Erkek arkadaşın Kageyama oldu olası voleybola büyük bir tutku ve aşkla bağlıydı ve bunu çok iyi biliyordun hatta bundan rahatsızlık duymak yerine ona her zaman destek oluyordun çünkü onun sevdiği şeyleri yapması seni ondan daha da çok mutlu ediyordu. Şimdi ise Karasuno'nun final maçında, sevgiline tezahürat yapıyordun gerçi maç bitmiş, Karasuno kazanmıştı ama yine de kendini biraz kaptırmıştın.
"Kyaa Y/N-kun~ demek buradaydın. Bokeyama seni bulamadığı için kutlamaya kalmadan gittiğini düşündü ve az kalsın ağlayacaktı!" Hinata koluna yapışarak mırıldandığında kıkırdayarak turuncu saçlı oğlanın seni diğerlerinin yanına sürüklemesine izin verdin. Kısa süre sonra Kageyama ve diğerlerinin yanına geldiğinizde Kageyama belli etmek istemese de rahatlamış bir şekilde sana baktı ve kollarını hafifçe açtı. Bu hareket ona sarılmanı istediğinin göstergesiydi ve onu yüz üstü bırakmamak adına koşarak kolları arasına girdin.
"Tebrikler. Her zamanki gibi mükemmel oynadın." Kageyama'nın yanakları ufaktan kızardığında güldün.
"Hmph- te-teşekkür." Kageyama bakışlarını hemen kaçırdığında hafifçe gülümsedin. Evrenin en tatlı erkeğiyle çıkıyordun ve bunun için kesinlikle minnettardın. Bazen arkadaşların Kageyama'nın voleybola senden daha çok değer verdiğini ve ilgi gösterdiğini söylüyorlardı ancak bu elbette böyle değildi. Kageyama, kişilik olarak zor bir insandı ve duygularını genellikle voleybol oynayarak belirtiyordu ancak konu sana geldiğinde deniyordu. O, gerçekten deniyordu senin için duygularıyla tanışıp onları sana en saf şekliyle göstermeyi.
Çünkü Kageyama, ondan vazgeçmeni istemiyordu.
"Yarın benim evime gel." Kageyama diğerlerinin duymaması için kısık sesle mırıldandığında kaşlarını şaşkınca kaldırdın.
"Ama bir sonraki maç-" Kageyama hızlıca seni susturdu.
"S-sadece evet desen?!" sesindeki tedirgin ve tatlı ton seni gülümsettiğinden başını salladın ve yanağına ufak bir öpücük kondurdun.
"Tamam öyleyse, yarın öğlen senin evindeyim!"
•••
"Gelmen yeterince uzun sürdü. Neden geç kaldın?" Kageyama seni evinin içine alırken huysuzca homurdandı. Buraya kadar koştuğundan nefeslerini düzene sokmak adına kendini kanepeye attın ve gözlerini kapattın. Bugün dolabında, Kageyama'ya ait olan onlarca kazak içinden hangisini giyeceğine karar veremediğin için elbette geç kalmıştın.
"Geldim işte. Hadi yanıma otur." yan tarafa kaydın ve yanına vurdun. Kageyama homurdansa da hafif bir sırıtmayla yanına geldi ve seni göğüsüne çekti.
"Güvenli geldin değil mi aptal?"
"Mhm. Bu arada neden bugün buluşmak istedin? Sonraki maç için antreman yaparsın sanmıştım-" Kageyama birden derin bir nefes verdi. Ondan yayılan hafif gerginliği hissedebilmiştin. Başını göğüsünden ayırıp endişeyle ona baktığında Kageyama gözlerini kaçırdı. Pekala, kesinlikle bir sorun vardı ve o bunu söyleyemiyordu. Onu rahatlatmak adına ellerini tuttun ve yumuşak gözlerle ona baktın. Yanında her zaman rahat hissetmesini istiyordun.
"Sorun ne? Dediğim bir şey seni rahatsız mı etti?" Kageyama başını iki yana salladı.
"Hayır, aslında... senin rahatsız olman gerekirdi." anlamadığını belli edercesine tek kaşını kaldırdın. Seni neden rahatsız etsindi ki? "Kendin de dedin, zamanımı hep antreman yapmakla geçiriyorum ve seninle buluşmak istemem bile şaşırtıcı olmaya başladı. Voleybol benim için gerçekten çok önemli ancak-" Kageyama gözlerini kaçırdı.
"Sen daha önemlisin ama bunu gösteremiyorum. Herkes voleybola çok vakit ayırdığımı ve senin benden vazgeçeceğini söylüyor çünkü sana vakit ayırmıyorum." dediklerini idrak etmek adına birkaç saniye sessizce ona bakakaldın ama kendini tutamadın ve dudaklarının arasından ufak bir kıkırtı döküldü. Kageyama gözlerini kırpıştırarak sana bakarken kollarını sıkıca onun boynuna doladın. O gerçekten çok sevimliydi ve içi boş şeylere endişe duyuyordu.
Parmakların yavaşça ensesindeki saçları okşarken mırıldandın, "kim ne derse desin seni sevmeyi asla bırakmayacağım ve senden vazgeçmeyeceğim Tobio. Benim için çok önemlisin ve aynısının senin için de geçerli olduğunu biliyorum. Üstelik voleybol senin için basit bir şey değil, voleybol senin hayalin ve seni ne olursa olsun destekleyeceğim yoksa ne tür bir kız arkadaş olurum ha?" Kageyama şaşkındı ama mutluydu. Elleri belini bulurken seni bulduğu için şükrediyordu. Daha önceki birkaç ilişkisinde karşı taraf onun voleybol sevgisinden bıkıp ondan vazgeçip onu yüzüstü bırakmışlardı ancak sen öyle değildin, tamamen farklıydın.
Sen, Kageyama'nın aşık olduğu kişiydin.
"Benden... benden vazgeçme."