2. Bölüm: "Kriz."

1.1K 89 37
                                    

"Jimin, hay sikeyim ağlama. Aç kapıyı."

Duramıyordum, deli gibi ağlıyordum. Şiddetlenen yağmur gibi akıyordu göz yaşlarım, aklımı yitirmiş gibiydim. Ağlıyordum, içim sökülürcesine göz yaşı döküyordum. Durmadan aklıma gördüğüm kâbus geliyordu, durmadan onu görüyordum. Gördüğüm şeyden deli gibi korkuyordum.

"Jimin," kapıya tekrardan sertçe vurdu Yoongi. Bu sese karşı ağlayan Perla'nın ağlayan sesi de kulağıma çok geç olmadan gelmişti. "Hadi çiçeğim, aç kapıyı."

Konuşmak için dudaklarımı aralıyordum ama acı bir tat geliyordu ve bu daha da ağlamamı sağlıyordu. Midem bulanıyordu, konuşursam her an kusacak gibi hissediyordum. Kalbim tekliyordu, saçımı sertçe çekiştiriyordum. Kendimi durdurmak için kendime zarar veriyordum. Bu kadar güçsüz olduğum için kendimden nefret ediyordum. Her şeye ağlamaktan da nefret ediyordum.

Uzun zamandır onu görmemiştim ve bir an da rüyalarımda karşıma çıkması beni çok yıpratmıştı. Eskiden çok görürdüm, hatta bazen onu görmek istemediğim için uyamamaya bile gayret gösterdiğim zamanlarda oluyordu. Lanet ilaçlar ile ayaktaydım ve ben bir daha o psikolojik çöküşü yaşamak istemiyordum.

İşte bu sabah sıçrayarak uyanmıştım, kendimi kaybetmiş gibi koşar adımlarla yatak odasındaki banyoya gitmiş ve hemen kilitlemiştim. Yoongi de hemen uyanmıştı bu ani hareketime karşı, hatta öyleki benim yüzümden Perla da uyanmış ve panik yaparak ağlamaya başlamıştı.

Kendimi suçlu hissediyordum ama durduramıyordum içimdeki acıyı.

"Jimin-"

"Y-Yoongi." ağlamamak için ufak bir uğraş vererek tekrardan dudaklarımı aralamıştım. "Kapıyı a-açacağım ama P-Perla'yı sakinleştirir misin önce?"

Duraksadı.

"Pekâlâ." Demişti en sonunda, adım sesleri uzaklaştığı zaman saç diplerini serbest bırakmıştım. Fena bir sızı girmişti. O anki krizdeyken fark etmemiştim. Birkaç kez yüzümü de çizmiştim sanırım. Sızlıyordu, kanama yoktu ufak ufak çirkin izler var gibiydi. Ayağı zorlanarak kalkmış ve aynaya bakarak kendime bakmıştım. Gözlerim ve yüzüm kıpkırmızıydı. Bu görüntü daha da ağlamama sebep olurken, az önce ki yaşadığım krize nazaran ses çıkarmadan göz yaşı döküyordum. Bu durum yanağımı yakıyordu, Perla'nın sesi yavaşça gittiği zaman üzerimde Yoongi'ye ait olan tişörtüyle gözyaşlarımı silmeye çalışmıştım. O an Yoongi'ye deliler gibi ihtiyacım olduğunu hissetmiştim, bana sarılımasını istemiştim. Üzerimde her zaman onun kıyafetleri olurdu, kendimi daha güvende hissederdim onun kıyafetlerini giydiğim zaman. Sesini çıkarmadı o da, bilirdi neden ötürü giydiğimi.

Kapıya doğru dönüp kilidi yavaşça açarken kapının kulpu ben çevirmeden Yoongi benden daha hızlı davranmış ve kapıyı açarak anında beni kendisine çekmişti. Güçlü kolları sıkıca belime dolamıştı, hatta öyleki nefes almaktan bile zorlanmıştım.

"Kafayı yedim.." mırıldanması ile başımı onun sert göğüsüne koymuştum. "Sikeyim, sen ağlarken ben kafayı yedim, Min. Ne yapacağımı bilemedim.."

Derin bir nefes vermiş ve saçıma doğru bir öpücük kondurmuştu. Konuşmayacağımı anladığı zaman beni hiç zorlanmadan kucağına almıştı. Kollarımı hâlsizlikle boynuna dolamış ve gözümü kapatmıştım.

"Özür dileri-"

"Dileme." Bu esnada beni yatağa nazikçe bırakmış ve hemen yanıma yaklaşarak üzerimde ki terli tişörtü çıkarmıştı. Tişörtü bir yere atmış ve elini ıslak saçlarıma daldırarak, geriye atmıştı. "Anlat bana, ne oldu?"

family, yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin