Aslında 4-5 ay önce her şey normaldi. Normal bir aileye ve başbelası iki erkek kardeşe sahiptim. Annem sıradan bir anne, babam sıradan bir babaydı. Erkek kardeşlerim mi ovvvv onlar gerçekten normal değildi her şeyimi anne ve babama yetiştiren iki başbelası evet onlar benim için başbelası olmuştu artık..
Her zamanki gibi uyanmıştım başbelalarının biri bir kolumdan diğeri ise diğer kolumdan çekiyorlardı sanırım beni ortadan ikiye ayırmayı hedefliyorlardı. Gerçekten çok güçlüydüler bana çığlık atmaktan başka bir seçenek kalmıyordu. Annem sonunda çığlıklarımı duyup odaya geldi ve başbelalarını on kaplan gücünde kaldırdı ve kapı dışarı etti.
- Anne bunları gerçekten neyle besliyorsun?
- Rengin saçmalamayı kes ve kahvaltıya gel
-Ama anne bu sıcak yatağı bırakmak o kadar zor ki...
-RENGİNNNN
-Tamam tamam
Annemin Rengin diye bağırmasından daha ürkütücü bir şey yoktu benim için. Zorda olsa sıcacık yatağımı bırakıp gitmek zorundaydım çünkü başbelaları her zaman benim yerime oturmaya çalışırlardi hatta bana yemek bile ayırmazlardı. Aşağıya indiğimde herkes yerine oturmuş ve beni ciddi bakışlarla süzüyorlardı , başbelaları bu duruma sevinmiş olmalı ki bana doğru sırıtıyorlardı. Korkarak sandalyeye oturdum ve o çiddi bakışlar yerini art arda gelen sorulara bıraktı.
-Dün gece niye geç kaldın Rengin ?
-Baba anneme haber vermiştim.
-Benim sana sorduğum soru bu değildi Rengin
Babam bana genelde tatlım, canım gibi şeyler derdi adımla hitap etmesi beni baya ürkütmüştü annem sonunda araya girdi
-Tamam Saffet kızın üstüne bu kadar gitme tartışmasız bir kahvaltı istiyorum lütfen.
-Peki öyle olsun.
Daha sonra annemle babam bakışmaya başladılar sanki birbirlerine sen söyle hayır olmaz sen söyle diyorlardı onların arasındaki olayı çözmeye çalışırken Emir ile Demir birden masadan fırlayarak bahçeye çıktılar (Emir ve Demir başbelalarının gerçek ismi). Daha fazla dayanamayarak birden atıldım ,
-Bilmem gereken bir konu mu var baba?
- Aslında...
-Evet tatlım babanla sana söylemek istediğimiz bir konu var.
-Dinliyorum annne.
-...
-Baba?
-Tatlım biz seni başka bir okula yazdırmak istiyoruz.
Beklediğim hitap şekli gelmişti ama bu cümlede hoşuma gitmeyen şeylerde vardı. Bir an anlamak istemedim
-Ne! Nasıl ben doğru mu duydum başka bir okul mu?
-Tatlım bunu yapmak zorundayız üzgünüm
-Anne neyi yapmak zorundasınız ya hem ayrıca şimdiki okulumun nesi varmış?
-Bu okulunla alakalı değil tatlım seninle alakalı
-Anne ne demek istiyorsun gerçekten anlayamıyorum
-Rengin sonra bize hak vereceksin ayrıca kayıt yaptırdığımız okul sana uygun
-Bide kayıt mı yaptırdınız?
Aniden masadan kalktım ve merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladım sanki merdivenler ben çıktıkça çoğalıyordu sonuna gelemiyordum. Kendimi odama attım birden ağlamaya başlamıştım. Nasıl veda ederdim arkadaşlarıma nasıl. Telefonumun titrediğini farkettim arayan Çağrı'ydı
Çağrı çocukluklığumdan kalan tek arkadaşımdı neden bilmiyorum ama annem ve babam onun dişindaki bütün arkadaşlarımı benden uzaklaştırmıştı.
Yine hissetmişti sanırım mutsuz olduğumu ne zaman ağlasam sanki beni bir yerden izliyormuş gibi hemen o an arardı. Şimdi acaba beni neyle neşelendirecekti.