𝘴𝘶𝘯 𝘢𝘮𝘰𝘯𝘨 𝘵𝘩𝘦 𝘳𝘢𝘪𝘯

40 3 1
                                    

Kucağımdaki çorba tepsisini komodine bırakırken kendimi biraz daha iyi hissediyordum. Elime bağlanmış fulara şöyle bir bakarken gözümün önüne gelen o görüntülere engel olamıyordum. Sahi o neredeydi? Fuları elimden hızla çözdüm. Gelişi güzel bir şekilde avucumda toparlarken çekmecenin içine atıverdim. Tam o sırada kapının arkasından bir sesle, kapı açılacakmış gibi titredi. O muydu? Sessizleştim. Usulca ayağa kalktım. Kapının dibine kadar girdim. Kulağımı kapıya yaslarken sesler kesilmişti. Belki de yanlış duymuştum ya da delirmiştim. Yatağıma geri döneceğim sırada aniden bir şeyler oldu. Ne olduğunu anlayamadan belimi kavrayan ellerle karşılaştım. Belimden yukarıya giden elleri beni çılgına çevirirken ellerini göğüslerimden, kollarıma ve bileklerime doğru çıkardı. Kollarım artık başımın üstündeydi. Kendini bana yaslarken tek eli ise aşağıda bir yol izliyordu ve ben bayılmak üzereydim. Vücudum yay gibi gerilirken başımı onun omzuna arkaya atıyordum. Yavaşça beni öne savururken yatağa doğru düştük.

- Mesafelerden bıktım usandım artık...

- Bay Hwang...

- Neden ismimle hitap etmiyorsun bana, eskisi gibi... Kendimizi kandırmayalım Taeyeon. Bu ilişki hiçbir zaman bitmedi... Ve hiçbir zamanda bitmeyecek. Bu malikanenin içinde, birlikte olmaya devam edeceğiz. Sonsuza kadar...

Gözyaşları ve hıçkırıklarla devam eden bu sevişme beni yaralıyordu. İçimde onunla büyüyüp onunla devam eden bu kıvılcımı söndüremiyordum... Ağlıyordum,

Joon Seo. Ağlıyorum...

- Ben seni biraz yalnız bırakıyım.

- Tamam. Ben de birazdan geleceğim.

Joon Seo romanı için yazmaya devam ederken odadan çıktım. Gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Ben istemesem de akmaya devam ederken şimdi, şu anda her şeyi anlatmak istedim. Ancak birden Bayan Kim'in kaldığı odanın aralık kapısını gördüm. Karanlık koridora ışık veren aralıktan yere bir gölge yansıyordu. Gölgenin hareket ettiğini görebiliyordum. Yavaş adımlarla koridora ilerledim. Kapının yakınına yaklaştığımda aralıktan usulca başımı uzattım. Sesler, sesler vardı. Ve onlar... Nefes alıp veren, birbirine değen vücutları... Ancak Bayan Kim ağlıyordu. Bay Hwang'ın dudakları ne zaman ona değse biraz daha fazla ağlıyordu. Eliyle çarşafı sıkmıştı. Gözleri sanki bağırıyordu. Bir şeyler oluyor, korkunç, dehşet veren bir şeyler. Ölüyor gibi... Ses mi o?

- Baekhyun?

Hayır. Hayır. Hayır... Hiç düşünmeden o kapının kolunu tutup çektim. Kapı kapanmıştı ve ben o malikanenin içinde yeşeren o sarmaşığı biraz daha büyümüştüm. Joon Seo ise karşımdaydı. Ruhum ise çığlık çığlığa...

- Ne yapıyorsun orada?

- Bayan Kim'in sesini duydum. Sanırım bir şey istiyor...

- A öyle mi? Dur ben bakıyım.

Joon Seo buraya doğru gelirken ben de yanından sıyrılarak aşağı indim. Holden itibaren koşmaya başlarken kapıyı açtım. Kendimi malikanenin yeşilliğine atarken ön cepheye hızla koşuyordum. Nefesimin tükendiğini, göğsümün acıyla patladığını hissediyordum ve bir anda gürültüyle çakan şimşeklerin altında başlayan şiddetli yaz yağmurunun altında ıslanıyordum. Oradaydı. Heybetli malikanenin balkonuna saklanmıştı. Dizlerimin üstüne çimenliğe düşerken beni gördü. Adi. Adi. Adi! Senden tiksiniyorum, tiksiniyorum... Gerginliğini, alnından akan o küçük ter damlalarını bu uzaklıktan bile görebiliyordum. Beni görünce şaşkınlıkla kaldı. Hareket edememişti. Duvara yaslanıp kendini ifşa etmemeye çalışırken bakışları benim üzerimdeydi. Yağmur ikimizide yağarken o değil de ben ıslanıyordum. Sonunda başını içeriye uzattı. Anlaşılan Joon Seo odayı terk etmişti. Başını içeriye sokup gitmesini beklerken balkon kapısının perdesini açan Bayan Kim'i kendine çekti. Bayan Kim önce ne olduğunu anlayamasada onun hoyrat tutuşuna karşılık vererek kollarına atıldı. Şimdi Bayan Kim beni görmezken Bay Hwang onu balkonun demirlerine itiyor, geceliğini elleriyle açarak yağmurun bedenine girmesine izin verirken dudaklarıylada işgal ediyordu. Bayan Kim'in beni görmesine izin vermeden malikanenin içine girdim. Yavaş adımlarla içeriye girdiğimde sırılsıklamdım. Paçalarımdan akan su zemini ıslatırken merdivenlerden inen Joon Seo beni gördü.

𝐸𝑓𝑓𝑒𝑐𝑡 𝑜𝑓 𝑅𝑒𝑎𝑙𝑛𝑒𝑠𝑠 | baekyeon ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin