6. BÖLÜM

26 3 0
                                    

tahmin ettim. Anlamamış gibi yapıp; " Ne hakkında? " Diye sordum. Garfield istekli bir şekilde " Tabikide Jack hakkında " Dedi. Garfield'ın bana yardım etmesi beni az da olsa neşelendirmişti ancak Garfield bundan eminmiydi? Bu soruyu ona sordum; " Garfield olanları tam olarak duydun değil mi? Bak bu olayda gerçek zombilerden bahsediyoruz bu işler şakaya gelmez. " Garfield gülerek; " Garfield endişelene tabiki biliyorum Jack'i kurtaracağız.. "

Garfield ile birlikte her şeyi planladık.. Zombileri gerçek hayatta hiç görmesekde yabancı dizilerden izlediğimiz kadar biliyoruz. İkimizde elimize birer tane sopa ve el feneri aldık ve kapıya doğru yürümeye başladık.. Yol boyunca kendime kızmaya devam ediyordum.. Jack orada ağlarken ona hiç yardım edemedim. Eğer sınavda Jack ölürse kendimi asla affetmem. Kapının önüne geldiğimiz sırada Garfield ile birlikte kapıyı yavaş ve bir okadar da sessiz şekilde açtık.. Kapı gerçekten çok büyük ve ağırdı. Yavaş yavaş merdivenleri inerken ikimizde tir tir titriyorduk.. Merdivenleri indikten sonra karşımıza bir büyük kapı daha çıktı.. Garfield tam kapıyı açarken; " Hazırmısın garfi her şey yeni başlıyor.. " Dedim.. Garfield sesli bir şekilde yutkunduktan sonra kafasını evet şeklinde salladı ve kapıyı açtı. Kapı açıldıktan sonra karşımıza uzun bir koridor çıktı. Koridorda sessiz ve etrafı koloçan ederek yürüyorduk.. Koridorun sonuna kadar zombi görmeden geldiğimiz için mutluyduk. O sırada sağ tarafta bir deney odasına benzer bir yer gördük... Garfield'a elim ile sessiz olmasını işaret ettim.. Odanın girişinde BAY LUCAS yazıyordu.. Bu tek gözlü adamın ismi diye tahmin ettim. Yavaş yavaş kafamı odanın içerisine doğru çevirdim içeride Bay Lucas'ı gördüm ancak Jack'i göremedim . Bay Lucas Çalışma masasının üstünde bulunan telefona benzeyen aletle sanırım bir kişiyle konuşuyordu. Garfield ile birlikte bir birimize bakıp konuşmayı dinlemeye başladık. Konuşma bittiğinde kulaklarımıza inanamadık... Konuşma her şeyi açıklıyordu! Jack'in laflarına sinirlenmesinin nedenini, telefona benzeyen aletin ses kayıt cihazı oludğunu, ve Jack'i sınavı geçerse zombi yapıcam 

yalanı! Evet doğru duydunuz. Jack'e sinirlendi. Çünkü ailesini öldürüp genlerini değiştirmesi ve hepsinin aynı kan grubu olması gerekiyormuş. Demekki ben gelmeden önce Jack'in kan grubunu öğrenmiş.. Jack'e söylediği zombi yalanı ise onu heveslendirmek içinmiş.. Bu konuşmaları duyduktan sonra Bay Lucas cihazı kapatıp kapıya doğru yöneldi. Bende Garfield ile birlikte yangın çıkış bölmesine saklandım. Bir taraftan korkuyor bir taraftan da kapının şifresine bakmaya çalışıyordum. Adam kapının başına geldkten sonra bir süre bekledi ve birden ağlamaya başladı. Garfield ile birlikte birbirimize bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk ancak ağlamasının sebebine bir türlü anlamıyorduk.. Adam ağlamasını bitirdikten sonra bir süre daha sakinleşmek için bekledi ve şifreyi yazmaya başladı. O sırada bende bir adım daha öne geldim ve yazdığı şifreye dikkatlice bakıyordum. Numaralar sırası ile şöyleydi: 1-5-9-7-5-3-0-0'dı şifreyi görür görmez tekrar yangın çıkış bölmesine saklandım.. Adam kapıdan içeri girerken arkasını kontrol etti. Ve kapı kapandı.. Garfield ile birlikte yavaş yavaş kapıya yürürken Garfield bana; " Şifreyi gördün değil mi? " Diye sordu. Sessiz bir şekilde; " Evet " Cevabını verdim. Ve sırası ile şifreyi yazmaya başladım 1-5-9-7-8-3-0-0 diye sırası ile yazdım ve " ok " yazan yere tıkladım.. Kapı bir kez daha açıldı.. Kapı açılırken arkasında birden zombi belirirse altımı ıslatmam an meselesiydi.. Artık ne kadar korktuğumu siz düşünün. Kapıdan içeri yavaş yavaş giriyorduk .. Koridorda bir süre yürüdükten sonra sağ ve sol tarafta bir oda gördük. Odanın içinden yeşil ışık ve kalp atış sesleri geliyordu. Kalp atış sesleri bizi ürkütüyordu. Garfieldın bu seslerden sonra korkudan rengi benzi attı.. O sırada Garfield, işaret parmağı ile omuzumu dürttü ve; " Bunu yapmaktan pek emin değilim " Dedi. Bende alaycı bir surat ifadesi ile kolundan tutup önüme doğru ittirdim ve sonra fısıldayarak; " Sen sol taraftaki odaya bak, bende sağ taraftaki odaya bakıcam. " Dedim. Garfield isteksiz bir şekilde; " Tamam " Dedi. Garfield ile birlikte yavaş yavaş kafamızı odaya doğru çevirdik... Kafamı çevirdiğimde gözlerime inanamamıştım.. İçi yeşil renkli sıvı ile dolu kapsüller vardı. Ve bu durumun 

en korkuncu ise bu kapsüllerin içinde zombilerin olmasıydı. Garfield'ın baktığı oda da aynı şekildeydi.. Bir süre daha kapsüllere baktıktan sonra zombilerden bir tanesi gözlerini açtı bize baktı ve hızlıca gözlerini açıp kapamaya başladı. Zombi gözünü açıp kapadıkca kalp atış hızı ve sesi sürekli artıyordu. Ve bu bizi çok korkutuyordu.. Ses artmaya devam ederken Garfield ile birlikte birbirimize baktık ve hızlıca koridorun sonuna doğru koşmaya başladık. Bu zamana kadar hiç bu kadar hızlı koşmamıştım. Koşmaya devam ederken koridorun sonunda büyük bir girişi olan bir yer daha belirdi.. Garfield ile dinlenirken gördüğümüz yer bizi meraklandırdı sessiz şekilde girişe doğru yürüdük ve kafamızı içeriye doğru çevirdik. Burası bir konferans salonuna benziyordu ve çok büyüktü, içeride çok iğrenç bir kan kokusu vardı. Salonda sahneye benzer bir yer vardı, sahnenin köşesinde ise sandalyeye bağlı şekilde Jack oturuyordu. Jack orda oturup beklerken sahnede ölümcül bir parkur hazırlanıyordu.. Parkur insanın tüylerini diken hale getiriyordu.. Parkurun başlangıcında alevli halkalar vardı. Alevli halkanın içinden atlayamaz ise aşağıda bulunan yılanların arasına düşecekti. Eğer o aşamayı geçer ise yumruk makinasına benzer aleti geçmeye çalışacaktı. Köprüye benzer bir yol var ve yolun sağ ve sol taraflarında yumruk atan demir eller vardı. Bu aşamayı da geçerse parkurun son ve en acımasız aşamasına geliyordu. Aletin üstünde yazdığına göre aletin adı ezici güçtü.. Bu aleti gördükten sonra Jack'in bu parkuru geçeceğine hiç ihtimal vermemeye başladım.. Jack biraz da olsa atletikti evet ama atletikliğinin bu parkura yeteceğini hiç sanmıyorum. Parkuru hazırlayan adam ara sıra Jack'a bakıp filmlerdeki kötü adamlar gibi kahkaha atıyordu. O adamın kim olduğunu bilmiyordum ancak Bay Lucas olmadığından emindim. Bay Lucas salonda gözükmüyordu.. Garfield ile birlikte sahnenin arkasında olduğunu tahmin ettik. Kan kokusu midemizi bulandırmaya başlarken sahne koltuklarının ordan gözükmemeye çalışıp Jack'in yanına ulaşmaya çalışıyorduk.. Koltukların aralarında zombi etlerine benzeyen etler vardı ve 

Canavarlar AdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin