BÖLÜM 4

82 9 2
                                    

 Jack ile birbirimize baka kalmıştık. Çünkü bunlar o adamın bahsettiği zombilerden bir kaç tanesiydi. Jack'e kızgın bir şekilde fısıldayarak " O adamın anlattıklarının doğru olduğunu söylemiştim. " Dedim.. Jack çok korkmuştu.. Korkudan cevap bile veremiyordu. Ama zombilere bakmaktan çekinmiyordu da. Bir süre daha zombileri izledikten sonra.. Bir adam geldi.. Adam sanki onların başıydı. Çünkü zombiler o adama hiç zarar vermiyorlardı. O adam. Yere eğilerek, kumu sildi ve elini bir süre yerde bulunan cihazın üzerinde bekletti.. Bu bizi çok daha ürkütmüştü.. Biz iki adım geri gittik ancak izlemeye devam ediyorduk.. Kumun altından devasa bir çukur kapısı açılıyordu. Kapının açılırken çıkardığı ses çok gıcık bir sesti. Çukur kapısı tamamen açıldıktan sonra.. Oradaki adam tüm zombileri aşağı doğru itmişti.. Bu bizi çok meraklandırmıştı.. O adam zombileri aşağı attıktan sonra, o adamın  zombilerin başının olmadığını düşündüm. Çünkü onları aşağı atarak öldürüyor gibiydi. Ama öyle bir şey yapsaydı, neden zombiler ona dalmıyordu? Gerçekten çok merak etmiştim. Yaşadığımız bu büyük korkunun ardından adanın çevresini gezmeye yüreğimiz el vermiyordu.. Bizde otele doğru yürüdük. Burası çok büyüktü oteli arıyorduk ama bir türlü bulamıyorduk.. Sanki yer yarıldı da içeri girmişti.. Dahada çok endişelenmiştik.. Bir ara sinirden çığlık atacaktım ancak zombileri gördükten sonra bana zarar verirler diye çok korkuyordum. Jack ile adanın çevresinde biraz daha dolaştıktan sonra otelin kapısında duran nöbetciyi gördük.. Orada duran bir adamla konusuyordu. Sanırım bizi görüp görmediğini soruyordu. Bende Jack'a dönüp " Adama söyleyelim bizi eve götürsün " Dedim.. Jack o zombilerin şokunu henüz atlatabilmiş değildi. O yüzden cevap vermedi ve adamın yanına doğru yürümeye başladı. Adamın yanına gittiğimizde bir mazeret uydurmamız gerekiyordu. Kaçtığımızı anlamamalıydı.. Adamın yanına gittikten sonra ben " Afedersin abi, uyurgezerdik buraya nasıl geldiğimizi bilmiyoruz.. Acaba bizi otele götürürmüsün? " Dedim. Ancak bir taraftan endişeliydim. Çünkü adam bize inanmayabilirdi.

       Adamla biraz bakıştıktan sonra bizi otele doğru götürmeye başladı.. Jack'e fısıldayarak " Bize ya acıdı ya da bu söylediğimize inanacak kadar aptal. " Dedim. Jack kafasını evet şeklinde sallayarak sessizce güldü. Biraz daha yürüdükten sonra otele gelmiştik.. Saat bayağı geç olmuştu. Neredeyse sabah olacaktı.. Jack ile asonsöre binip odamızın katına çıktık.. Koridorta bulunan koltukta biraz oturarak gördüklerimizi değerlendirdik.. Jack'e " Burası çok korkunç ve bir okadarda da gizemli bir yer. " dedim.. O sırada Jack heyecanlı bir şekilde bir okadar da eğlenceli dedi.. Çok şaşırmıştım. Zombileri ilk gördüğünde dona kalan biri bunu nasıl söylüyordu? Jack'a dönüp "Uykun kafana vurdu sanırım.. Zombileri gördüğünde çok korkmuştun!" Dedim.. Bana gülerek "Uykum kafama felan vurmadı.. Evet zombileri ilk gördüğümde korkmuş olabilirim. Haklısın" Dedi. Sonra devam etti " Eğer zombilere dikkat ettiysen onların eskiden insan olduğunu anlayabilirsin.. Bizde birer zombi olabiliriz! Dedi.. Çok şaşırmıştım..

Jack'a gerçekten inanamıyodum. Kıskanılıcak bir hayat yaşıyordu. Neden zombi olmak istiyordu ki? Ve de zombilerin eskiden insan olduklarını nereden anlamıştı? Şaşırmış bir şekilde Jack'a bu soruları sordum. Jack bana üzgün ve bir okadarda sinirli şekilde herşeyi anlattı. " Hayır Andrew! Yanılıyorsun.. Emin ol kimse benim yerimde olmak istemez. Belki dışardan çok mutlu ve de huzurlu görünüyor olabilirim.. Ama değilim.. Annem ve babam hiç bir istediğimi yapmıyor,! Belikde yapamıyor. Bazen geceleri gizlice onları dinliyorum.. Sürekli kavga ediyorlar ve sanırım boşanacaklar. Dedi. Ve sonra devam etti. " Bana hep mutlu gözükmeye çalışıyorlar.. Pek başaramıyorlar. Hey Andrew beni sinemaya davet ettiğin günü hatırlıyor musun? " Diye sordu. " Evet. Hatta o gün malesef kavga etmiştik. " Dedim. Sonra Jack devam etti. " Evet. O gün parayı aslında annemden koparamamıştım.. Sordum ancak izin vermemişti. Bende sinirlendim ve çantasından çaldım.. Odama çıkıp kapıyı kitledim ve yanına gelmek için camdan atladım! Zombilerin insan olduğunu nasıl anladığıma gelirsek. Eğer zombiler eskiden insan olmasaydı orada bulunan adama saldırmazlar mıydı? " Dedi. Duyduklarıma gerçekten inanamıyordum. Jack ağlıyordu. Jack'i biraz sakinleştirdikten sonra " Bunları bana daha önce neden anlatmadın? " Diye sordum.. Bana pişman bir şekilde "Artık benimle arkadaşlı yapmazssın diye korktum." Dedi. Böyle bir şey düşünmesi beni çok üzmüştü. Hatta bana bu sorununu daha önce söyleseydi belki yardımcı bile olabilirdim. İçimden bunları geçirdikten sonra ellerimi Jack'in omuzuna koyarak " Dostum biz daima arkadaşız bana her sorununu söyleyebilirsin. " Dedim. Jack bana sırıttı, kötü bir bakış attı ve sonra " Peki Andrew madem daima dostuz. " dedi. Ve devam etti. "Eğer gerçekten o gördüğümüz zombiler, eskiden insansa ve de bir formül sonucu zombi oldularsa.. Benimle birlikte zombi olur musun? Herkesten uzak.. Sakin.. Ve Huzurlu Hayat..? " Dedi. Jack kritik bir soru sormuştu.. Öylece dona kalmıştım..

       Jack, hala bana bakmaya devam ediyordu. Ve " Evet Andrew. Cevabını bekliyorum. " Dedi. Bende " Bak Jack, biz daima dostuz.. Ancak dostluğumuz ailemden önemli değil. Ben ailemi seviyorum.. Hem bu zombilerin eskiden insan olması. Bu tam bir aptallık! Böyle bir şey olamaz! " Dedim. Jack "Anlıyorum. Haklısın" Dedi. Verdiğim cevabı mı bukadar çabuk kabul edeceğini tahmin etmiyordum. Ama sorun halledilmişti ve en önemliside buydu.. Konuşmamızı bitirdikten sonra odama doğru yöneldim ve Jack'e  " İyi geceler dostum " Dedim ve sessizce yatağıma yattım..

Çok yorgundum.. Saatlerce uyumamıştım. Güzel ve tatlı bir uykunun ardından sonunda sabah olmuştu. Ancak gözlerimi açamıyordum. Gözlerim uykusuzluktan kan çanağına dönmüştü. Ancak bugün akşama kadar uyumak yoktu. nkü bugün eğlence günüydü. Heyecanlı bir şekilde pijamalarımı çıkaırp üstümü giyidim. Sonra da Jack ile hızlı trene binmek için Jack'i uyandırmaya gittim.. Jack beni uyandırmadığına göre hala yatıyordu.. Çünkü Jack her zaman benden önce uyanırdı.. Odanın kapısını tıklattıktan sonra " İçeri gelebilir miyim? " Diye sordum.. Ve sonra birden kapı açıldı.. Kapıdaki kişi Jack'in annesi, Tinka'ydı. Belli etmemeye çalışsada odada yine bir sorun yaşadıkları anlaşılıyordu. Bayan Tinka'nın gözleri yaşlıydı.. Sakin bir şekilde " Acaba Jack orada mı? " Diye sordum.. Bayan Tinka göz yaşlarını sildikten sonra şaşkın şekilde bana baktı ve " Jack yarım saat kadar önce seninle buluşmak için dışarı çıkacağını söyleyip çıktı. Senin yanına gelmedi mi? " Diye sordu. Bende şaşırarak " Hayır efendim " Dedim. Ancak olanları anlamıştım.. Jack ile dünkü yaşadığımız olaylardan sonra zombileri araştırmaya gitmişti. Bayan Tinka'nın olanları bilmesi kendisini daha çok üzecekti.. Üzülmemesi için hiç bir şey söylemedim. Lafı geveleyip " Haa doğru! Ne kadar da aptalım. Hızlı trenin orada buluşcaktık. Rahatsız ettiğim için özür dilerim." dedim. Ve koşarak otelden çıktım. Dün geceki zombileri gördüğümüz yere gittim.. Ancak orada hiç kimse yoktu...

       Otele doğru geri yürümeye başladım.. Taa ki konuşma sesleri duyana dek. konuşma seslerini duyunca, sesi net duyabilecek yere geçtim ve konuşanlara doğru baktım.. Aman Allah'ım! Bu konuşanlar Jack ile dün gece ki adamdı.. Zombileri çukura iten adam.. Jack ile dün gece konuştuğumuz zombi meselesini neden bu kadar çabuk kabul ettiğini şimdi anlıyordum. Meğersem sözünde kararlıymış..

 Otele doğru geri yürümeye başladım.. Taa ki konuşma sesleri duyana dek. konuşma seslerini duyunca, sesi net duyabilecek yere geçtim ve konuşanlara doğru baktım.. Aman Allah'ım! Bu konuşanlar Jack ile dün gece ki adamdı.. Zombileri çukura iten adam.. Jack ile dün gece konuştuğumuz zombi meselesini neden bu kadar çabuk kabul ettiğini şimdi anlıyordum. Meğersem sözünde kararlıymış.. Gerçekten zombi olmak istiyormuş. Konuşmaları pür dikkat dinliyordum. Jack'in dün gece ki söylediği doğruymuş. O zombiler eskiden insanmış bir genetik formül sayesinde zombi olmuşlar. Bazıları zorla bazıları ise kendi isteğiyle.. Konuşmaları dinlemeye devam ederken birden Jack kızgın bir şekilde bağırdı ve " Zombi olmak için yaşımın küçük olması da ne demek! " Dedi.. Sanırım zombi olmak için belirli bir yaşta olmak gerekiyordu.. Adam istifini hiç bozmadı ve sakin bir dille " Bak Jack zombi olarak yaşamak bir hayli zordur.. Hele ki senin yaşındaki biri için daha da zordur. bu zorlukları kaldırabileceğini sanmıyorum. Ve gen değişimine gelirsek. Yaşın küçük olduğundan dolayı gen değişimi sırasında ölme ihtimalin bi.. " Adam daha sözünü bitirmeden Jack lafını kesti. Jack'in gözleri dolmuştu belli etmemeye çalışıyordu ancak başaramıyordu. Sinirli ve üzgün şekilde lafa atladı " Ölmek umrumda değil! Tek istediğim memnun olmadığım hayatımdan kurtulmak. Bunu ölmeden başarabilirim küçük bir ihtimal olsa da. Lütfen beni zombi yap! " Diye haykırıyordu.. Jack'in bu söylediklerinden sonra kanım adeta buz kesmişti. Çok şaşırmıştım.. Jack'in gerçekten bu kadar kötü bir hayat yaşadığını bilmiyordum.. O sırada ayağım kaydı. Ayağımın altında bulunan taş hareket ederek Jack'in yanına doğru gitti.. Kalbimi duracak gibi hissettim. Jack birden " Kim Var Orda! " Diye bağırdı. Ağır ağır saklandığım taşın arkasından çıktım.. Jack beni görünce çok şaşırdı ve sinirlendi koşarak boğazıma sarıldı beni yere düşürüğ üstüme çıktı.. Şaşırmıştım Jack'in gözü dönmüştü. Ağlamaklı bir şekilde bana bağırdı ve " Andrew beni nasıl buldun, konuştuklarımızın ne kadarını duydun bilmiyorum. " Dedi. Ve devam etti " Burada duyduklarını hiç kimseye anlatmayacaksın Andrew! Hemde hiç kimseye dedi." Bu sefer çok kızmıştım.. Bütün gücümle Jack'i üzerimden fırlattım ve karnına bir tekme attım.. Bu olaya bende çok şaşırmıştım.. Çünkü en iyi arkadaşım Jack'a hayatım boyunca ilk defa böyle vurmuştum. Ama haklıydım Jack her zaman bana sırlarını söylerdi.

Canavarlar AdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin