~ 1 ~

1.2K 61 14
                                    

Merhaba. Ben Peter Benjamin Stark. Tony Stark, bir diğer adıyla ironmanin oğluyum. Aslında evlatlık edinildim, öz oğlu değilim. Tabi bunu kimse bilmiyor. Ve ne kadar havalı, ne kadar şanslı olduğuma dair gereksiz gereksiz laflar söylemekten başka bir şey yapmıyorlar. Ayrıca babanız ironman olunca sanıyorlar ki hayatınız en harika şekilde geçiyor. Yanılıyorlar.

Ben Peter Parker. Öz annem ve babamı  1 yaşındayken araba kazasında kaybettim. 5 yaşımı doldurana kadar May halamla beraber yaşadım. Ama gittiğimiz Stark Expo fuar gezisinde onu kaybettim. Henüz küçüktüm ve yüzümdeki maskeyle kendimi kahraman gibi hissedip önümde duran robota elimi uzatmıştım. Son anda Bay Stark gelmişti ve bu sayede tanışmıştık. Beni bir kaç kez kuleye davet etti. Ve bilime olan ilgimi anlayıp laboratuvarına davet etti. Bu sayede de aslında ne kadar zeki olduğumu öğrendi. Birlikte daha fazla vakit geçirmeye başladık. Başlarda yabancılık çekmiştim. Çocuk olduğum için halamın ölümünü ve yetim kaldığımı anlamıyordum. Ama kısa sürede Bay Stark'a alıştım. Beni öz çocuğu gibi sevdi. Bende onu babam olarak kabul ettim. Yetimhanede sadece 1 yıl kaldım. Ardından Bay Stark beni evlat edindi.

Geçen ay 15 yaşıma bastım. Geçen yıl ise kemik kanseri teşhisi konuldu. Orta seviye. Midtown Lisesinde okuyan sıradan bir genç oğlanım. Sadece 2 dosta sahibim onlarda MJ  ve Ned. Doğrusunu söylemek gerekirse Mj oldukça tuhaf bir kız. Ve asosyal. Ama sanırım ondan hoşlanmaya başlıyorum. Ned ise benim çocukluk dostum. Beraber büyüdük. Ve maalesef ki sürekli bana laf atan sinir bozucu Flash var. Kesinlikle aptalın teki. Tony'nin ondan haberi yok. Söylemek istemedim hiçbir zaman çünkü bana acımasını istemedim. Gözünde cılız, yardıma muhtaç bir bebek gibi görünürdüm muhtemelen...

Notlarım oldukça yüksek. Herkes gelecekteki ironman olacağımı düşünüyor. Babam bile. Ama ben buna hazır mıyım bilmiyorum. Geleceğe kadar hayatta kalır mıyım onu da bilmiyorum. Onlar geleceğim hakkında hayal kurabiliyorlar çünkü kanserimden haberleri yok. Ilk öğrendiğimiz zaman babam en iyi doktorları çağırmış lakin bir sonuç alamayınca hepsini yollamıştı ve şimdi gece gündüz laboratuvarda yeni bir şeyler keşfetmeye çalışıyordu.

İşte böyle bir hayata sahibim bende. Şanslı mıyım şanssız mıyım orası size kalmış artık.

"Pijamalı, baban seni uyandırmamı söyledi. Kahvaltıya inmenizi rica etti."

Friday'in sesiyle yattığım yerden gözlerimi ovalayarak doğruldum. Zaten uyanalı 1-2 saat oluyordu. Saate baktım, okula daha bir saat vardı. "Tamam Friday geliyorum. Ve tekrar söylüyorum, lütfen bana Pijamalı değil, sadece Peter de. "

"Tamam Bay Parker"

"ahhh!" elimdeki yastığı tavana fırlattım "Çok sinir bozucu davranıyorsun söylemiş miydim Friday"

"Bay Stark size öyle hitap edilmesini istedi. Ben sadece görevimi yapıyorum, Pijamalı." ardından robotik bir gülme sesi geldi.

"Seni gıcık şey" diye homurdansamda onu oldukça seviyordum. Çünkü babamdan yediğim cezalı günlerimin baş kahramanı o oluyordu. Evden çıkamıyordum ve bazen saatlerce onunla oyun oynuyorduk.

"Belki de senin espri seviyeni indirmem lazımdır, ne dersin? Babam laboratuvardan bir çıksın , bak ben sana ne yapacağım" ardından altımdaki starwars'lı pijamamın üstüne rastgele bir tişört çekip mutfağa indim.

"Günaydın uykucu." babam elindeki tabakları masaya yerleştirirken bir yandan da bana bakıyordu  "Nasıl, iyi uyudun mu?"

Kafamı evet anlamında sallayıp sandalyeye oturdum "evet evet evet... Ama sen yine hiç uyumadın öyle değil mi ? Seni uyutması için illa Steve amcamı mı çağırmalıyım"

Bir Peter Parker HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin