Yoongi, arkasından tehditkar bir hırıltı duyduğunda boynunun arkasındaki tutuşun gevşediğini hissetti. "Omega'n mı?"
"Evet, evet. Omega'm. Dostum, Taehyung alfanın kucağındaki omega'sını gördüğü zaman, alfanın kafasını koparmaya hazırdı. Kurdunun kontrolü ele geçirmesine izin vermemek için oldukça uğraşıyordu. Omega'sını bir daha korkutmak istemiyordu.
Yoongi ayağa kaldırıldığını hissedince ağlamaya başladı. "O bizim omega'mız... Bizim Luna'mız." Alfa Yoongi'nin kulağına fısıldadı, çocuğu titretti ve gözlerini sıktı.
Alfa daha sonra Sürü Evi'ne baktı, gözlerinde açlık yoğuruldu ve iradesine belirgin bir şekilde hükmeden güce susadı? "O bizim sürümüzden."
Taehyung'un kurdu tarafından ele geçirilmesi için gereken tek şey buydu. Yüksek sesle hırladı, ses yoongi'nin zihnine girdi ve diğer alfanın saniyeler içinde ondan ayrıldığını hissetti.
Yoongi, acımasız saldırıya dehşetle baktı. Taehyung alfanın tepesindeydi, kulağına saldırgan tehditler savururken onu acımasızca yumrukluyordu. "Sen kimsin lanet olası?!" Taehyung elini alfanın boğazına doladı.
Alfa dövülmüş ve kanlı bir şekilde hırlamaya çalıştı, ancak Taehyung'un kan lekeli elinin boğazında ki eli bunu imkansız kılıyordu. Baş alfa dudaklarını diğerinin kulağına doğru yaklaştırmış, ve "Kimsin?" diye fısıldamıştı.
"Ben Bang Chan! Lanet olsun, beni öldürme! Hadi ama, sadece bir alfa sürüsü için iş yapıyor, dostum!" dedi nefes almaya çalışırken. Taehyung sırıttı. "Sen zaten çiftleşmişsin", alfanın izini gördü, eliyle ize baskı yapıyordu, bu da diğerinin omurgasına titremeler gönderdi.
" E-evet? Ne olmuş yani?" Chan, Taehyung'un yüzüne tükürerek konuştu.
"Kim?"
"Y-Yang Jeongin... bu omega'nın peşinden sürümün baş alfası tarafından gönderildim." dedi.
Taehyung, alfayı çabucak serbest bıraktı, eli saçlarını sertçe kavrıyordu.
"Yang Jeongin! Sen ne istiyorsun? Bang Chan? Bu senin gerçek adın mı?!" Taehyung hırladı, her kelimeyle diğerinin sarı saçlarına daha da acımasızca çekiyordu.
"Öyle! Ve dediğim gibi, buraya geldim... onu almak için." Alfanın ela gözleri, onları izleyen, hıçkıra hıçkıra ağlayan Yoongi'ye takıldı. "O-o mu, sürü mü? B-bu benim baş alfamın mesajı... o baş a-alfa unvan için size meydan okumak istiyor... Moon Stone sürüsüne..." Chan, acı içinde ağlamamak için dudağını ısırarak mırıldandı.
Taehyung, gürleyen bir çarpma ile Chan'a avını yakalayan bir şahin gibi baktı. "Sana seçenek vereceğim. Ya gidersin, ya gidersin. Ne sürüme ne de yeni kavuştuğum eşime el koyamazsın. Şimdi git yoksa seni tereddüt etmeden öldürürüm.
"A-ama ben sadece bir elçiyim! Hadi!"
"Elçileri öldürmekte sıkıntı görmüyorum... Nedenini bilmek ister misin? Çünkü bilgi sızdırıyorlar."
Taehyung hırpalanmış ve kanlı alfaya bir kez daha hırladı. "Git!" diye bağırdı ve Chan, Moon Stone Sürüsü'nden hızla kaçmadan önce alçakça hırladı.
Düşman gittiğinde, Taehyung kendine geldi ve ancak eşinin ne kadar çok ağladığını fark etti. Taehyung buna ağlama deyip diyemeyeceğini bile bilmiyordu... Kendilerini ortaya çıkaran dehşet verici bir korku ve keder ordusuydu. Ama bundan daha fazlası vardı...
Yoongi zar zor nefes alıyordu, nefes almak için hızlı ve umutsuz? nefesler alıyordu. O kadar gözle görülür bir şekilde sallanıyordu ki, bir mil öteden fark ediliyordu, neredeyse bir depremi taklit ediyordu. - At?- Beyaz teni artık hayalet gibi solgunlaşmıştı ve büyük boy tişörtün altını sanki hayatı ona bağlıymış gibi tutuyordu.
Taehyung, Yoongi'yi yumuşak bir şekilde kucakladı, ona yumuşak melodiler mırıldanırken alnını yumuşakça öptü, vücutları rüzgarda dans eden bir mum üzerinde alev gibi sallanıyordu. "İyisin bebeğim. Seni buldum. Alfan seni kurtardı... Seni koruyacağım aşkım, söz veriyorum." dedi.
Taehyung, Yoongi'nin göğsünde ağladığını hissetti. Nefes alışı kontrol edilemiyordu, kalbi daha hızlı atarsa göğsününden fırlayacakmış gibi duruyordu, avuç içleri terlemişti ve midesindeki çukuru görmezden gelemezdi.
"Bebeğim, buradayım. Artık güvendesin... Kimsenin sana zarar vermesine izin vermeyeceğim. Denerlerse... sonuçlarına katlanırlar. Şimdi... İçeri girelim mi? Kabarık bir battaniyeye sarılıp krem şanti ve lokumlu sıcak çikolata içerken disney filmi izleyebiliriz. Kulağa hoş geliyor mu, küçük omega'm?" Yoongi sevimli bir şekilde sızlandı ve alfanın güçlü ve sıcak kollarına kaldırıldığını hissetmeden önce küçük bir kafa sallamasıyla cevap verdi.
"Teşekkürler, Taehyungie," Yoongi Taehyung'un omzunda mırıldandı, çok sarsılmış hissetmişti, ama aynı zamanda daha yüksek sesle konuşamayacak kadar rahattı. Taehyung kıkırdadı ve yanağını öptü. "Ne zaman . Ne zaman biri benim olanla uğraşsa, orada olacağım. Benimle her zaman güvende olacaksın."
Alfa... Jiminie'yi istiyorum..." Yoongi mırıldandı. "Yarın Eclipse Sürüsü'ne gideceğiz, tamam mı bebeğim? O zaman Jimin'i görebilirsin."
Dakikalar sonra sessizlik çift, Taehyung'un , zarif yatak odasındaydı, ekranda uoynayan Aslan Kral ile sıcak çikolatalarını yudumlarken kalın kabarık bir bebek mavisi battaniyeye sarılmıştılar.
"Seni seviyorum Taehyungie..."
"Bende seni seviyorum Yoonie."
Üzgünüm, Chan üzümlü kekim. :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brutal Alpha {TaeGi}
Fanfiction*Bu bir çeviri kitabıdır!* Taehyung korkulan, saygı duyulan ve baskın bir alfaydı. Pervasız ve vicdansızdı. Bencil ve düşüncesizdi. Güçlüydü, güçlüydü ve istediğini istediği zaman elde ederdi. Yoongi yumuşak bir omegaydı, biraz hızlı bir yanı vardı...
