family, yoonmin

16. Bölüm: "Fotoğraf."

jeongguk:
taehyung
taehyung
taehyung

taehyung:
dinliyorum?

jeongguk:
alışveriş merkezine gidecektim ve orada
çok güzel bir buz pateni var,
gidelim mi?
bilmiyorsan sorun yok
ben de bilmiyorum ama
olsun

taehyung:
başka birisine sözüm var.

jeongguk:
kim?

taehyung:
ilgilendirdiğini pek sanmıyorum
görüldü

jeongguk:
peki
şey
o da gelebilir yani
görüldü

jeongguk yazıyor...

jeongguk:
kızma tamam
ama
isterseniz ben gelebilirim
görüldü

jeongguk yazıyor...

jeongguk:
taehyung, anlamıyorum
beni affetmedin mi?

taehyung:
jeongguk,
o gün sadece iyi değildin.
iki üç öptün diye seni
affedeceğimi mi düşündün?
anlamıyorum.
bir anda değiştin.
neden bu kadar iyi oldun onu anlamıyorum.
bana bunlar çok fazla anlıyor musun?
beni o kadar üzüp kırdıktan sonra keyifinin istediği gibi mutlu etmeye çalışıyorsun. mutluyum
ama bu mutluluk bana çok fazla,
hiç alışık değilim jeongguk.
mutlu olmaya hiç alışık değilim.
ben bizim için nice çalıştım bilemezsin. ama sen bunu sadece bilmediğim bir
sebeple hemen düzeldin.
ya da sen öyle sandın.
benim duygularım yokmuş gibi davranıyorsun,
hep böyle davrandın.
değişmezsin ama.
koyuyor işte, anlamazsın ki.
o yüzden bak lütfen
ben yazana kadar yazma.
görüldü

jeongguk:
biliyorum, taehyung biliyorum.
çok karışık hissediyorsun, ben de kendimi çözemiyorum. tam olarak, nasıl hissettiğini anlayamam ama kafanın ne denli karışık olduğunu biliyorum.
dengesiz dengesiz çıkıp geliyorum karşına.

taehyung:
jeongguk, yazma.
hoşça kal.

jeongguk:
taehyung,
taehyung lütfen
yalvarıyorum
gitme

taehyung:
engel atacağım,
benden uzak dur birkaç gün.
işleri zora sokuyorsun.

jeongguk:
tamam
tamam yazmayacağım
ama lütfen hoşçakal deme

görüşürüz de

taehyung:
peki, görüşürüz.

jeongguk:
teşekkür ederim, çok teşekkür ederim
görüşeceğiz
söz veriyorum
her şeyimi kenara itmeye hazırım.|
görüldü

-

Koltuğun baş ucunda oturmuş, beyaz gömleğinin içerisine sıkıştırdığı siyah dar pantolonuyla ince beli barizleşiyordu. Koluna kadar çekmiş yakalı gömleğiyle, süt teninde görülen damarları onu çok farklı bir havaya sokuyordu. Kollarını göğsünde birleştirmiş bir vaziyette, bilgisayardaki, geçen verilen o nottaki şarkıya bakıyordu. Geriye alıp melodinin dakikasını bile inceliyordu. Kapı tıklatıldığı zaman dikkati dağıldığı için sinirle bir nefes çekmişti. Müziği durdurmuş, tek kaşını kaldırarak odağını tamamen oraya vermişti. "Gir." Demişti sakin olmayan şekilde.