11. Bölüm: "Arzula(m)ak"

1.1K 79 11
                                    

Delicesine öpüşüyorduk.

Nasıl olduğunun hakkında en ufak bir bilgim yoktu. Bildiğim bir şey varsa o da sadece mavi ve civciv desenli geceliğimle aşağı inmem ve kapının önünde Yoongi'yi görmemdi. İlk iki saniye birbirimize bakışmıştık. O saniyeler arasında tüm yoğun duyguyu hissetmeme izin vermeden, Yoongi'nin dudaklarından bir, "Siktir." nidası çıkmış ve anında dudaklarıma yapışmıştı. Bende bunu yapmasını beklemezcesine gözlerimi irileştirmiş ve hızına karşılık vermeye başlamıştım. O kadar sert öpüyordu ki dudaklarım kanayacak diye gözlerimi sıkıca kapatmıştım. Dudakları, dudaklarımın üzerindeyken beni kucağına almış ve eve doğru götürmüştü. Aralıklı kapıdan faydalanarak içeri girmiş ve girdiği gibi kapıyı kapatarak, yatak odasına doğru ilerlemeye başlamıştı. Yatağa geldiğimizde, saten örtüye pekte nazik olmayan bir şekilde atmıştı yatağa beni. Ben ona masumca sarılıp, küçük öpücükler vermek isterken onun vahşetine yetişememiştim.

Min Yoongi özlediğinde acımazdı ve özlemini en iyi şekilde alırdı.

Birçok kez kavga etmiştik ve her kavgamızın sonunda kendimizi sevişirken buluyorduk. Kesinlikle bundan şikayetçi değildim, değildik. Lâkin, bu kavga en ciddiye yakın olanıydı. Ne kadar ciddiyse o kadar sert olacaktı. Tıpkı dudakları sertçe boynumu emdiği gibi. Emdiği veyahut ısırdığı yerler anında kızarıyor ve mor kalıbına girmeye başlıyordu.

İşte böyleydi, beni altına aldığı gibi hiç konuşmadık. Özrünü öpücükle vermeyi severdi o. Ben ise, öpücüğüne karşılık verdiğim zaman onu ''affettim.'' anlamına gelirdi.

"Siktir, daha fazlasına ihtiyacım var.."

Kavisli kollarının arasında zevkten kıvranırken, anadan doğma çırılçıplak şekilde altında inliyordum. Sıcak nefesleri dudağıma, boynuma ve çıplak göğsüme değiyordu. Sert bir öpücük lâkin yumuşak bir dudak, dudaklarımı sömürüyor ve nefesimi kesiyordu. Beni nasıl hâle koyduğunu en iyi o biliyordu ve bu nedenle kışkırtmaktan asla çekinmiyordu. Bu sefer dudakları, göğüsüme gelmiş ve ucunu emmeye başlamasıyla, ufak bir çığlık atıp elimi ipeksi saçına koyup çekiştirmiştim.

"Ah.. Yoongi, dur."

Zarif elleri kalçamı sıkıp, pürüzsüz bacaklarımı boydan boya okşuyor ve tekrar dudaklarımı öpüyordu. "Y-Yoongi.."

Nefes nefese konuşurken, dudaklarını göğsümden ayırmış ve zevkten kızaran yüzüme bakmıştı. "O sıkı duvarlı kalçalarını becermemi istiyorsan domal, Min."

Sesi ile titrerken, komutunu ikiletmeden istediği pozisyona geçtim ellerim öne kalçam havaya kalktı. Bir süre sessizlik olurken, kaşlarımı çatmış ve ona dönmüştüm ve kalçamı sallamıştım. ''Ah! lütfen durma... becer beni." Arsız kelimeleri kesinlikle yatakta kullanan bir insandım. Normal bir günde küfür etmekten bile nefret ederken sadece Yoongi'nin altında ona tonlarca küfür ediyordum. ''Sikik herif hızlan dedim sana! Ah, daha sert piç kurusu tüm gücün bu mu, ha? Evet, evet orası hay sikeyim, orası değil! Aptal mısın sen!?''

O ise benim ne kadar sürtük olduğumda bahserderdi; ''Şu küçük sürtüğe bak, arsızsın sürtük, o bal dudaklarından çıkan kelimelere dikkat et, aksi taktirde orayı da beceririm, kabul et, becerilmeye bayılıyorsun.''

Dışarıdan mutlu ve tatlı bir aile olabilirdik ama kesinlikle yatakta aynı değildik. Diğer ilişkiler gibi nazik davranmazdık, aksine nazik olduğumuzda birbirmizin ırzına geçerdik.

Bir şaplak sesi odaya doldururken, başımı öne doğru sendelenmiş ve gözümün hafiften dolmasını sağlamıştım. ''Deliğin ıslanmış, kasılıp duruyor."

Utangaç ama oyuncu bir şekilde sızlandım. ''Evimi doldur..."

Gülmüştü, açık konuşmam onu tatmin ediyordu.

family, yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin