılıydı."

"Benim iyi geçti. Ama hala sınav stresinden çıkamadım." Dedi beste.

"Neyse kızlar siz evde durun ne yapıyorsanız yapın ben aslıya gidiyorum. Orada toplanacağız." Aslı dediği benim annemdi. Canım annem. Tamam sustum.

"Anneme burada olduğumu söylersin. Ha birde eğer özgeleri görürsen gönderme buraya etrafı çok dağıtıyorlar ve ders çalışmamızı engelliyorlar. " güldü ve başını sallayarak bizim eve çıktı. Bizde tam ders çalışacaktık yukardan gürültülü bir şarkı sesi geldi. Ceren kesinlikle biz ders çalışmayalım diye yapıyor bunları. Hatta yanında da diğer kızlar var. Mutfağa gidip oklavayı aldım ve koltuğun üstüne çıkıp tavana hızlı bir şekile vurdum.

"Daha çok açıyorlar itler." Dedi beste. Daha sonra pes edip yukarı çıktık. Ve kapıyı kırarcasına yumruklamaya başladım.

"Ceren, aç kapıyı!" Müziğin sesinden dolayı duymadıkları için bu sefer zile uzandım ve üst üste basmaya başladım.

"Müziğin sesi di-" kapıyı melek teyze açınca onu kenara doğru ittim. Beste ve melek teyze arkada konuşuyorlardı.

"Neyse ben gidiyorum beste. Bunlar yine didişicekler. Evi fazla dağıtmayın hadi bay." Dedi ve yukarı çıktı. Cerenin odasına girdiğimde ceren, defne ve özge yatakta zıplıyorlardı. Laptopun yanına gittim ve müziği kapattım. Ceren piç piç sırttı.

"Aa hani siz ders çalılıyordunuz? Eğer çalışmanız bittiyse bize katılın."

"Ceren mal mısın kızım? Bu seste ders mi çalışılır hayvan gibi açmışsınız kendi sesimi bile duymakta zorlandım ulan." Dedim. Elllerini göğsünde birleştirdi.

"Siz de bizi alsaydınız o zaman. Ya, tamam gerçekten ses çıkarmayacağız ama aşağı insek olmaz mı?" Dudağını büzdü. Dudağını büzen insanlardan nefret ediyorum fakat ceren yapınca gerçekten çok tatlı oluyordu.

"Tamam, gelin ama ders dinleyeceksiniz. Edebiyat son sınavımız zaten çalışıp kurtulalım. Sonra da....."

"Parti hard!" Dedi defne ve özge aynı anda. Hepimiz kahkaha atıp hep beraber aşağıya indik. Bestelerin evine girdiğimizde çalışma masasının etrafındaki beş tane sandalyeye oturduk ve beste'nin şu lanet konuyu anlatmasını bekledim.

Akşam'ın 7'si olduğunda hepimiz dağılmıştık evlerimize. Annemlerin dedikoduları da bitmişti ve şuan saat 9'du. Odam da oturmuş the heirs'ı izliyordum. Koyu kore fanıydım. Lee min-ho tek oppam. Filmin sonuna geldiğimde yine ağlamış ve bilgisayarı kapatıp mutfağa geçmiştim. Annem ağladığımı görünce anlamıştı.

"Yine şu lanet olasıca filmi mi izledin?"
"Lanet etme ona! Onda le min ho var!" Diye bağırdım. Annem terliği çıkartınca bende odama doğru koşmaya başladım.

"Anneğğğ kıyma kızınağğğ" dedim ve annem gelmeden kapıyı kilitledim. Lanet olsun! Cipsim de orada kalmıştı. "Cips falan da yok sana git yat uyu." Bu karı benim düşüncelerimi mi okuyor lan? Diye düşümsemde sonradan çok saçma olduğunu farkettim. Çünkü aklımdan öyle şeyler geçiriyordum ki annem düşüncelerimi okuyabilse beni yirmi yedi yerimden bıçaklayıp denize atardı. Evet, yapardı. Umutsuzluğa kapılıp yorganımın içine girdim. Aklıma lee min-ho geldiğinde gülümsedim ve gözlerimi kapatıp uykuya daldım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 09, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TutulmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin