Yoongi'nin siyah saçlarında Jimin'in parmakları gezerken, Jimin'in kollarında huzur içinde uyuyakalmıştı. Jimin yumuşak bir şekilde mırıldandı, hala uyuyan çocuğu dudaklarında nazik ve sıcak bir gülümsemeyle yatıştırıyordu.
Jimin yüksek, öfkeli bir yankı duyana kadar her şey memnun ve huzurluydu. Yoongi'yi uyandırmamaya dikkat ederek ayağa fırladı ve tekrar dinledi. "Siktiğimin betası, sen kimsin ki beni test edeceksin, ha?! Burada lider olan benim, seni beta pisliği! Hangi cüretle benim ruh eşimi görmemi engellemeye çalışırsın?! Ben senin patronunum ve Ben söyleyince gideceğiz, anladın mı?!" Jimin yutkundu ve Yoongi'yi kendi yatağının yanındaki kendi yatağına koydu.
İkisi bir odayı paylaşabildikleri için minnettardı, her zaman birlikte daha iyi uykuya dalarlardı. Jimin ve Yoongi, ikisi de birbirinden sevimliydiler ve uyurken birinin sizi rahatlatması hissi, başka hiçbir şeye kıyasla, birbirlerine sarıldıklarında en güvenli yerdelerdi.
Yoongi en çok Jimin'i anlıyordu ve tam tersi de bu yüzden birbirlerinin içinde neşe ve huzuru bulmayı asla başaramadılar. Yoongi'nin gözyaşı şelalesini kontrol edemediği ya da Jimin'in hiperaktif kurdunu kontrol edemediği kötü gecelerde, her zaman birbirlerinin yanındaydılar. Kimsenin sağlayamadığı barışı getirdiler. Alfa daha fazla küfür ve tehdit kükrerken Jimin yavaşça kapıya yaklaştı ve tekrar hafifçe zıpladı. Jimin kapıdan içeri baktığında o alfayı gördü. Yoongi'nin feromonlarının aşırı tepki vermesine neden olan kendini beğenmiş, duyduğu kişi kendi hizmetçisini tostunu yaktığı için öldürmüştü.
Jimin'in masum gözleri, acımasız biripha'nın tereddüt etmeden ve suçluluk duymadan beta'nın boynunu kırdığını, zihninde yankılanan sesin sonsuza dek hafızasına musallat olmaya hazır olduğunu görünce genişçe açıldı.
Jimin dudaklarından kaçan küçük çığlığını tutamadı. Alfa'nın başı küçük çocuğa doğru fırladı ve Jimin baskın bakışların altında boyun eğmemek için elinden geldiğince kendine güvenmeye çalıştı.
"Hey, küçük omega.. sevimli küçük arkadaşın nereye gitti?"Taehyung, Jimin'in küçük bir köpek yavrusu olduğu gibi kusmak istedi. "Sana yakın olan bir yere gitmiyor!"Jimin elinden geldiğince iddialı olmaya çalışarak, ancak alfa'nın üzerinde böyle bir şekilde yükselmesiyle, çok korkmuş ve itaatkar hissetti. Omega olmanın olumsuz yanlarından biri de buydu.
Jimin bundan nefret ediyordu.
"Aw... küçük omega alınganlaşıyor. Şoförüme ne yaptığımı gördün... Bunu böyle yumuşak, sevimli küçük bir çocuğa yapmak istemem, " Taehyung'un kötü niyetli sözleri, çocuğu uyumaya ya da ağlamayı bırakmaya yatıştırıyormuş gibi yumuşak bir şekildeydi, ancak kelimeler tam tersiydi.
"Yoonie'ye zarar vermene izin vermeyeceğim, o benim en iyi arkadaşım!"Jimin korkuyla bağırdı, yumuşak kahverengi gözleri yırtılmaya başladığında hafifçe titredi. "Bana nerede olduğunu söyle ve kimse incinmesin"dedi Taehyung.
Jimin hıçkırarak kapıyı açtı, Yoongi'nin üzerine ışık vuruyordu. Beyaz teni vurgulanıyordu resmen, uzun kirpikleri gözlerinde derin gölgeler bırakıyordu. Dudakları şişmişti ve en ince ipekler gibi yumuşak görünüyordu.
Taehyung doğaüstü güzelliği olan bu çocuğu aşamamıştı. Omega'nın huzur içinde yattığı yatağa doğru yürüdü ve gözleri bir mücevher misali parlayarak omega'ya baktı.
Kalbi bir davul gibi çarpıyordu, kurdunun onunla çiftleşmek, onu kendinin yapmak için çığlık attığını duyabiliyordu.
Taehyung, kurdundan kaçan hırıltıya engel olamadı.
"Ruh eşim!"
Muhteşem bir bölüm ✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brutal Alpha {TaeGi}
Fanfiction*Bu bir çeviri kitabıdır!* Taehyung korkulan, saygı duyulan ve baskın bir alfaydı. Pervasız ve vicdansızdı. Bencil ve düşüncesizdi. Güçlüydü, güçlüydü ve istediğini istediği zaman elde ederdi. Yoongi yumuşak bir omegaydı, biraz hızlı bir yanı vardı...
